İşçi, emekçi ve emeklinin hak aramada yıllara dayalı birlik ve beraberlik görüntüsü verememesine karşı EYT’nin birlik içinde hak aramasının sonucunda bize öğretilerini hatırlamak adına mücadelenin başlangıcı, gelişmesi ve sonucunu hatırlamalıyız, unutmamalıyız.
Neden mi?
Siyasilerin söylem ve eylemleriyle bölünmüş bir toplum ve mücadele edenlerin, konuşanların, eleştiri yapanların yok sayıldığı ve iktidara karşı “hak verilmez alınır” düsturuyla “iktidarı muhalefet, muhalefeti iktidar yapacak güçteyiz” diyerek seçimlere damga vurup yeni siyasi figürlerin ortaya çıkmasını sağlayan ve siyasetin yönünü değiştirerek tabanı hak ve emekte buluşturarak ülkede olmayan birliği beraberliği ülke çapına yayan ve kırmadan dökmeden hak aramanın nasıl olacağını “biz milletiz, devlet bizim” diyerek sarı yeleklilerin dünyayı yakıp yıktığı günlerde en olgun kitle ile büyük etkinlikleri yaparken bir tutanak dahi tutulmadan milyonluk mitingleri organize eden amatör ve bütçesiz, halk dilinde işçi ve emekçilere umut olmak kolay değildi.
En büyük örnekler mitinglerdir ve Anıtkabir ziyaretine bizlerin organize ettiği 500 otobüse karşı 3310 otobüsle Anıtkabir’i sabah saat 08.00’de açtırarak 265 bin mağdurun Atamızı ziyareti ve işçinin emekçinin Gönül Boran Özüpak’ı sahiplenerek yanlız bırakmamasıdır.
Bizim için büyük, hem de ulaşılmaz bir süreç ve mücadele günleriyle eksik de olsa AK Parti iktidarının ihtaşımına, gücüne ve sindirilmiş topluma karşı EYT’liler zoru başardı.
İktidar ve muhalefeti çalıştırarak, siyasete göz dağı vererek dünyaya örnek olan hak arama örneğiyle bugün geride kalan mağduriyetlere yol gösterdi ve mücadele alanlarını genişletti.
Bugün mağduriyetler için mücadele edenler neden EYT gibi kitlesel olamıyor, neden kitleleri konsolide edemiyor?
Yıllarca siyasilerle yan yana gelerek mücadeleyi örgütleyen biri olarak, tek sonuç-tek neden-tek elden yönetilme ve güçlü başkan, güçlü kişiliğiyle insanların sevgisini saygısını kazanan ve ilk gün nasıl başladıysa bugün yine aynı üslup ve sıcak tavırlarıyla halk insanı olan başkanımız Gönül Boran Özüpak’ın büyük katkılarıyla, duygularıyla değil de mantığıyla insanlara olan saygı ve sevgisiyle insanlara umut olmuş ve seçimlerde sandığa damga vuran bir kitleye liderlik yapmış ve siyaseti dize getirmiş EYT’lilerin güçlü başkanıyla kısmı de olsa hak kazanmamıza neden olmuştur.
Hükümetin masaya Gönül Başkan’ı oturtmamaları, EYT’yi bölerek etkisizlerle pazarlık yapmalarıyla EYT eksik çıktı ve bugün görüyoruz ki eksik çıkan, geride kalanların alanlarda kitlesel olmamaları paydaşlarla yapılan basın açıklamalarının yönetimlerini dahi alana getirememelerinin sonucunda az kişi ve katılımsız etkinliklerin iktidarın dikkatini çekmediği ve o mağduriyetleri temsil edenlerin mağdurlara daha çok zarar verdiğini görmeliyiz. Etkinlik ve eylemlerin kalabalık olması için doğru zaman doğru iletişimlerle yapılması gerekliliğini anlamalıyız ve siyasete yön veremeyen toplulukların mağduriyetlere zarar verdiğini az sayıyla katılımın yapıldığı etkinlikler için daha çok düşünülüp daha çok kitlesel yapabilmek için çaba içinde olunmalıdır.
Öz eleştiri ve geriye bakıp sorgulamak mücadelenin olgunlaşmasını kitlelere daha çok güven ve mücadele duygusunu vermeye yardımcı olacaktır ve biz öz eleştiri yapmayı bilmiyoruz ve malesef öz eleştiriyi sevmiyoruz.
Bir seçim dönemini emekli pas geçti, nedeni de emeklilerin bölünmüşlüğü, eylem ve söylemde buluşamamaları bunun en büyük nedenidir.
İktidar emekli ve emekçileri sevmiyor.
Muhalefet emekli ve emekçilerin önünü açmak için daha çok çaba sarf etmeli ve alan açmalıdır ama muhalefet iktidar olmak istemiyorsa asgari yaşamı savunmaya devam edebilir ama emekli ve emekçiler asgari yaşamı istemiyor mu, iktidar ve muhalefetin yüzüne karşı söylemeye devam edecek ve zamanı geldiğinde gereğini yine yeniden yapacaktır.
Emekli ve emekçiler için birlik ve beraberlik içinde mücadele etmekten başka çaresi yoktur. Çözüm üretmeyenlere karşı sözümüz sert kelimelerimiz de dikkat çekici olacaktır.