CHP’de olağanüstü kurultay günü… Özel yeniden genel başkan!

CHP’nin bugün gerçekleştirilen olağanüstü kurultayında oy sayımı sona erdi. Kurultay sonucuna göre 1171 oy alarak Özgür Özel yeniden genel başkan seçildi.

CHP’de olağanüstü kurultay günü… Özel yeniden genel başkan!

Kayyum atamalarına ve İmamoğlu’nun tutuklanmasına tepki olarak “İrade milletindir” sloganıyla 21’inci kez toplanan CHP kurultayı, bugün Ankara’da Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde yapılıyor.

CHP’nin 21. Olağanüstü Kurultay’ında Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu için temsili koltuk ayrıldı.

Divan kurulu başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nun konuşmasının ardından Özgür Özel, saat 10.20 sularında kürsüye çıktı ve partililere seslendi.

Özel’in konuşmasından satır başları şöyle:

* Bu kurultay yapılamasın diye bir cuma akşam üstü 16.59’da kayyum tebliğ etmek üzere kurulan kumpası boşa çıkarıp, bu kurultay yapılamasın diye arena salonuna cevap süresini bekletip kurultay ilanını boşa çıkarmaya çalışıp, bu kurultay yapılamasın diye yıllar önce kendi onayladıkları tüzüğe rağmen sabah tam 10.00’da hazır olmazsa kurultayı yaptırmayız, iptal ederiz hesaplarını boşa çıkarıp 81 ilden, 973 ilçeden bir pazar sabahı buraya gelip tertemiz iradelerini lekelemeye çalışan kumpasçılara karşı CHP’nin tarihini, bugününü, yarınını, iradesini ve geleceğe yönelik olarak bu ülkenin teminatı olduğunun gerçekliğini tüm Türkiye’ye gösteren canım arkadaşlarım hepiniz hoş geldiniz.

ÖZEL’DEN İMAMOĞLU’NA SELAM

* Ne olursa olsun başaracağız… 9 Mart darbesine direnmek için sokaklara inen on milyonlara, hukuksuzca hapiste tutulan Ahmet Özer’e, Rıza Akpolat’a, Alaattin Köseler’e, Resul Emrah Şahan’a, Mehmet Murat Çalık’a, Silivri zindanlarında tutulan belediye meclis üyelerimize, bugünlerde tekrar hak arayacaklar olursa onlara gözdağı olsun diye 3 sefer beraat etmelerine rağmen Gezi davasından hepimiz adına orada tutulan Çiğdem Mater’e, Mine Özerden’e, Osman Kavala’ya, Can Atalay’a canım kardeşim Tayfun Kahraman’a, diğer siyasi partilerden tutsak olan tüm siyasilere ve Silivri Cezaevi’nde yatan yiğidime, aslanıma TC’nin bir sonraki cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na merhaba.

“KAYYUM KUMPASINA KARŞI BİR ARADAYIZ!”

* Bugün 19 Mart başarısız darbe girişiminin bir ayağı olan partimize kayyum atama planını bertaraf etmek, CHP’nin ne demek olduğunu cümle aleme göstermek için buradayız. Kafasında bavullarını toplayıp gitmeye karar veren gençler bir seçim daha bizi beklemeye karar verdi demiştim, işte o gençlerin umudu için buradayız.

* Demokrasiye olan inancımız sonsuzdur, millet karar vermiş partimiz 47 yıl birinci parti olamamıştır, millet karar vermiş AKP 23 yıldır ülkeyi yönetme yetkisi almıştır. Demokraside aslolan milletin kararına saygıdır. CHP bu saygıyı duymuş hata kusuru kendinde aramış 47 yıl sonra yine bir başarı elde ettiyse demokratik sınırlar içinde elde etmiştir. Kimin demokrat olup olmadığına kaybettiğinde ne yaptığına bakarak karar verilir. Biz bugün kazandığında nasıl davranan kaybettiğinde nasıl davranan bir anlayışı hep birlikte mahkum etmek için buradayız.

* Meydanları kitleleri üyeleri gençlerimizi sokağa mitinge eyleme hazırladık ve her geçen gün örgütümüzün bu kabiliyetlerinin hızla artmakta olduğunu, organizasyon yeteneklerini hızla geliştirdiklerini, özellikle 18-25 yaş arası gençlerin partiye üye oldukları gelişmeleri memnuniyetle takip ettik. Milletin sandıktaki mesajını doğru okumaya gayret ettik. Karşımızdaki partileri seçmenlerine duyduğumuz saygıyı gözeterek zaman zaman diplomatik ilişkilerle aman zaman liderleri aşıp onların seçmenleriyle konuşan bir dili ortaya koyup arkasında durduk. Partimizi birinci parti olarak tutmaya devam ettik. Geçen yıl temmuz ayı itibariyle 6 büyük firmanın ortalamasında yerel seçimde aldığımız oy oranında bugün genel seçim olsa tercihi CHP olacaktır cevabıyla ulaştık.

