Norm Haber

Boğulma olaylarına karşı alınması gereken önlemler

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), yaz aylarının gelmesiyle boğulma vakalarında önemli artışlar yaşandığını hatırlatarak, can kayıplarının önüne geçmek için uygulanması gereken tedbir ve doğru müdahalelere ilişkin bilgi verdi.

AFAD’tan yapılan açıklamada, olası boğulma vakalarının önüne geçmek için öncelikle tehlikeli ve cankurtaran olmayan sularda yüzülmemesi ve yüzmenin yasaklandığı yerlerde suya girilmemesi gerektiği hatırlatıldı.

Yüzey akıntısı az gibi görünse bile akarsularda, sulama kanallarında, barajlarda veya göletlerde suya girilmemesi gerektiği vurgulanan açıklamada, “Sahillerde denize girmek için güvenli yerler seçilmelidir. Özellikle baraj ve göllerin zeminleri genellikle bataklıktır. Bu gibi yerlerde suya girilmemelidir. Bataklık bizi dibe doğru çekerek, boğulmamıza neden olabilir. Dalgalı ve rüzgarlı günlerde denize girmekten kaçınmalıyız. Çeken akıntı (RİP) olan yerlerde denize girilmemelidir.” uyarısı yapıldı.

Azaltılan risklere rağmen boğulma olayı yaşanması ihtimaline karşı bazı kurtarma tekniklerinin bulunduğu belirtilerek, şunlar kaydedildi:

“Kurtarma anında; bulunduğumuz yer ile suda boğulan kişi yakın mesafede ise öncelikle kişiye uzun bir çubuk, ip ya da ipe bağlı can simidi, arabaların yedek lastiği gibi materyalleri atarak ulaşmaya çalışmalıyız. Boğulan kişinin bulunduğu yer karaya uzak bir mesafede ise yanımıza can simidi alarak yüzmeli, boğulmakta olan kişinin can simidine tutunmasını ve yüzerek karaya çıkmasını sağlamalıyız.

Boğulmakta olan kişiyi yüzü yukarı gelecek şekilde döndürmeli ve bileğinden ya da saçından tutarak karaya çekmeliyiz. Kişinin baş ve gövdesi düz bir çizgide olacak şekilde, mümkünse iki kişi ile karaya çıkarmalıyız.

Boğulma olaylarında; kurtarma süreçlerinde yüzme bilen ve bu konuda eğitim görmüş kişilerin görev alması çok önemlidir. Aksi halde kurtarıcının da boğulabileceğini unutmamalıyız.

Boğulan kişi karaya çıkartıldığında; 112 Acil Çağrı Merkezi’ni aramalıyız, karaya çıkardığımız kişinin yaşamsal bulgularını değerlendirmeliyiz. Gerekli ise temel yaşam desteğine başlamalıyız.”