Norm Haber

Binali Yıldırım: Tarihimizde başımızı öne eğdirecek bir şey yok

AK Partili Yıldırım, ''Türkler ile İngilizler arasındaki en önemli fark da şudur; tarihin hiçbir döneminde esaret altına girmediği gibi kimseyi de esareti altına almamış tek millet var; Türk milleti. Hem İslam öncesi hem İslam sonrası bizim tarihimizde başımızı öne eğdirecek hiçbir şey yok. Ama başka milletlerin tarihi ayıplarla dolu'' dedi.

AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, Etimesgut Belediyesi Türk Tarih Müzesi ve Parkı’nı ziyaret gerçekleştirdi. Yıldırım’ı MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz, Etimesgut Kaymakamı İzzettin Sevgili ve Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel tarafından karşıladı.

Parkta sergilenen eserler hakkında Başkan Demirel’den bilgi alan Yıldırım, bugünün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olduğunun altını çizerek, “Türk geleneğinde, göreneğinde, yönetim anlayışında erkekle yan yana, birbirini tamamlayan ve hayatın her aşamasında olan kadınlarımızın önümüzdeki süreçte her alanda, siyasette, ticarette, kültür hayatımızda, eğitim alanımızda, toplumun her kesiminde daha fazla yer alacağına hiçbir tereddütüm yok” dedi.

‘HER GEÇEN GÜN KADININ HAYATIMIZDAKİ ETKİNLİĞİ ARTARAK DEVAM EDİYOR’

Yıldırım, son 20 yılda yaşananların bunu teyit ettiğine işaret etti:

“Bugün öğretmenlerimizin yarıdan fazlası kadınlarımızdan oluşuyor, üniversite hocalarımızın yarıdan fazlası yine kadın profesörlerimizden oluşuyor, Meclisimizde yüzde 20’ye yakın bir orana eriştik, yüzde 1-2’lerden buralara geldik. Burada daha da ileri gitmemiz gerekiyor. Yargıda da önemli ölçüde kadın oranları yüzde 35-40’lara kadar yükseldi. Dolayısıyla her geçen gün kadının hayatımızdaki etkinliği artarak devam ediyor.”

Müzenin kapalı alanında da incelemelerde bulunan Yıldırım, Etimesgut Belediyesine bağlı kreş ve gündüz bakımevi öğrencilerince yapılan ‘Dünya Kadınlarla Güzel’ konulu resim sergisinin açılışını gerçekleştirdi.

‘ÜLKEMİZİ MUASIR MEDENİYETLER SEVİYESİNE ULAŞIRACAĞIZ’

Merhum sanatçı Neşet Ertaş’ın, “Kadın insan, bizler insanoğluyuz” ifadesini hatırlatan Yıldırım, kadınların Türk tarihi ve töresinde her zaman erkeklerle beraber omuz omuza beraber mücadele ettiğini belirtti. Yıldırım, “Bizler, kadınlarımızla erkeklerimizle ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine dayanışma içerisinde inşallah ulaştıracağız” şeklinde konuştu.

Etimesgut’ta olmaktan duyduğu mutluluğu ifade eden Yıldırım, anlamlı bir eserin ortaya konulduğunu dile getirerek, Başkan Demirel’i tebrik etti.

Kendisine tevdi edilen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallar Konseyi Başkanlığı için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve diğer devlet başkanlarına şükranlarını ifade eden Yıldırım, göreve gelmesinin ardından Türk devletlerine ve tarihine olan ilgisinin daha farklı olmaya başladığını bildirdi.

‘BİLDİKLERİMİZ BİLMEDİKLERİMİZİN YANNDA ÇOK AMA ÇOK KÜÇÜK KALIYOR’

Yıldırım, “Biraz daha derinlemesine işin içine girmeye başladım ve gördüm ki bildiklerimiz bilmediklerimizin yanında çok ama çok küçük kalıyor. Gençler, siz öğrenme evresindesiniz, eğitim öğretim sizin asli işiniz, benim size önerim tarihinizi bütün detayıyla öğrenin. Tarihimizin bize sağlayacağı o kadar çok büyük imkanlar olacak, o kadar büyük tecrübeler olacak ki bundan sonraki hayatınızı planlamakta en önemli rehberiniz olacak” dedi.

