Ünlü yatırımcı John Hussman, ABD borsalarındaki mevcut durumu, ABD finansal tarihinde üçüncü büyük spekülatif balon olarak nitelendiriyor. Daha önce 2000 ve 2008 piyasa çöküşlerini doğru tahmin eden Hussman, Eylül ayı sonunda paylaştığı analizinde, Ocak 2022’den bu yana piyasaların, ABD tarihindeki en büyük üçüncü balonun zirve formasyonunu yaşadığını belirtti. Hussman, önceki iki büyük balonun ise 1929 ve 1999 yıllarında gerçekleştiğini ifade etti.
“Piyasadaki ralli aldatıcı, riskler giderek artıyor”
CNBC-e’nin haberine göre Hussman’ın bu cesur iddiası, yapay zeka etrafındaki heyecanla birlikte S&P 500’ün Ekim 2022’deki düşük seviyelerinden bu yana yüzde 60’a yakın bir artış göstermesiyle piyasa rekorlarının yenilendiği bir döneme denk geliyor. Üstelik, çoğu ekonomist ve yatırımcı, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirimleri ile ekonomide yumuşak bir inişin mümkün olduğuna inanıyor. Ancak Hussman, piyasadaki rallinin aldatıcı olduğunu ve risklerin giderek arttığını savunuyor.
Değerleme ve teknik veriler üzerinden uyarılar
Hussman, iddiasını desteklemek için değerleme ve teknik göstergelere dayanıyor. Hussman’a göre, finans dışı hisselerin toplam piyasa değeri ile bu hisselerin katma değerlerinin oranı, uzun vadeli piyasa getirilerini belirlemede en güvenilir ölçütlerden biri. Bu ölçüt, 2022’deki zirvelere yaklaştı ve 1929 ile 2000’deki seviyelerin üzerine çıktı.
Değerlemelerin oldukça yüksek seviyelerde olmasına rağmen, kısa vadede yatırımcılara çok fazla ipucu vermediğini belirten Hussman, faiz oranlarının düşmesi ve ekonominin enflasyon tehlikesi olmadan büyümeye devam etmesi durumunda, değerlemelerin ve hisse fiyatlarının daha da artabileceğini dile getiriyor. Ancak, genişlik göstergeleri gibi teknik veriler, piyasanın düşüşe hazır olabileceğini gösteriyor. Hussman, piyasadaki zirve ve dip oluşumları etrafındaki teknik davranışları yıllar boyunca incelediğini ve Eylül ayı sonu itibariyle uyarı göstergelerinin kırmızıya döndüğünü belirtti.
Hussman, S&P 500’ün 200 günlük hareketli ortalamasının yüzde 9,5 üzerinde, 50 günlük hareketli ortalamasının ise yüzde 3 üzerinde olduğunu, ancak S&P 500 içindeki hisselerin yalnızca üçte birinden azının 200 günlük hareketli ortalamalarının üzerinde kaldığını vurguluyor. Bu gibi teknik göstergeler, genellikle piyasa düşüşleri öncesinde görülen sinyallerdir.
Yoğunlaşan piyasa ve balon endişeleri
Hussman, piyasa yoğunlaşmasına da dikkat çekiyor. ABD borsalarındaki en büyük yüzde 10’luk dilimdeki hisseler, toplam piyasa değerinin yaklaşık yüzde 76’sını oluşturuyor. Bu oranın tarihte yalnızca iki kez yüzde 75’in üzerine çıktığını belirten Hussman, bunun 1929 ve 2000’de olduğunu ifade ediyor. Bu iki dönem, büyük piyasa çöküşleriyle sonuçlanan balonlar olarak biliniyor.
Hussman’ın piyasa iç dinamiklerini ölçen metriği de tehlike sinyalleri veriyor. Bu metrik, yatırımcı duyarlılığını değerlendiren bir gösterge olarak kullanılıyor ve en son bu kadar uzun süre yatay seyrettiğinde, 2000 yılında dot-com balonu patlamıştı.
2000 ve 2008 krizlerini tahmin etmişti
John Hussman, 2000 ve 2008 yıllarında yaşanan piyasa çöküşlerini doğru tahmin etmesiyle tanınıyor. 2000 yılında teknoloji hisselerinin yüzde 83 oranında düşeceğini öngören Hussman, Nasdaq 100 endeksinin 2000-2002 yılları arasında tam olarak yüzde 83 düştüğünü gördü. Aynı yıl S&P 500’ün önümüzdeki on yıl boyunca negatif getiri sağlayacağını tahmin eden Hussman, bu öngörüsünde de haklı çıktı. 2007’de ise S&P 500’ün yüzde 40 oranında düşebileceğini öngördü ve borsa 2007-2009 arasında yüzde 55 değer kaybetti.
Ancak, Hussman’ın son yıllardaki performansı bu başarıları tekrarlayamadı. Onun Stratejik Büyüme Fonu, Aralık 2010’dan bu yana yüzde 54 oranında değer kaybetti ve son 12 ayda yüzde 14 düştü. Buna karşın, S&P 500 aynı dönemde yaklaşık yüzde 32 oranında değer kazandı.
Hussman’ın son yıllarda ortaya koyduğu karamsar senaryolar artmaya devam ederken, 2022’de büyük bir piyasa satış dalgası yaşanacağını öngörmesi kısmen doğrulandı. Yine de, yatırımcıların bu yeni boğa piyasasında kazanç sağlaması mümkün olsa da, büyük bir çöküş riskinin ne zaman tolere edilemez hale geleceği sorusu belirsizliğini koruyor. Hussman, bu sorunun yanıtını aramaya devam ediyor.