Norm Haber

Bursa’da çocukken iki kez terk edildi! Yaşamını kitaba döktü

Bursa’da 20 günlükken biyolojik annesi tarafından Çocuk Esirgeme Kurumu'na terk edilen, kendisini 10 aylıkken evlat edinen annesi de rahatsızlanınca 13 yaşındayken ikinci kez kuruma bırakılan Ayşegül Elhakan (29), üniversite eğitimini tamamladıktan sonra devlet memuru oldu. Evlenip yuva kuran, bir televizyon programı ile biyolojik annesine ulaşan, babası olduğu iddia edilen kişinin ise DNA testiyle babası olmadığını öğrenen Elhakan, yaşadıklarını 'Ben Olmadan Önce' adını verdiği kitapta topladı. Ayşegül Elhakan, "Bu kitapta, anne olmayı, aile olmayı başarabilmiş bir kadının hikayesi var" dedi.

Tekirdağ’da 1993 yılında, evlilik dışı olarak dünyaya gelen Ayşegül Elhakan, 20 günlükken annesi tarafından Çocuk Esirgeme Kurumu’na terk edildi. 10 aylıkken evlat edinilen Ayşegül, İstanbul’da yaşamaya başladı.

Ayşegül 6 yaşındayken, kendisin evlat edinen çift boşandı. Ayşegül, bir bankada müdür olan annesi ile birlikte yaşamaya devam etti. Aynı yıl Ayşegül, annesinin konuşmasına şahit olarak, tesadüfen evlatlık olduğunu öğrendi.

Küçük yaşta olmasına rağmen bunu kabullendi. Güzel bir çocukluk geçirdiğini söyleyen Ayşegül, 13 yaşındayken, kendisini evlat edinen annesinin sağlık problemleri nedeniyle yeniden Çocuk Esirgeme Kurumu’na bırakıldı. Lise eğitiminin ardından Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Tekstil Teknolojisi Yüksek Okulu’nu kazanan Ayşegül Elhakan, kendisini evlat edinen annesi ile yıllar sonra tekrar görüşmeye başladı.

İkinci kez terk edildiğini düşünmenin, kendisinde travma yarattığını söyleyen Ayşegül Elhakan, “13 yıl onlarla yaşadım. Sağlık sebeplerinden dolayı koruma kararıyla tekrar yurda verildim. Ben o çocuk aklımla, beni terk ettiklerini, bıraktıklarını düşünerek, uzun bir süre geçirdim” dedi.

Elhakan, “Üniversiteyi kazandığımda, beni evlat edinen annemle tekrar irtibata geçtik. Onun bana söylediği şey, ‘Bak kendi başına bir şeyler başarabiliyormuşsun. Bunu kanıtladın’ oldu. Kendisiyle daha sonra tekrar görüşmeye başladık. Devlet memuru olarak atandığım zaman yine aynı şekilde beni ağlayarak aradı. ‘İmkanı olmayan çocuk, daha başarılı olur’ derler. Doğru mu bilmiyorum ama bende biraz öyle oldu” diye konuştu.

 

BİYOLOJİK ANNESİNİ BULDU

2013 yılında katıldığı bir televizyon programı ile biyolojik annesine ulaşan ancak beklediği yakınlığı göremediğini söyleyen Ayşegül, o anları şu sözlerle anlattı:

“Programda annemi bulduktan sonra, şok yaşadım aslında. İnsan yıllar sonra annesini gördüğü zaman, bulduğu zaman bir duygusallık bekliyor. Aslında annelik bekliyor. Ben bunların hiçbirini yaşayamadım. Bebeklik fotoğrafım kendisine gösterildiği zaman, yüzünde bir mimik aradım. Duygulanmasını, ‘bu benim kızım’ demesini bekledim. Hiçbirini bulamadım. Programdan sonra da iletişim kuramadık, yapamadık. Ben çabaladım aslında, sonrasında da uğraştım.”

