Haber: SİMLANUR İNCE
Kamera: MESUT ERDOĞAN
Bursa’da bugün iş bırakan sağlık çalışanları, Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde, sağlık sendikaları öncülüğünde basın açıklaması gerçekleştirmek üzere toplandı.
Basın açıklamasını okuyan Bursa Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Deniz Alpan Dinçer, “Bizler, emek ve meslek örgütlerimizin çağrısıyla, sağlık sisteminde yaşanan çöküşü protesto etmek, sesimizi hep birlikte yükseltmek, taleplerimizi haykırmak adına bugün ülkenin her bir köşesinde, meydanlarda bir araya gelmiş hekim, diş hekimi, hemşire, ebe, ATT, paramedik, teknisyen yani sağlık emekçileriyiz. Her gün yüz binlerce kişiyi sağlığına kavuşturmak, hastalanmalarını önlemek için çalışırken; şiddet, mobbing, performans dayatması, güvencesiz gelir, liyakatsiz yöneticiler, sağlıkta çeteleşme gibi say say bitmeyecek sorunlarla boğuşuyoruz. Tüm bu sorunların çözümü için görev alması gereken kamu otoritesini ise yanımızda değil her seferinde karşımızda buluyoruz. Sağlık Bakanlığı; toplumun ve sağlık emekçilerinin sorunlarına çözüm üretmek için bizlerin görüş ve önerilerini dikkate almak yerine, yeni yönetmeliklerle; otoriter emek rejimini tam anlamıyla yerleşik hale getirerek bizleri yok saymaya, itirazlarımızı sindirmeye, İş bırakma eylemlerimizin etkisini görünmez kılmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.
Dinçer sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bakanlığın bu olumsuz tavrına karşı bugün tüm sağlık kurumlarında üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakıyoruz! Ayrıca 1. Basamakta çalışan hekimlerin, ebelerin, hemşirelerin ve tüm sağlık emekçilerin uzun süredir sürdürdüğü mücadeleyi de selamlıyor, iş bırakma eylemlerini tüm sağlık emek gücü olarak sahiplendiğimizi ifade ediyoruz. Sesimizi duyan var mı? Sağlık Bakanlığı’na sesleniyoruz. Halkın sağlığını korumak ve geliştirmek istiyor musunuz? Hekimlerin, ebe, hemşire ve sağlık emekçilerinin sorunlarını çözmek istiyor musunuz? Bu çığlık tüm basamaklarda sağlık hizmeti üreten yüzbinlercehastayı sağlığına kavuşturmak ve hasta olmalarını engellemek için çalışan sağlık emekçilerinin sesidir. Bunu duymak zorundasınız!” ifadelerini kullandı.
“TÜM UYARILARIMIZA RAĞMEN SÖZLERİMİZ GÖRMEZDEN GELİNMEYE DEVAM EDİYOR”
Hekimlerin taleplerini dile getirerek konuşmasına devam eden Dinçer, “Uzun yıllardır, çalışma şartlarımızın saydığımız gerekçelerle bilinçli ve programlı olarak kötüleştirilmesi meslek onurumuzu, toplum sağlığını ve hepimizin geleceğini tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Tüm uyarılarımıza rağmen sözlerimiz görmezden gelinmeye devam edilmektedir. Depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen deprem bölgesinde hala insanca çalışma ve yaşama koşulları sağlanamamış sağlık emekçilerinin sorunları giderilmemiştir. Genç meslektaşlarımızın, şu etik değerleri temel alan, donanımlı ve nitelikli bir eğitim alabilmelerinin engellenmesi ve düzeltilmemesi eğitim haklarının engellenmesidir. Mobbing kabul edilemez! Gerçekçi yasal düzenlemeler çıkarılmalı; etkili şikayet ve ceza mekanizmaları geliştirilerek, işler hale getirilmelidir. Bizler bu eylemlerle meslek onurumuza sahip çıkarken sağlıkta çeteleşmeye imkan vermeyecek; adil, şeffaf, toplumcu bir sağlık sisteminin kurulmasını ve halkımızın sağlık hakkını da savunuyoruz. Sağlık meslek emek örgütleri olarak; sağlıklı bir toplum ve iyi çalışan bir sağlık sistemi için birinci basamağa yönelik “Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nin “ geri çekilmesini de içeren altı maddelik talebimizi kamuoyu ile paylaşmıştık” şeklinde konuştu.
Dinçer, İkinci ve üçüncü basamağın sorunlarının çözümünü ve taleplerini şöyle sıraladı:
1. Sağlıkta şiddeti artıracak düzenlemeler değil şiddetin önlenmesini sağlayacak etkin ve caydırıcı tedbirler alınması, etkili şiddet yasası çıkartılması ve sağlık çalışanlarının can güvenliği sağlanmasıdır
2. Tüm sağlık mesleklerine yönelik tanımlar net olarak yapılmalı, angarya çalıştırma yasaklanmalı, üniversite hastaneleri başta olmak üzere çalışanların tayin hakları, özlük ve sosyal hakları garanti altına alınmalıdır
3. Hekimleri, Diş Hekimleri ve hastaları da mağdur eden, hekimlere karşı şiddet kaynağı olan, halkın sağlığını tehlikeye atan, hastalara yeterli tedavi yapma süresi sağlamayan 5 dakikada muayene dayatmasından vazgeçilmeli, nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmek için hasta randevuları her hastaya en az 15 dakika ayrılacak şekilde düzenlenmelidir.
4. Diş hekimlerinde saat 24.00’dan sonra mevzuata aykırı şekilde nöbet yazılmasından ve vardiya çalışma sisteminden vazgeçilmelidir.
5. Hekim, ebe, hemşire ve tüm sağlık emekçilerine performans ve ciro odaklı sistemin yerine emekliliğe yansıyacak insanca ücret ödenmelidir. Sabit ödemeler genel bütçeden karşılanmalı, ek zamlar temel ücretlere ve emekliliğe yansıyacak şekilde düzenlenmelidir. Bu talebimiz gerçekleşinceye kadar acil olarak ilave ek zam emekliliğe yansıtılacak şekilde düzenlenmeli ve mevcut memur emeklilerine de yansıtılmalıdır
6. Kamu emekçilerin vergi diliminin %15’de sabitlenmelidir.
“SAĞLIKTA TİCARİLEŞME ÖLÜM DEMEKTİR”
Dr. Dinçer’in konuşmasının ardından söz alan Bursa Tabip Odası Başkanı Kadir Binbaş, “Amacımız halkımızın sağlık hizmetini almayı engellemek değil, halkımızın düzgün sağlık hizmetini almasını sağlamak. Bizden bazı ilaçları yazmamızı istemiyorlar. Bunun önüne gelen yönetmelikten dolayı bizler greve gidiyoruz. Özel hastaneler üflesen yıkılacak binalardan oluşuyor. Bugün mecliste artık rapor alırken, ücret ödeyeceksiniz. Bu ücretleri size, bizim aldığımız söylenecek. Bunlar Sağlık Bakanlığı sermayesine gidecek. Biz halkımızla aramızda para hesabı olsun istemiyoruz. Sağlıkta ticarileşme ölümdür diyoruz. Hastalarımıza yeterince zaman ayırmak istiyoruz. Yaşlılarımızı, gebelerimizi takip edebilmek için grev yapıyoruz. 3-5 bin lira için grev yapmıyoruz, halkımıza daha iyi sağlık hizmeti verebilelim diye grev yapıyoruz” açıklamalarında bulundu.