Alzheimer’ın bu belirtisi “gözlerden” okunuyor! Alzheimer üzerine yapılan araştırmalar, semptomlar hakkında daha fazla farkındalık çağrısında bulundu. Üstelik bazı kişilerde görmeyi etkileyen bazı sorunların, daha az bilinen bir erken uyarı işareti olabileceğini keşfedildi. 10 ay önce Görme sorunları arasında, mesafeleri değerlendirmede zorluk, hareketli ve sabit nesneler arasında ayrım yapma ve yazma güçlüğü gibi görme sorunları yaşamaya başlayabilir. Üstelik bu vakalarla ilişkili izler takip edilmediğinde, yıllarca teşhis edilemeyebilir. Posterior kortikal atrofi (PCA) olarak bilinen durum üzerine ilk büyük ölçekli uluslararası çalışma olan California San Francisco Üniversitesi tarafından yürütülen araştırma, 16 farklı ülkede 1.000’den fazla PCA hastasının tıbbi dosyalarını inceledi. Lancet Neurology dergisinde bu hafta yayınlanan araştırmaya göre semptomların ortaya çıkmaya başladığı ortalama yaş 59. Alzheimer hastalığının teşhis edildiği ortalama yaştan altı yıl önce olarak değerlendirilen bu araştırma, erken teşhisin bir yöntemini de ortaya koyuyor olabilir. İnsanlar semptomları başka bir hafıza sorunu olmadan da yaşayabilirler, bu da bazılarının sorunların nörolojik olmadığını varsaymasına neden oluyor. Bu sebeple çalışmanın yazarları, durumu daha erken tanımlamak için daha iyi klinik araçların kullanılması yönünde çağrıda bulundu. PCA’nın görsel-mekansal semptomları, Alzheimer’ın daha yaygın bir formuna sahip olanlardan yaklaşık beş veya altı yıl önce ortaya çıkmaya başlıyor. Kaç kişinin bu duruma sahip olduğu kesin olarak belirlenmemiş olsa da araştırmacılar bunun Alzheimer vakalarının yüzde 10’unu temsil edebileceğini tahmin ediyor. PCA, Alzheimer’ın spesifik bir alt tipi ve matematik yapma, günlük nesneleri kullanma ve yüzleri tanıma güçlüğünü de içeren semptomlar, tüm Alzheimer hastalarında görülmeyebilir. Hastalık ilerledikçe hafıza sorunları da daha belirgin hale gelebilir. Yaşlandıkça görmenin kötüleşmesi yaygındır ve 50’li ve 60’lı yaşlarındaki birçok yetişkin, muhtemelen görmeleriyle ilgili sorunları ilerleyen yaşlarına bağlayacak ve tıbbi değerlendirme yerine gözlük kullanmayı tercih edecektir. Atipik görsel semptomları yaşayan kişilerin nihayet tanı alması ortalama olarak dört yıldan az sürüyor. Makalenin ortak yazarı ve UCSF Nöroloji Departmanı Hafıza ve Yaşlanma Merkezi’nde araştırmacı olan Dr. Marianne Chapleau; “Klinisyenler tarafından işaretlenebilmesi için PCA konusunda daha fazla farkındalığa ihtiyacımız var. Çoğu hasta, görsel semptomlar yaşamaya başladığında göz doktoruna başvuruyor ve PCA’yı tanımayan bir göz doktoruna da yönlendirilebiliyor. Bu hastaları erken tespit etmek ve tedavi ettirmek için klinik ortamlarda daha iyi araçlara ihtiyacımız var” açıklamasında bulundu. Araştırmacılar Alzheimer hastalığının iki özelliği olan tau ve amiloid proteinlerinin düzeylerini ölçtüler. Amiloid beta beyinde birikerek plak birikintileri oluşturuyor, bilim insanları vücutta iltihaba neden olduğuna ve beyin hücreleri arasındaki iletişimin bozulmasına yol açtığını düşünüyor. Bu arada Tau tipik olarak beyindeki sinir hücrelerinin iç yapısının stabilize edilmesine yardımcı olur. Bununla birlikte, Alzheimer vakalarında anormal kimyasal değişiklikler, tau’nun sinir hücrelerinden ayrılıp diğer tau proteinlerine yeniden bağlanmasıyla sonuçlanır ve bu da birbirine karışan iplikler oluşturur. PCA’lı kişilerin beyinlerinde, Alzheimer’ın daha yaygın formundaki kişilerle benzer seviyelerde tau ve amiloid plakları olduğu bulundu. UCSF Alzheimer Hastalığı Araştırma Merkezi direktörü kıdemli yazar Dr. Gil Rabinovici, PCA hakkında daha iyi bir anlayış geliştirmenin “hem hasta bakımını geliştirmek hem de Alzheimer hastalığını yönlendiren süreçleri anlamak için çok önemli” olduğunu söyledi. “Hastaların doğru teşhis, danışmanlık ve bakımı alabilmesi için doktorların sendromu tanımayı öğrenmesi kritik önem taşıyor” Rabinovici, bilimsel açıdan bakıldığında, Alzheimer’ın neden özellikle beynin hafıza alanlarından ziyade görsel alanlarını hedef aldığını gerçekten anlaşılması gerektiğini de sölzerine ekledi. Ayrıca Rabinovici; “Çalışmamız PCA hastalarının yüzde 60’ının kadın olduğunu ortaya çıkardı; neden daha duyarlı göründüklerinin daha iyi anlaşılması, gelecekteki araştırmaların önemli bir alanıdır” açıklamasında bulundu. Çalışmanın ilk yazarı Renaud La Joie, koşulların erken tanımlanmasının Alzheimer tedavisi için de önemli etkileri olabileceğini söylüyor. Araştırma, PCA hastalarındaki amiloid ve tau seviyelerinin tipik Alzheimer vakalarında bulunanlarla eşleştiğini tespit ettiğinden, daha nadir görülen duruma sahip kişiler, lecanemab (Leqembi) gibi anti-amiloid tedavilerin yanı sıra anti-tau tedavilerine aday olabilirler. Le Joi, şu anda her ikisinin de hastalığın erken evrelerinde daha etkili olduğu düşünülen klinik çalışmalarda olduğunu söyledi. “PCA’lı hastalarda, Alzheimer’ın diğer belirtilerine sahip hastalarla karşılaştırıldığında, görsel-uzamsal bilgilerin işlenmesinde yer alan beynin arka kısımlarında daha fazla tau patolojisi vardır”diyen Renaud La Joie, bunun anti-tau tedavilerine daha uygun hale getirebileceğini belirtti. Geçmişte hastaların çoğunlukla denemelerin dışında tutulduğunu, çünkü bu çalışmaların genellikle hafıza testlerinde düşük puan alan amnestik Alzheimer hastalarına yönelik olduğunu ekledi.