Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen duruşmaya davalı avukatı Çağlar Çağlayan, Mehmet Can Keysan ile davacı avukatı Onur Üregen katıldı. Hakim, dava dosyasına sunulan talepleri okumasının ardından davacı avukatı Üregen’e söz verdi.
CHP’nin 4-5 kasım 2024 tarihlerinde gerçekleştirilen kurultayının alınan kararlar ve bir kısım delegelerin irade fesadına uğratılması nedeniyle iptal edilmesi gerektiğini ve yok hükmünde olduğunu söyleyen Üregen, “Genel Başkan kongreye çağırıyor ve saatini kendisi söyleyemiyor. Kurultay için küçük bir salon seçiliyor, hukuku hileli hale getirmeye çalışıyor. Son yapılan kurultayda parti meclisine aday olmak isteyen kişilere 10 delegenin imzasının getirilmesi ve bilgilerinin getirilmesi şartı olmasına rağmen turnikelerle ve güvenliklerle delegelerin salona girişi engellenmiştir. CHP kurultay tarihinde en düşük sayıda parti meclisine aday olarak başvurulan kurultay olmuştur. Ayrıca 6 Nisan 2025 tarihinde yapılan kurultayda sadece Genel Başkan Özgür Özel’in belirlediği kişilere parti meclisinde oy verilmesi söylenmiştir” dedi.
Üregen, 6 Nisan’da kurultayda alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespit edilmesini ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etti.
Ardından söz alan davalı avukatı Çağlar Çağlayan, Olağan Kurultay’ın resmi sonuçlarının YSK tarafından ilan edildiğini ve sonrasında yapılan yerel seçimlerde CHP’nin birinci parti olduğunu dile getirdi.
Yargı baskısı tehdidi altında bir olağanüstü kurultayın toplandığını söyleyen Çağlayan, “Burada da mevcut genel başkan geçerli oyların tamamını almıştır. Geçerli oy sayısı da toplam delege sayısına çok yakındır. Haliyle siyasi partiler bir yönetim değiştirecekse, bu olsa olsa kongre ile yapılır. Dava dilekçelerinde yazmıyor ama tüm taleplerin yerine getirilmesi halinde yapılması gereken yeni bir olağanüstü kongre yapılmasıdır. CHP de 6 Nisan’da bunu yapmıştır ve ‘Kongre yapılırsa sonuç ne olur?’ sorusu yanıtlanmış ve eldeki dava da sonuçsuz kalmıştır. Davacılardan Lütfü Savaş, dava tarihinde kurultay üyesi değildir. Bu yüzden arada husumet de bulunmaktadır. Dosyaya ilişkin iddiaların hiçbirinin dava dilekçesine yazılacak bir yönü yok. Nasıl ki bir belediye başkanının seçilmeden önce bir suçu olduğunda mazbatası iptal edilip, yaptıkları geçerli sayılıyorsa, seçilmiş bir parti yönetiminin de yaptıklarının geçersiz sayılması mümkün değildir. Bu işlemlerde yenilik doğurucu işlemler ortaya çıkar, geriye dönük iptal söz konusu olamaz. Kurultayın iptaline ilişkin YSK’ya yapılan başvuru da reddedilmiştir. Olağanüstü Kurultayda da adaylık başvurularının yeterli şekilde yapılamadığı, kongre salonunun demokratik hakları engelleyecek şekilde küçük ve uygunsuz olduğu yönündeki itiraz da hem ilçe seçim kurulunca hem de YSK tarafından reddedilmiştir. Kaldı ki adaylıklar için başvurular kongre salonu dışında alınmıştır. Tüm bu gerekçelerle daha önce verdiğiniz gibi davanın sonucuna etkili bir konuda tedbir kararı verilemeyeceğinden, aynı zamanda davanın gerekli unsurlarının sağlanmaması nedeniyle tüm davadaki tüm taleplerin reddedilmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Davalı avukatı Keysen ise şunları kaydetti:
“6 Nisan’da yapılan 21. Olağanüstü Kurultay, Genel Başkanımızın çağrısıyla toplanmıştır ve usule uygundur. Çağrıda kurultayın toplanacağı yer ve tarih de açıklanmıştır. Davacı Kamile Bahar Önal’ın açmış olduğu 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde İstanbul İl Kongresi’nin iptali talebi bulunmaktadır. Ancak davacı Önal, İstanbul İl Kongre delegesi değildir ve bu nedenle kongrenin iptaline ilişkin dava açma yetkisi yoktur. Davanın ve tüm diğer taleplerinin reddedilmesini talep ederiz.”
Avukat savunmalarına karşı söz alan davacı avukatı Üregen, “Meslektaşım Çağlar Bey, ‘Yargı eliyle siyaset dizayn ediliyor’ şeklinde beyanda bulunmuştur. Böyle bir şey olsaydı tedbir taleplerimiz kabul edilirdi ama bu taleplerimiz reddedilmiştir. YSK kararları mahkemeleri bağlamaz, bu tamamen usulen yapılan başvurulardır. Ankara’da yürütülmekte olan şaibeli kurultay soruşturması çok ciddi şekilde yürütülmektedir. Dün itibarıyla mahkemeye sunduğumuz savcılık ifade tutanaklarında 38. Kurultayda delege olan üç tanık para aldıklarını kabul etmiştir. Biz Atatürk’ün partisini korumaya çalışıyoruz. Öte yandan kurultayda iki seçim arasında 3 saat ara verilmesi gerekirken 1 saat dahi geçmeden ikinci seçim yapılmıştır. Yargı baskısı ve tehdidi olsaydı kurultay da yapamazlardı. Türk yargısı bağımsızdır. Mahkemelerinizin bağımsızlığına güveniyoruz. Mahkemece taleplerimizin kabul edilmesini istiyoruz. Mahkeme aksi kanaatteyse de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nda devam eden soruşturmanın sonuçlanmasının beklenmesini talep ederiz” beyanında bulundu.
Hakim, Çankaya 4 No’lu İlçe Seçim Kurulu’na müzekkere yazılarak, 21. Olağanüstü Kurultayına ilişkin katılım listesi ve mazbatanın istenmesi, YSK’ya yapılan başvuruların ve iptal kararlarının celbine karar verdi. Bir sonraki duruşma 26 Mayıs’a ertelendi.
CHP’nin 4-5 Kasım 2023’te gerçekleştirdiği 38. Olağan Kurultayı’na ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından usulsüzlük soruşturması başlatılmıştı. Eski Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve bazı delegeler de, CHP’nin 4-5 Kasım 2023 tarihlerindeki kurultayının iptali için ayrı ayrı mahkemelerde dava açmıştı. Açılan iptal davaları Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki dosyada birleştirilmişti.