Norm Haber

Burak Yılmaz Milli Takım’ı bıraktı

A Milli Takım Kaptanı Burak Yılmaz, 3-1 kaybedilen Portekiz maçının ardından kaçırdığı penaltıyla ilgili olarak, "Ülkemizi ve insanlarımızı üzdük. Ömrüm boyunca bu penaltıyı her gece rüyamda atacağım. Maçın sonucunu penaltıya bağlamak gerekiyor. Atsaydım farklı olacaktı" dedi. Burak ayrıca Portekiz karşısında Milli Takım'daki son maçına çıktığını ifade etti.

Dünya Kupası Play-Off Yarı Finali’nde Portekiz’e deplasmanda 3-1 mağlup olan A Milli Takım’da Kaptan Burak Yılmaz, karşılaşmanın ardından basın toplantısında açıklamalarda bulundu.

Maça iyi başlayamadıklarını ifade ederek sözlerine başlayan Burak, “Portekiz çok iyi başladı. Sonradan kendimize güvenmeyi başladık, pozisyonlar ve gol geldi. Penaltıyı atsam 2-2 olacaktı. O zaman Portekiz için zorlaşabilirdi. Atamadım, nasıl atamadım, hala şok içerisindeyim. Atamadım, futbol bu. Futbolun belki de güzelliklerinden bir tanesi. Bizim için kötü ama Portekiz için güzel olan yönlerinden biri oldu.

Ülkemizi, insanlarımızı üzdük. En başta ben üzüldüm. O yüzden kusura bakmasınlar maçtan sonra çok üzgündüm, hala üzgünüm. Bu benim Dünya Kupası’na son katılma şansımdı. Bugün itibarıyla bu da bitmiş oldu. Penaltı olunca ‘kesin gol’ dedim. 2-2’den sonrasını düşünmeye başladım. Kaçırmayı düşünmediğim için kaçırınca çok büyük hayal kırıklığı oldu. Özür dilerim, bununla alakalı ne söyleyebilirim? Herhalde bu penaltıyı ömrüm boyunca her gece rüyamda atacağım” ifadelerini kullandı.

A Milli Takım’ın maçtaki oyun sistemi hakkındaki soruyu yanıtlayan Burak Yılmaz, “Buna 3’lü, 4’lü olarak bakmamak gerek. Penaltı gol olsa 2-2 olup önümüze bakacaktık. 3’lüde bocalamamıza rağmen yine de yerine getirdiğimizi düşünüyorum. Sonuçta Portekiz’le oynuyoruz. Bu maçı tamamen penaltıya bağlamak gerek. 2-2 olsa çok farklı senaryo olacaktı. Penaltı gol olsa farklı bir senaryo olacaktı. Buna bağlamak gerek” diye konuştu.

“BUGÜN MİLLİ TAKIM’DAKİ SON MAÇIMDI” 

Maçın ardından takım arkadaşlarının ve Teknik Direktör Stefan Kuntz’un kendisine çok destek olduğunu söyleyen golcü oyuncu, “Bana sarıldılar, ben de duygu patlaması yaşadım. Çok üzüldüğüm için onlar da sarıldı. ‘Bizi buraya kadar sen getirdin’ dediler. Kesinlikle öyle bir şey yok ama ‘Sen bu takımın kaptanısın ezilmedik’ dediler. Benim yanımda oldular, hala benim yanımdalar, bazı arkadaşlarım da burada. Allah razı olsun ben onların üzerinde iyi etki oluşturduğumu düşünüyorum. Futbolda bu tabire inanmıyorum. Ben onlara kaptanlık da yapmadım, abilik de yapmadım, sıradan bir takım arkadaşıydım. Bana hiç saygısızlık yapmadılar. Ben de onların kalplerini kırdıysam haklarını helal etsinler. Bu vesileyle bunu da buradan çok uzatmadan söyleyeyim, bugün benim son maçımdı. Bugün Milli Takım kariyerime son noktayı koyuyorum. Çünkü bir bayrak değişimi gerekiyor. Bakıyorum Enes, Umut, Serdar Dursun, Halil, Cenk, Kenan Karaman… Biz bu işi nasıl devraldıysak, ben de onlara bu formayı bırakıp dışarıdan destek vermek istiyorum. Üzüntülü bir maçtan sonra bırakmak istemezdim ama böylesinin doğru olduğunu düşünüyorum. Herkesten tekrar özür diliyorum. Bu formayı şeref ve namusla taşıdığımı düşünüyorum. Bütün hocalarıma teşekkür ederim. Dediğim gibi benden bu kadar” diye konuştu.

TOPLANTININ ARDINDAN GÖZYAŞLARINA HAKİM OLAMADI

Bu kararın duygusal bir karar olmadığını ifade eden Burak Yılmaz, “Yarın bir gün üç forvetimiz sakatlanır, ikisi korona olur, ekstra durumlar olur, o zaman tabii ki istenirse yardımcı olurum. Kesin kararım, duygusal olarak bunu vermiyorum, mantıken veriyorum. Bir bayrak değişimi olması gerekiyor. Ülkemiz ve genç arkadaşlarımız açsından, onlar da formda. Yeni jenerasyon, yeni yapılanma bunun doğru olduğunu düşünüyorum. Kimseye bir sitem, penaltıyla alakalı kesinlikle böyle bir şey değil. Duygusal olarak değil, mantıken verilmiş bir karar. Kardeşlerimin bundan sonra gerekeni yapacağını düşünüyorum” diyerek sözlerini tamamladı. Basın toplantısının ardından stattan ayrılmaya hazırlanan Burak Yılmaz’ı, Dragao Stadı’nın basın merkezindeki yerli ve yabancı gazeteciler alkışlayarak uğurladı. Bu alkışların ardından Burak gözyaşlarına hakim olamadı.