AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir, NTV canlı yayınında Ahmed Arpat’ın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Kandemir’e yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle…
FAHİŞ FİYATLARLA MÜCADELE
Enflasyon yüzde 70’lere dayandı. Bu, çarşı pazara fiyat artışı olarak yansıyor. Etiketler her gün yukarı yönlü güncelleniyor. Alınan bir takım önlemler vardı. Fahiş fiyatla mücadele kurulları oluşturuldu, stok karşıtı yeni cezalar çıktı, birtakım denetimler oluyor ama neden önüne geçilemiyor? Atılan adımlar işe yaramıyor mu?
Dünyada yaşanan bir kriz var. Yani pandemi sonrası dünyasında sadece pandemiyle ilintili de değil. Arz güvenliği ile ilgili yaşanan sıkıntılar var. Yanı başımızda devam etmekte olan bir savaş var. Bunların yansımaları var. Dünyada hemen hemen bütün ülkeler enflasyonla mücadele etme gayreti içerisindeler. Hükümetimiz ciddi adımlar atıyor atmaya devam ediyor. Vatandaşımız bunun Türkiye’nin müstakil meselesi olmadığını ve istikrarlı hükümetin bu sorunların üstesinden gelebileceğini görüyor.
”SONBAHARDAN İTİBAREN ENFLASYONDA HİSSEDİLİR BİR DÜŞÜŞ OLACAK”
Mücadeleye devam edeceğiz. Attığımız adımların etkisini de görüyoruz sokakta. Sonbahardan itibaren enflasyonda hissedilir bir düşüş de olacak. Yaz süresi içerisinde de bunu hissedeceğiz. Çarşıda pazarda kademeli bir şekilde göreceğiz ki fiyatlarda bir iyileşme olacak.
ASGARİ ÜCRETE TEMMUZDA ZAM VAR MI?
Yılbaşında asgari ücrete, memur ve emekli maaşlarına ciddi oranda bir zam yapıldı. Tarihi bir artış ama mevcut durumda enflasyonla birlikte alım gücü düştü. Temmuz ayında bir düzeltme beklentisi var? Nasıl bir çalışma yürüyor?
Esasında rutini içerisinde devam eden bir çalışma zaten derde deva olacak bir çalışma. Ama bunun dışında ekstra önlem alınması gerekiyorsa bununla alakalı da ilgili bakanlarımız çalışmalarını yapmaya devam ediyorlar. Cumhurbaşkanımıza arz ettiler, arz ediyorlar. Bir yol haritası üzerinde mutlaka çalışılıyor. Milletimizin sokakta vatandaşımızın derdi bizim derdimiz. Orada bir problem varsa bu problem bizim problemimiz. İlgili bakanlarımız konuyla ilgili çalışmalarını yapıyorlar. Önümüzdeki süreç içerisinde atılan adımları bunları hep beraber göreceğiz. Fakat bunu yaparken popülist bir söylemin içerisine girmeyi de doğru bulmuyoruz. AK Parti milletine uzun vadede bedel ödetecek hiçbir şeyi yapmamakla zaten istikrarı sağlamış bir siyasi hareket. Bunun bir dengesi var o denge içerisinde hükümet olmanın gereğini de yerine getirerek adımlar atmaya devam edeceğiz.
Kira artışı da bir diğer mesele. Dün ilgili bakanların da katılımıyla bir toplantı yapıldı. Nasıl bir çözüm öngörülüyor?
Fahiş kira artışları son dönemde en sık önümüze gelen meselelerden bir tanesi. İlgili bakanlarımız dün bir çalışma yaptılar bir yol haritası çıkardılar. Mutlaka bir adım atılması gerektiğini görüyoruz. Bakanlarımız bir yol haritasını kısa süre içerinde açıklayacaklar.
ERKEN SEÇİM TARTIŞMASI
Haziran ayına geldik bir senelik bir süre kaldı eğer zamanında yapılacaksa seçim. Nasıl bir süreç bekliyorsunuz?
İstikrarı çok önemseyen bir siyasi hareketiz. Seçimler tam zamanında yapılacak. Muhalefet partileri dönüp dönüp aynı şeyleri söylüyorlar her defasında da yanılıyorlar. Seçimler vaktinde yapılacak Türkiye’de. Önümüzde 1 sene var. 1 sene sonra vaktinde haziran ayı içerisinde seçimlerimizi yapacağız.
KILIÇDAROĞLU’NUN VAKIF İDDİASI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dün partisinin grup toplantısında dikkat çeken bir iddia ortaya attı. Bir kaçış planı yapıldığını söylüyor Sayın Kılıçdaroğlu. Dün akşam da Twitter üzerinden yaptığı açıklamada o kaçış planına ilişkin birtakım belgeler gösterdi, ABD’de bir eğitim vakfı kurulduğunu oraya para gönderildiğini öne sürüyor. Bu iddiaya ilişkin de birtakım belgeler paylaştı. Kılıçdaroğlu’nun bu söylemine, dile getirdiği iddiaya dair değerlendirmeniz nedir?