Geçmişi 3 bin yıl öncesine dayanan bir medeniyetin mirasçıları olduklarını vurgulayan Yıldırım, bu dönem içerisinde çıkışlar ve düşüşlerin olduğunu ancak tarihin hiçbir döneminde esaret altına girilmediğini kaydetti.
Benzer durumda olan iki millet bulunduğunu, bunlardan birinin Türkler diğerinin ise İngilizler olduğunun altını çizen Yıldırım şunları söyledi:

“Türkler ile İngilizler arasındaki en önemli fark da şudur; tarihin hiçbir döneminde esaret altına girmediği gibi kimseyi de esareti altına almamış tek millet var, o milletin adı da Türk milleti. Dolayısıyla hem İslam öncesi hem İslam sonrası bizim tarihimizde başımızı öne eğdirecek hiçbir şey yok. Ama başka milletlerin tarihi ayıplarla dolu, bunu da biliyoruz.”

Merhum İsmail Gaspıralı’nın ‘Dilde, işte, fikirde birlik’ ifadesini aktaran Yıldırım, “Bundan sonra bize düşen Anadolu coğrafyasında, Balkanlarda ve Orta Asya coğrafyasında yaşayan ve toplam 160 milyonu bulan Türk soyunun ve bağımsız devletlerin, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Kazakistan, Azerbaycan, Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve gözlemci üye olarak Macaristan, Türk Devletleri Teşkilatı içerisinde birlikteliğimizi, beraberliğimizi daha da artırmak ve bölgenin kalkınmasını, milletlerimizin refahını en iyi şekilde sağlamak” değerlendirmesinde bulundu.

Yıldırım, Türk devletlerinin, coğrafi olarak bakıldığında 5 milyon kilometrekarelik bir alanda yer aldığını, 160 milyon nüfusa hitap ettiğini ve toplam 500 milyar doların üzerinde bir milli geliri bulunduğunu belirtti:
“Kendi aralarındaki ticarete baktığımızda yüzde 3’ü geçmiyor. Ne kadar daha fazla yapacağımız iş olduğunu buradan da görüyoruz. O halde önce dilde birliği sağlamamız gerekiyor, ortak tarih kültürünü oluşturmamız gerekiyor ve adım adım da refahı bütün Türk devletleri arasında yaymamız, geliştirmemiz, adil paylaşımı da sağlamamız gerekiyor. Bazıları Türk Devletleri Teşkilatı’nın birtakım çevrelere endişe sebebi olduğunu söylese de açıkça söyleyeyim, Türk devletlerinin, Türk Devletleri Teşkilatının hiçbir başka ulusa karşı dostane olmayan bir amacı yoktur.”

Amaçlarının bütün bölge ülkeleriyle dostane ilişkileri geliştirmek ve bölgesel barışı, huzuru sürdürülebilir hale getirmek olduğunu söyleyen Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bunun için büyük gayret gösterdiğini dile getirdi.

‘BATI MEDENİYETİ GİBİ İKİ YÜZLÜ BİR SİYASETİ ASLA KABUL ETMİYORUZ’

Yıldırım, Ukrayna’da yaşananlar hakkında şunları söyledi:

“Biz başka Batı medeniyeti gibi iki yüzlü bir siyaseti, bir duruşu asla kabul etmiyoruz. Maalesef Batılılar tehlike, tehdit kendilerine gelmediği zaman ilgisiz davranıyorlar ama tehdit yaklaştığı zaman ciyak ciyak bağırıyorlar. Bizim için insan eşref-i mahluktur, dini, rengi, ırkı ne olursa olsun yaratılanı yaratandan ötürü seven bir inancın mensuplarıyız. O bakımdan temennimiz barışın tekrar tesis edilmesidir. Bugün ihtiyacımız olan, ekmek kadar, su kadar, hava kadar birlik, beraberlik ve kardeşlik. Bu duygularımızı çok ama çok diri tutmak mecburiyetindeyiz. Çünkü etrafımızdaki tehdit bizim ancak ve ancak mücadele gücümüzü, birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi muhafaza edersek başarılı oluruz. Bunu başaramayan ülkelerin ne duruma düştüğünü tarih bize çeşitli örnekleriyle gösteriyor.”