“ADIMLARI SİSTEMATİK BİR ŞEKİLDE ATMAYA BAŞLADILAR”

* Karşımızda muhataplarımız ne yaptı? Demokrasi sınavı kazandığında değil kaybettiğinde verilir. İktidar partisi ilk kez kaybettiği seçimlerden sonra yaptıklarıyla kaybetmenin sınavından geçemediğini tüm dünyaya göstermiştir.

* Kamu gücünü rakiplerine karşı kullanarak rakiplerini ve bizi sindirme gayretine giriştiler. Milleti kutuplaştırarak koltukta kalabileceklerini hesap ettiler ancak attıkları her adımda daha da zayıfladılar. Ülkemizdeki yoksulluğu daha da derinleştirdiler. Yasakları yoksulluğu yolsuzluğu daha da ileriye götürdüler. Demokrasiyi işine geldiğinde binilecek bir tren gibi görenler yenildikleri seçimden sonra hızla o trenden inmeyi tercih ettiler. Ellerindeki iktidar yetkisini kötüye kullanan despot bir rejimi kurmak için adımları planlı ve sistematik bir şekilde atmaya başladılar.

“CHP TÜRKİYE’NİN BİRİNCİ PARTİSİ”

* Yaşadığımız Saraçhane sürecinden önce yapılmış tüm anketlerin dün açıklanan mart ayı ortalamasında CHP kurulduğu gün olduğu gibi bugün de Türkiye’nin birinci partisi.

* Gezi benzeri sokakta toplanma gibi işlerin 12 yıl sonra bile devlet tarafından cezalandırılacağı hissini yaymak üzere özel tasarımlı operasyonlar yaptılar. Bunun içine RTÜK’ü de TRT’yi de devletin tüm kurumlarını alet ettiler. AK Parti iktidarına muhalefet etmeyi tek suç olarak resmileştirdiler. Oysa uyuşturucu baronlarını mafyaları milletin üzerine çökerken onlara ses etmeyenler, af talep edenler milletin ak parti iktidarına muhalefetini tek gözaltına ve tutuklama sebebi olarak gördüler.  Temel amaçları Beylikdüzü’nde 1 İstanbul’da 3 kez Erdoğan’ın adaylarını mağlup eden İmamoğlu’nun önünü kesmekti.

* Her adımlarına hep birlikte kararlılık ve cesaretle mukabele ettik. Onlar adayı vatan emniyete götürdüklerinde artık sandık CHP üyelerinin değil bu darbe girişimine direnmek isteyenlerindir diyerek dayanışma sandığına davet ettik.

* Bu örgüt o gün 1 milyon 650 bin kişi 14 milyonun üzerinde yurttaşa, daha önce üyesi olmadıkları bir siyasi partinin kendi ön seçim sandığını dayanışma gösterebilecekleri bir demokrasi alanı gösterebilecekleri, 104 yaşında sandık başına koşan dedeyi, anasının karnındaki 3 aylık bebeği oraya taşıyan motivasyonu sağlayan her bir bireyin alnının ortasından öpüyorum.

“3 KİŞİNİN BİR ARAYA GELMESİ BİLE YASKALANDI”

* Ön seçim motivasyonu 19 Mart darbe girişiminin olduğu gün, her darbenin bir hedefi şüphesiz İstanbul’un seçilmişi, bir sonraki cumhurbaşkanı adayımız bir hedef mekanı İstanbul’un emaneti Saraçhane’ye kayyım  atamak olduğunu sabah gördüğümüz sözde terörle ilişkilendirilen dosyadan gördük.  Ona İstanbul’da sokağa çıkmak neredeyse yasaklandı. 3 kişinin bir araya gelmesi 5 günlüğüne yasaklandı. O yasağı duyduğumuzda verdiğimiz karar Saraçhane’ye gitmek, o İstanbul’un emanetine İmamoğlu olmadığı sürece emanet kabule dip gece gündüz sahip çıkmak ve İstanbulluyu davet etmek oldu.