Bu bir iftira kampanyasıdır. Hazin bir iftira kampanyasıdır. Sayın Kılıçdaroğlu Türkiye siyasetinde maalesef bugüne kadar hiçbir siyasi liderin yapmadığı bir metadoloji ve dil ile siyaset yapıyor. Kılıçdaroğlu’ndan geriye Türkiye siyasetinde ne kalacak derseniz, maalesef herhalde hayırla yad edemeyeceğimiz Türk siyasetine şöyle de bir pozitif katkı sunmuş diyebileceğimiz hiçbir şey bırakmayacağı görünüyor. Son dönemde iç kaosa ve illegaliteye çağrı yapıyor. Bu yeni değil. Elektrik meselesinde aynısını yaşadık. Kurumların önüne gidip yapılan açıklamaları görüyoruz. Siyasi partisinin içerisindeki organların oluşturduğu olgunlaştırdığı bir siyaseti değil de sanki dün parti sözcümüz güzel ifade etti, mutfakta biri var diye. Adeta başka bir mutfakta pişirilen gündemi önüne konulan metni okuyor görüntüsü veriyor. Peki kim bu odak ve neye hizmet ediyor? Kılıçdaroğlu niçin Türkiye’nin önemli karar arefelerinde devreye girip gündemle alakası olmayan şeyleri siyasetin meselesi haline getiriyor? Bugün şehitlerimizin cenazeleri var. Yurt dışında bir operasyon devam ediyor. Gençlerimiz çocuklarımız şehit oluyor. Onların cenazelerine katılıyoruz. Böyle bir dönemde Cumhurbaşkanımızın bir adım atılabileceği sinyalini verdiği bir dönemde Kılıçdaroğlu siyaset gündeminden kopuk iddiayı eğer dillendiriyorsa bu bir tesadüf değildir. Zamanlaması son derece manidar.
İllegaliteye çağrı Kılıçdaroğlu’nun son dönemde sıkça yaptığı şeyin tesadüfi olmadığını aslında nereden ilham aldığının da soru işareti olarak görüyoruz. Her defasında toplumun bir kesimini özellikle bürokratları tehdit dilinin, devleti işlemez hale getirme arzusu ve isteğinin de çok anormal olduğunu görüyoruz. Bürokratlara yargılanacaklarını söyleyerek, parmak sallayarak, öğretmenlere, çiftçilere yani hemen hemen toplumun her kesimine Kılıçdaroğlu parmak sallayan siyaset dili inşa ediyor. Bu çatışma dilinin herkesten hesap sorma dili var. Bu dilin toplumu nasıl kutuplaştırdığını ve gerebileceğini de Kılıçdaroğlu’nun gördüğünü düşünüyoruz. Bunu da son derece yanlış buluyoruz. Huzur içerisinde siyaset yapmanın önemli olduğuna inanıyoruz. Bu dil buna hizmet etmeyen bir dil. Kılıçdaroğlu her defasında siyasetin konusu olmayan bir meseleyi siyasetin konusuymuş gibi gündeme getiriyor. Aileyi siyasetin merkezine alıyor. Bundan sıkıldık. AK Parti camiasının sabrını sınayan bir hale geldi. Cumhurbaşkanımızın ailesini diline pelesenk ederek oradan bir şeyler inşa etmesini yanlış buluyoruz. Kılıçdaroğlu’nun son açıklamalarını talihsiz görüyorum. Kendi parti mutfağında değil de başka mutfakta pişirilip önüne konduğunu maalesef üzülerek görüyoruz.
Para transferine dair bilgiler Türkiye’den iki vakıftan ABD’deki vakfa para gönderildiğini söylüyor Sayın Kılıçdaroğlu. Ne iş yapıyor bu vakıf?
Zannediyorum her iki vakıf da kendi açıklamalarını yaptılar. Bunlar kamuya açık devletin incelediği yasal sınırlar içerinde yapılan çalışmalar. Bir vakfın yurt dışında öğrencilere olacak yardım faaliyeti oradaki FETÖ’cüleri rahatsız eder ancak. Siz kimin sözcülüğünü yapıyorsunuz? İlgili vakıflar yaptıkları açıklamalarda detaylarını veriyorlar. Eğer siz yasal sınırlar içerisinde hareket eden sivil toplum kuruluşlarını tehdit ederseniz bir vesayet arayışının uzantısıdır.
Suriye’nin kuzeyine operasyon sinyali verilmişti. Yansımaları nasıl olur?
Cumhurbaşkanımız bir sinyal verdi. MGK sonrası bir itiraz varsa zannediyorum paylaşılacaktır. ‘Uluslararası hukukun bize tanıdığı meşru zemin içerisinde üzerimize düşen her şeyi milletimizin güvenliği adına yapacağız’ dedi Sayın Cumhurbaşkanımız.
Hafta sonu Atatürk Havalimanı’nda Millet Bahçesi’nin temeli atılacak. Pistlerin durumu çok konuşuldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ”Yıkılabilir de yıkılmaya bilir de” açıklaması vardı. Ne olacak pistler? Nihai bir karara varılabildi mi?
Atatürk Havalimanı’nda 133 bin ağaç dikeceğimiz muhteşem bir Millet Bahçesi’nden bahsediyoruz. Biz Türkiye’ye bir vizyon sunuyoruz. 29 Mayıs’ta aynı zamanda ilk defa bir siyasi parti mitingi ile bir çevre hareketi de örtüşmüş olacak. Şehrin ortasına bir nefes alınabilecek bir alan inşa etmek istiyoruz. Pistlerle ilgili çalışmayı yapıyorlar. Pistin kaldırılmasının getireceği götüreceği artılarını eksilerini yapıyorlar. Bir tanesi zaten korunacak diğeri ile ilgili kamuoyu ile birlikte karar verileceğini belirtti Sayın Cumhurbaşkanımız. Değerlendirilecek. Kişisel kanaatim ben orada daha geniş bir Millet Bahçesi’nin daha makul olduğunu düşünenlerdenim.