ABD’de haftalar süren sıkı seçim kampanyalarının ardından, Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump, başkanlık seçiminde galip gelerek ABD’nin 47. başkanı oldu. Ancak, Trump’ı diğer başkanlardan ayıran önemli bir fark var: Hakkında devam eden bir dizi ceza davası. Bu durum, Amerika’yı büyük bir belirsizlik ve hukuki mücadelelerle karşı karşıya bırakmış durumda.
Trump, hakkında birden fazla suçlama bulunmasına rağmen ABD’nin en yüksek devlet yetkilisi olarak görevine başlamaya hazırlanıyor. Bu, onu, görevdeyken yasal sorunlarıyla yüzleşecek olan ilk başkan yapacak. Beyaz Saray koltuğuna oturduğunda bazı davaları düşürme yetkisine sahip olacağı için hukuki sorunlarının çoğu ortadan kalkacak.
Ancak Trump’ı bekleyen dört kritik yasal mücadele var ve her bir dava, farklı sonuçlar doğurabilecek potansiyele sahip. Bu davalar, Trump’ın başkanlık görevini nasıl sürdüreceğini ve ülkenin hukuki geleceğini etkileyecek.
“SUS PAYI” DAVASI
ABD Başkanı Trump, 18 Mart 2023’te Manhattan Bölge Savcılığınca yetişkin filmlerinde oyunculuk yapan Stormy Daniels’e 2016 başkanlık seçimleri sırasında yasa dışı “sus payı” ödenmesiyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında büyük jüri tarafından suçlanmıştı.
Trump, “sus payı” ve bununla ilgili kayıtlarda sahtekarlık yapmaktan 4 Nisan 2023’te New York’ta hakim karşısına çıkmıştı. Kendisine yöneltilen 34 ayrı suçlamayı reddeden Trump, hakkındaki iddiaları “siyasi cadı avı” olarak nitelemiş ve suçlamaları “seçimlere müdahale” olarak gördüğünü belirtmişti.
NE OLACAK?
New York hakimi Juan Merchan, Trump’ın cezasının belirlenmesini Eylül ayından 26 Kasım’a, yani seçim sonrasına ertelemişti.
Eski savcı Julie Rendelman, Trump’ın başkanlık seçimini kazanmasına rağmen, cezanın belirleneceğini belirtiyor. Hukukçular ise Trump’ın, ilk kez hüküm giyen ileri yaşta bir suçlu olarak hapis cezasına çarptırılmasının ihtimal dışı olduğunu söylüyor.
Rendelman, Trump hapis cezasına çarptırıldığı takdirde avukatlarının kararı derhal temyize götüreceklerini belirtiyor. Rendelman’a göre avukatlar bu cezanın, Trump’ın resmi görevlerini sürdürmesini engelleyeceğini ve de temyiz süreci bitene kadar cezasının ertelenmesi gerektiğini savunacaklar.
KONGRE BİNASI BASKINI
ABD’de aşırı sağcı gruplar ve eski ABD Başkanı Donald Trump destekçileri, 6 Ocak 2021’de, 3 Kasım 2020 seçim sonuçlarının onaylanması için oturumun yapıldığı Kongre binasını basmıştı.
Adalet Bakanlığı Özel Danışmanı Jack Smith, geçen yıl Trump’a, 2020 seçimlerinde Joe Biden karşısındaki mağlubiyetine itiraz girişimleri sebebiyle ağır ceza suçlamaları yöneltti.
Trump ise Savcı Smith’in kendisine yönelik Ağustos 2023’te açtığı ceza davasında hakkındaki suçlamaları reddetmişti.
Trump, 6 Ocak olayları sırasında Beyaz Saray’da görevde olduğunu ve Başkan olarak “dokunulmazlığı” bulunduğunu savunarak davanın düşürülmesi için Temyiz Mahkemesi’ne başvurmuştu.