* Bütün yolları kapattılar, tomaları koydular milletimizin bağrından kopmuş canım polislerimize milletimizin evlatlarını üniversiteden adıma atmaya, tarihi yarımadaya adım atmamaya talimat verdiler. Bin kişi toplanırsa gidecek yeri kendiniz belirleyin diye emniyetteki müdürleri tehdit ettiler. Saraçhane tarihinin en büyük kalabalığıyla 1 milyon 200 bin kişiyle darbe girişimini hep birlikte geri püskürttük.

“TÜRKİYE, BİR AVUÇ CUNTACIDAN BÜYÜKTÜR”

* Bugün Türkiye’de yine milletin çözeceği bir denge durumu mevcuttur. Cuntacılar yani darbeyi planlayanlar bir önceki seçimin sonuçlarından dolayı sarayda devlet dairelerindeki makam odalarına hapsedilmiş bir cunta olarak durmaktadırlar ama sokaklar irade halkındır, bizimle birliktedir.

* O cunta arkadaşlarımızı esir tutmaktadır. Bugün Türkiye’yi seçimden korkan, rakibinden korkan, milletten korkan bir cunta yönetmektedir. Tayyip Erdoğan halkın desteğini arkasına alan bir cumhurbaşkanı değil, halkın desteğini alanları kendine rakip olabilecekleri hedef alan bir cunta başkanına dönüşmüştür. Artık meşruiyeti yoktur, seçimden, sokaktan korkmaktadır. Bugün bu salondaki irade o cuntayı dağıtacak iradedir. Türkiye bir avuç cuntacıdan büyüktür.

TÜRKIYE İTTIFAKI: SORUMLU BENİM!

* Adına kent uzlaşısı da deseler bizim Türkiye ittifakı dediğimiz bu süreçte belediye başkanlarımız ne ile suçlanıyorsa onu partinin genel başkanı olarak kendi talimatım olarak ilettiğimi ve sorumlunun ben olduğumu açıkça ifade ediyorum.

“EKREM BAŞKANA KURULAN KUMPAS, KÜRTLERİN SEÇİLME VE SEÇME HAKKINA KURULAN KUMPASTIR”

* İktidar Kürtlerin belediye meclisinde temsil edilmesini suç saymaktadır. Biz barıştan yanayız barışa destek oluruz, terör örgütünün silah bırakacağı, Kürtlerin sorunlarının demokratik yollarla aşılacağı her türlü girişimi yıllarca savunduk. Ama karşımızdaki iktidar batıda seçimlere giren Kürtlere terör yaftası yapıştırmaktan çekinmiyor. Ekrem başkana kurulan kumpas bir yanıyla Kürtlerin seçilme ve seçme hakkına kurulan kumpastır. Kürtler CHP’ye güvenebilirler ama kendilerini defalarca kandırmış her fırsatta suçlamış, cezalandırmış, zulmetmiş bu AK Parti iktidarına en kuvvetli yanıtı yine kendileri vereceklerdir. Kürt meselesinin çözümü Türkiye’nin demokratikleşmesinden geçer. Şehit annelerinin gözünün içine bakamayacağımız hiçbir sürecin içinde olmayacağız.

“23 YILDIR YENEMEDİYSEK EN BÜYÜK SORUMLULUK BİZE AİT”

* İddiaları oluşturmak için bu kadar ahlaki zeminden uzaklaşmaları kendileri için bile değilse bu ülkede onları bu mevkilere getiren bir iktidarı 23 yıldır yenemediysek en büyük sorumluluk bize aittir, ne yapmak gerekiyorsa ilk seçimde kazanıp bu ülkeyi yeniden demokrasi ile tanıştırıp, yargıdaki bir avuç çeteyi eninde sonunda yargılandıkları günleri göreceğiz.

ÖZGÜR ÖZEL,ERDOĞAN’A MEYDAN OKUDU

* Ben İmamoğlu’nun, bu davaların avukatıyım. Sen de Akın Gürlek yerine bu davaların savcısıysan, getir yargılamayı bu hafta yapalım. Talep eden sanıklar açısından canlı yayına açalım sizin iftiralarınızı, Akın’ın iftiraları, bunları teker teker çürüttüğümüz kanıtlar TRT ekranlarından canlı yayınlansın. Hodri meydan!

“MEHMET ŞİMŞEK TÜRKİYE’DEKİ CUNTANIN MALİ AYAĞI OLAN KİŞİDİR”

* (Yurt dışı yasağı olan TÜSİAD yöneticilerine Euro Chambres daveti) Soruyorlar ne suç işlemişler diye; hükümeti eleştirmiş diyorlar. Mehmet Şimşek o insanları ikna edip para bulmaya çalışıyor. Mehmet Şimşek dünyada demokrat görünen gerçekte Türkiye’deki cuntanın mali ayağı olan kişidir.

