Sanatçı Ayşe Betil, insana bambaşka bir açıdan yaklaştığı, ilk bakışta görünmeyeni derin bir bakış açısıyla ortaya koyduğu eserlerinin yer aldığı “Ellerimde İnsan Lekeleri” adlı sergisini açmaya hazırlanıyor. İnsanı adeta kendi iç dünyasıyla buluşturan sergi, tuvale dökülen her bir rengin kendi anlamının ötesinde bambaşka anlamlara kavuştuğu, uzun süre akıllardan çıkmayacak bir görsellik sunuyor. Ellerimde İnsan Lekeleri sergisinin kapıları, 11-17 Kasım tarihlerinde Tarihi Hüsrev Kethüda Hamamı’nda tüm sanatseverlere açık olacak.
Figüratif çalışmalarındaki başarısıyla öne çıkan Ayşe Betil, Türkiye’deki çalışmalarının yanı sıra yurt dışındaki başarılarıyla da dikkat çekiyor. Daha önce New York’ta bulunan Ev Gallery’de ve Paris’te gerçekleşen ‘Soleil et Lune’ isimli karma sergide eserleriyle yer alan başarılı sanatçı, insana ve hayata dair eserlerini kendine has çarpıcı bir üslupla ele alıyor.
Ağırlıklı olarak figüratif çalışmalarıyla tanınan sanatçı Ayşe Betil, çoğunlukla realist bir üslupla ilerlerken, zaman zaman da oryantalist akımdan yararlanıyor, dış dünyayı dışarıda bırakarak insanın iç dünyasına yöneliyor. Çalışmalarında gerek renk tercihlerinde gerekse figürlere atfettiği jest ve mimiklerde insanın ruh halinden esinlenen sanatçı, duyguların birbirinden farklı onlarca tonunu tuvale yansıtıyor.
Portre çalışmalarında özellikle figürlerin yüz ifadeleri dikkat çekiyor. Psikolojik bir derinliğin gözlemlendiği ifadelerde kimi zaman alaycı, kimi zaman hüzünlü bir ifade, bazen de çocuksu bir neşe göze çarpıyor.
Figüratif çalışmalarının yanı sıra mimari peyzaj da yapan sanatçı, kompozisyonlarında perspektife önem veriyor. Oluşturduğu dokuların, mekanların ya da insanların zaman içerisinde uğradıkları değişime dair bir perspektiften yola çıkarak zamanın derin izlerini kusursuzca ortaya koyuyor. Oryantalist eserlerine bakıldığında ise sokak aralarında yaşanan rutin hayatların farklı betimlemeleri dikkat çekiyor.
Her ne tarzdan olursa olsun; yağlı boya, pastel, karakalem ya da karışık teknikle yaptığı tüm çalışmaları dikkat çeken ve insanın ruhuna işleyen sanatçı, tuval üzeri yağlı boya çalışmalarında birbirinden farklı renk tonlarını bir araya getirerek bir perspektif elde ederken, kağıt üzerine yaptığı çalışmalarında ise ışık ve gölge tekniğinden faydalanıyor.
Bugüne kadar sayısız eser ortaya koyan Betil, “Ellerimde İnsan Lekeleri” adlı sergisinin ilk kişisel sergisi olduğunu belirtirken, sanatın kendisi için ne demek olduğunu da tıpkı eserlerinde yaptığı gibi kendine özgü tarzıyla şöyle tanımladı:
“Resim benim oyun alanım, kendimi özgür hissettiğim yer. Elime kalemi aldığım an, zamanın da mekanın da merkezindeyim. Dış dünya camın ardında; sesler de görüntüler de. Ne yaşım ne de adım var; tüm sıfatlardan azade, içimden nasıl geliyorsa öyle çıkıyorum yola. Renkten renge savruluyor, kimi zaman siyah beyazın dinginliğinde soluklanıyorum. Sesler boğuk, görüntüler flu. Oyunumu oynuyorum.”