‘BİYOLOJİK ANNEM GİBİ BİR ANNE OLMAKTAN KORKTUM’

Ayşegül, biyolojik annesinin, babası olduğunu söylediği kişiye de ulaştı. Ancak, DNA testiyle bu kişinin babası olmadığını öğrendi. Biyolojik babasının kim olduğunu öğrenemeyen Ayşegül, üniversitedeyken tanıştığı Kadir Elhakan ile 5 yıl önce, 2017 yılında evlendi. Eşi, hemen çocuk sahibi olmak istese de terk edilen bir çocuk olarak yaşadığı travma nedeniyle, uzun bir süre buna cesaret edemediğini söyleyen Ayşegül Elhakan, “Böyle bir anne figürü karşınızda olunca, ‘Ben de mi böyle bir anne olacağım?’ dedim. ‘Kan çeker’ dediklerini yaşadım. O benim annem. Bir annelik görmedim ama yine de insan korkuyor. Bu korkuyu çok yaşadım. Eşimle evlendikten sonra kendisi hemen çocuk istedi. Ama ben korkumdan dolayı, 2 sene cesaret edemedim” dedi.

‘GEREKİRSE DİLENİRİM AMA ÇOCUĞUMA BAKARIM’

2021 yılında kızı Liya Alin’i kucağına alan Ayşegül Elhakan, yaşadıklarını gözyaşları içinde şöyle anlattı:

“Hamile olduğumu öğrendiğimde çok mutlu oldum. Kızıma her gün notlar yazdım. Kucağıma aldığım zaman ‘Bu nasıl bırakılır?’ dedim. Elinizde sizden bir mucize var. Bırakılması imkansız. Beni nasıl bırakabilmiş. Daha doğmadan bırakmaya karar vermiş. Ekonomik imkanlar, psikolojik sorunlar denebilir belki ama benlik bir şey değil. Ben yapamam. Bu cümleyi de çok net söylüyorum. Bir gün gerçekten ekonomik imkanım olmazsa, gerekirse dilenirim yine o çocuğa bakarım. Annem bana her zaman doğurmanın değil, hamurunu yoğurmanın önemli olduğunu söyledi. Ben bunu öğrendiğimde 6 yaşındaydım. Doğurmak bir insanı anne yapmaz. Siz kanınızdan olmayan bir insana annelik yapabiliyorsanız, zaten anne olmuşsunuz demektir. Allah bana çok şükür anne olmayı nasip etti. İstiyorum ki kızım da annesi gibi güçlü olsun. Kızımın da güçlü bir birey olmasını istiyorum.”

‘BU KİTAP, BİR KADININ BAŞARI HİKAYESİ’

Devlet memuru olarak atanan ve şimdi 14 aylık bir kız çocuk annesi olan Ayşegül Elhakan, özellikle Çocuk Esirgeme Kurumlarındaki kız çocuklarına örnek olması için, hayatını kaleme aldığı ve ‘Ben Olmadan Önce’ adını verdiği kitabını yazdı. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesinde, yurtta kalan kız çocuklarına atfettiği kitabını piyasaya süren Elhakan, “İnsanlara kılavuz olmasını istediğim bir hikaye olduğu için kitaba dönüştürdüm. Özellikle yurtta kalan çocuklara bir şeyler katabileceğini düşünüyorum. Ortada bir başarı var, bir kadının başarısı var. Bugün bir anne olmayı, bir aile olmayı başarabilmiş bir kadının hikayesi var. Yurtta kalan çocuklarda hayata 1- 0 yenik başlama düşüncesi oluyor. Aile yok, sevgi yönünden eksik büyüyorlar. Bu yüzden geleceğe yönelik kaygıları oluyor. Bunu ben de yaşadım. O, 1- 0’ı siz artıya çevirebilirsiniz. Ne kadar sıkıntı çekerlerse çeksinler, okumayı hiçbir zaman bırakmasınlar. Bir kadın için, bir kız çocuğu için okumak çok önemli. Bunları yaşadığım için ben bugün Ayşegül’üm. Bunları yaşamasaydım, bu Ayşegül olamayacaktım. Geçmiş tamamen kapandı. Kendimi anne olmaya hazır hissettim. O şekilde ben oldum. O yüzden adı ‘Ben Olmadan Önce’. Her çocuk bir umuttur. Ben bunlardan sadece biriyim” diye konuştu.

29 yılını, 4 yılda yazdığı 323 sayfaya sığdıran Ayşegül Elhakan’ın, en büyük destekçisi olduğunu söylediği eşi Kadir Elhakan ise, “Zorlu süreçlerden geçtik, ama birlikte bu süreci atlatarak yuva kurduk ve güzel bir çocuğumuz oldu. Ayşegül’ü çok sevdim ve ona aşık oldum. Ayşegül, zorluklardan geçtiği için çok iyi bir anne. Kızına o zorlukları hissettirmemeye çalışan bir anne. Çok güzel bir bağ kurdular. Mükemmel bir anne” ifadelerini kullandı.