“İKİ SANİYE İÇİNDE KOVARIM”
Yüksek Mahkeme, Trump’ın kısmi dokunulmazlığı olduğuna karar vermişti.
Savcı Smith ise seçim sonuçlarına itirazın Trump’ın resmi göreviyle bağlantısı olmadığını iddia ederek yeni bir dava oluşturdu.
Eski federal savcı Neama Rahmani’ye göre, Trump seçimleri kazandığı için bu davadaki suçlamalara dair sorunlar “ortadan kalkacak.”
Rahmani, “Görevdeki bir başkanın kovuşturmaya uğrayamayacağını biliyoruz, dolayısıyla Washington DC Bölge Mahkemesi’ndeki seçim sahtekarlığı davası düşecek” dedi.
Rahmani, Smith davayı düşürmeyi reddettiği takdirde Trump’ın söz verdiği gibi Smith’i görevden alabileceğini söyledi.
Ekim ayında katıldığı bir radyo programında Trump, “Onu iki saniye içinde kovarım” demişti.
GİZLİ BELGELER DAVASI
Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın Florida’daki evi, 8 Ağustos 2022 sabahında “gizli belgeler” soruşturması için FBI ajanlarınca basılarak aranmıştı.
Baskını ve hakkında devam eden soruşturmaları “siyasi” olarak niteleyen Trump, özellikle Mar-a-Lago’dan alınan belgelerin “bağımsız bir hakem veya özel bir hakim” tarafından incelenmesi talebinde bulunmuştu.
Trump hakkında yürütülen “gizli belgeler” ve “6 Ocak Kongre baskını” soruşturmalarına özel yetkili uzman olarak atanan eski Başsavcı Jack Smith, 9 Haziran’da duyurduğu 49 sayfalık iddianamede, Trump’i, Beyaz Saray’daki görevinden ayrılırken gizli belgeleri yanında götürmek ve bununla ilgili federal incelemeleri engellemekle suçlamıştı.
“AYNI KADERİ PAYLAŞACAKLAR”
Trump tüm suçlamaları reddetmişti. Davaya atanan ve Trump tarafından göreve getirilen Hakim Alieen Cannon davayı Temmuz ayında düşürdü. Sebep olarak da, Smith’in Adalet Bakanlığı tarafından davaya atanmasının uygunsuz olmasını savundu. Smith bu kararı temyiz etti.
Ancak Rahmani, davanın da Kongre baskını davasıyla aynı kaderi paylaşacağını söyledi.
Rahmani, “Adalet Bakanlığı, gizli belgeler davasının düşürülmesine yönelik Temyiz Mahkemesi’ndeki itirazından vazgeçecek” dedi.
GEORGİA SEÇİM SONUÇLARI DAVASI
Atlanta’nın büyük bölümünü kapsayan Georgia eyaletinin Fulton ilçesinde Bölge Savcısı Fani Willis, Trump ve 18 kişi hakkında 2020 seçim sonuçlarını değiştirmek amacıyla haftalara ve eyaletlere yayılan bir komplo iddiasıyla büyük bir şantaj davası açtı.
Davada birçok sorun ortaya çıktı. Bunlardan biri de Bölge Başsavcısı Fani Willis’i, davada çalışması için göreve getirdiği bir avukatla olan ilişkisi sebebiyle davadan çekmeye yönelik çabalardı.
Temyiz mahkemesi Willis’in davada çalışmasına izin verilip verilmeyeceğini değerlendiriyor.
“GÖREVİ SONA ERENE KADAR DAVA GERÇEKLEŞMEYECEK”
Hukukçular davanın, Trump’ın başkanlık görevi süresince askıya alınmasını bekliyor.
Trump seçildiği takdirde yargılanıp yargılanamayacağı sorulduğunda Trump’ın avukatı Steve Sadow
“Üstünlük koşulu ve ABD başkanı olarak görevleri kapsamında, başkanlık görevi sona erene kadar bu davanın gerçekleşemeyeceğini düşünüyorum.” dedi.