Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Merda Erdemir Işık, “Uyumadan önce sobaya kömür atılmaması çok önemli. Yakıtların yeterince yanmaması karbonmonoksit zehirlenmesi riskini yükseltir. Sobaların borularının bacaya mümkün olan en kısa mesafeden bağlanması ve çadırların belli aralıklarla havalandırılması gerekiyor. Bilhassa rüzgârlı ve fırtınalı havalarda tehlike büyüyor” diye konuştu.
Binlerce kişinin yaşamını yitirdiği deprem felaketinden kurtulan binlerce kişi evsiz kaldı. Bölgede kurulan çadır kentlerde yaşamını sürdürmeye çalışan depremzedeler, çadır içerisinde soba yakarak soğuk hava şartlarından korunmaya çalışırken, karbanmonoksit zehirlenmesine karşı da tehdit altında. Medicana International İzmir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Merda Erdemir Işık, alınması gereken tedbirlerle ilgili bilgi verdi.
Karbonmonoksit gazının bu kadar tehlikeli olmasının en büyük sebebinin sızan gazın hiçbir şekilde fark edilmemesi olarak açıklayan Uzm. Dr. Merda Erdemir Işık, “Ortamdaki karbonmonoksit miktarının arttığı yalnızca karbonmonoksit dedektörleri kullanıldığında anlaşılabiliyor. Karbonmonoksit kokusuz, renksiz ve tatsız bir gazdır. Gaz, benzin, odun, odun kömürü ve propan gibi karbon barındıran yakıtların yanması veya yeterince yanamaması sonucu ortaya çıkar. Hava almayan alanlarda ocakların açık bırakılması, bacası tam çekmeyen sobalarda yakıtın iyi yanmaması gibi durumlarda ortamdaki karbonmonoksit miktarı artar. Solunum yolu ile vücuda giren bu gaz kan dolaşımına karışır ve zehirlenmelere yol açar. Karbonmonoksit zehirlenmesine hızlı müdahale edilmesi gerekir, aksi durumda hayati tehlike ortaya çıkabilir” dedi.
NASIL TEDBİR ALINMALI?
Travmatik bir afeti geride bırakıp çadırlarda yaşamak durumunda kalan depremzedelerin ve çadırların ısınması için soba kurulumu yapanların karbonmonoksit zehirlenmesine karşı bazı basit; ama hayat kurtaran tedbirleri almaları gerektiğinin altını çizen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Merda Erdemir Işık, soba kurulumunun dikkatle yapılmasının elzem olduğunu belirterek, “Sobaların kurulması sırasında boruların bağlantılarının kontrol edilmesi şart, sobaların borularının bacaya mümkün olan en kısa mesafeden bağlanması ve çadırların belli aralıklarla havalandırılması gerekiyor. Uyumadan önce sobalara kömür atılmaması çok önemli. Yakıtların yeterince yanmaması karbonmonoksit zehirlenmesi riskini yükseltir. Bilhassa rüzgârlı ve fırtınalı havalarda tehlike büyüyor” diye konuştu.
Karbonmonoksit zehirlenmelerinde baş ağrısı, halsizlik ve baş dönmesi gibi belirtilerin görülebileceğini ifade eden Dr. Merda Erdemir Işık, bu belirtilere kayıtsız kalınmaması gerektiğini söyleyerek, “Karbonmonoksit zehirlenmeleri baş ağrısı, halsizlik, baş dönmesi, dikkat bozukluğu, vücutta uyuşmalar, göğüs ağrısı, görmede bulanıklaşma ve denge bozukluğu gibi semptomlara yol açabilir. Bu gibi bir durumda hızlı bir şekilde ortamın havalandırılması ve kişinin tıbbi destekle acilen buluşturulması gerekir. Karbonmonoksit zehirlenmelerinin akciğer hastaları, anemik hastalar, kalp rahatsızlıkları olanlar, yaşlılar ve çocuklar için çok daha tehlikeli olduğunun unutulmaması önemlidir. Karbon yakıt kullanarak ısıtılan tüm alanlarda gerekli tedbirler alınmalıdır” dedi.