Liman İş Sendikası Gemlik Temsilcisi Ahmet Göral, halka çağrıda bulunarak, haksızlık karşısında susanın dilsiz şeytan olduğunu söyledi.
Kendilerine destek verenlere teşekkür eden ve mücadelelerini sürdüreceklerini belirten Göral, “Halkımıza çağrımızdır. Bizler Borusan Port işçileri olarak haksızlığa uğradık ve tüm halkımızı emekçileri bu haksızlığa karşı durmaya dayanışmaya çağırıyoruz. Biliniz ki bu haksızlık, adaletsizlik bir tek bize değil yasalar çiğnenerek hepimizin haklarına yapılan bir saldırıdır. Peki, neler oldu, niye haksızlığa uğradık diyoruz. Çalıştığımız işyerin de herkesin yaşadığı gibi birçok haksızlığa maruz kaldık. Zorunlu mesaiden, mobing’e, düşük ücretten iş güvenliğinin hiçe sayılmasına kadar birçok sorun yaşadık, yaşıyoruz. Bu nedenle ekmek teknemizdeki haksızlıklar son bulsun insan gibi çalışalım, insan gibi yaşayalım diye 2024 Mart ayın da sendikaya üye olduk. İdari personel hariç nerede ise bütün arkadaşlarımız Anayasal haklarımızı kullanıp sendikamız Liman-iş’e üye olduk. Anayasa 51 – Herkesin sendika seçme hakkı vardır ve kimse bu hakkı engelleyemez diyor. Uluslararası çalışma örgütü (İLO) 87 ve 98 sayılı maddelerin de de sendika seçme hakkı tanınmıştır ve ülkemizde bu uluslararası hükümlere taraftır. Herkes bilir sendika bir haktır ve engellemek yasal değildir. Evet, sadece ve sadece yasal hakkımızı kullandık ve önce 4 arkadaşımızı işten attılar. Ve uzun bir listeleri vardı işten atılacak. “İstifa edin, sendika sizin neyinize” dediler yok dedik diye ekmeğimizden etmek istediler” dedi.
Liman İş Sendikalı işçiler olarak anayasal haklarını kullandıklarını bildiren Ahmet Göral, şunları söyledi:
“Yine yasal haklarımızı kullandık ve 21 Mart 2024 de çalışmama hakkımızı kullandık. 4 gün liman da kaldık. Tek isteğimiz atılan arkadaşlarımız geri alınsın ve sendikal haklara saygı duyulması idi. 24 Mart’ı 25 Mart’a bağlayan gece bölgemiz milletvekilleri, belediye başkanları ve adayları, siyasi partilerimizin temsilcileri yanımıza geldiler ve yapılan görüşmeler sonucun da Liman müdürü Hamdi Erçelik yüzlerce insanın ve onlarca kurum temsilcisinin önünde haklarımızı kabul ettiği söyledi. Tabi iki bu sözü Borusan Port adına verdi.
Pek ne dedi ve neler yaşandı?
1- Verilen söz: Anayasal haklarını kullanarak sendikalı oldukları için işten atılan dört işçimiz işlerine tekrardan geri dönecek.
Yaşananlar: Bu sözün üstüne 33 gün sonra tam 37 arkadaşımız işten atıldı.
2- Verilen söz: İşveren limanda çalışan hiçbir işçiye sendikalı oldu diye baskı, zorlama ve tehdit yolunu kullanmayacak. Sendika örgütlenmesinin önüne kesinlikle bir engel çıkarmayacak, sendikalaşmalarını tanıyacak.
Yaşananlar: İkna odaları kurdular ve hepimizi tehdit ettiler. İstifa etmeyenleri işten atmakla tehdit ettiler.
3- Verilen söz: Limanda çalışan işçiler anayasal olmayan ve hukuksuz olan uygulamalara karşı çıktıkları için işveren tarafından herhangi bir hukuki süreç başlatılmayacak.
Yaşananlar: “iş durdurdunuz, zarara uğrattınız” diyerek hepimize dava açtılar. Alenen adaleti yanıltmaya yeltendiler.
Yani ne insani değerlere uyuyorlar nede yasalara. İşçinin hakkına göz diktiler ve haksızlıkta sınır tanımıyorlar. İnternet sitelerine bakarsanız, Doğa seven Borusan, Sanat seven Borusan, İnsan seven Borusan. Gerçekte ise bütün insani değerleri ayaklar altına alan Borusan.
İşte bizim hikâyemiz bu ve emekçileri, halkımızı haksızlık karşısın da susmamaya yanımızda yer almaya çağırıyoruz.”