* MASAK’ta rapora imza atacak uzman veya kıdemli bulamadılar. Bizzat Mehmet Şimşek’in baskısıyla bir uzman yardımcısına imza attırdılar.

ERDOĞAN’A İMAMOĞLU TEPKİSİ: HUKUK GÜVENCESİNİ KALDIRMAK NEDİR!

* Bir yandan Türkiye’ye yabancı yatırım gelsin diye çırpınan biziz. AB’ye tam üyelik nedir hukuk devletini savunmak nedir, ama hukuk güvencesini kaldırmak nedir? Diploma iptal ediyorsun 30 yıl sonra, Türkiye’nin adını bilmeyenlerin adını bildiği İstanbul’un mazbatasını iptal ediyorsun ya! Hazmedemeyip kumpas kurup içeri atıyorsun!

“ÇIKARIN TELEFONLARI!”

Özgür Özel, bir önceki kurultayda iktidar yanlısı medyada çokça yer alan ‘delegelere telefon dağıtıldı’ iddialarına da çok sert tepki gösterdi.

Özel, delegelerin hepsinin aldığı telefonları kendi paraları ile aldıklarını ifade etti ve bütün delegelerden cep telefonlarını kaldırmalarını istedi:

* 1300 delegemiz telefonunu çıkarsın! Ey savcı bey, burada 1300 telefon var, IMEI numarası üzerinden baz istasyonunuza sinyal veriyoruz. Bak bakalım aynı bayiden alınan bir tane telefon bulabilecek misin!

“ONLAR CHP’Lİ DEĞİL, YÜZÜNÜ MASKELEYEN SARAY YANDAŞLARI!”

* Utanmadan ‘Şikayet edenler CHP’li’ diyorlar. Onlar CHP’li falan değil, yüzünü maskeleyen saray yandaşları. 31 Mart seçimlerinde zafer değil hezimet bekleyenlerin işlerini kimse CHP’ye mal etmeye çalışmasın! Onu yaparsan bu salon haddini bildirir sana! Bu evlatları kimseye karalatmam! Kimsenin kendi çıkarına, ihtirasına bu evlatları yedirmem!

“O SOĞUK CÜZDANI KİMİN KULLANDIĞINI BİLİYORUM”

* Kendileri 120 bin liralık maaş alıyorlar 90 milyon tl’lik lüks yatı gezip pazarlık yapıyorlar, sonra diyor ki 1300 telefon verilmiş, içinde soğuk cüzdan varmış, o soğuk cüzdanda da rüşvet paraları varmış. Bak bak bak kişi kendinden bilir işi, soğuk cüzdan neymiş biliyor musunuz, kirli para kriptoya dönüyormuş o cüzdana yükleniyormuş. Örneğin geçmişte yaptığı bir kamu görevinde bir büyük iş adamından büyük bir parayı rüşvet olarak alan birisi onu  soğuk cüzdanda yurt dışına kaçırmayı bilir. Ey sayın başsavcı, bu salonda soğuk cüzdanı bilen de yok, alın teri olmadan telefon alan da yok. Ama o soğuk cüzdanı kimin kullandığını biliyorum, günü geldiğinde hesabını soracağız Allah’ın izniyle.

* Menfaat çukuruna düşen iş birlikçiden CHP’li olmaz. Bir partinin genel başkanına 1 Nisan’da gedecek diyenden 31 Mart seçimlerinde zafer değil hezimet bekleyenlerin yaptığı işleri kimse CHP’ye mal etmeye çalışmasın. Bunu yaparsan bu salon ayağa kalkar haddini bildirir sana! Partimizin cumhurbaşkanı adayını destekleyen tüm partileri gelecekte kendi kararlarıyla verecekleri tüm kararlara sonuna kadar saygılıyız. Biz CHP olarak Ekrem İmamoğlu’nu bugün en kıdemli genel başkanı Altan Öymen ile benim aramda koltuğu ayrılmış. Onu oraya oturtan iradenin 15 milyonun iradesi olduğunu kabulleniyoruz. Mansur yavaş tüm süreçlerde olağanüstü özveriyle Ekrem başkana da bu partinin geleceğe yönelik tüm iddiasıyla sahip çıkmıştır.

“ADAY OFİSİMİZİ OLUŞTURACAĞIZ”

* Hem ben hem Ekrem başkan  hem Mansur başkan hem tüm büyükşehir belediye başkanlarımız, tüm yöneticilerimiz grubumuz bundan sonra bu büyük hukuksuzlukla mücadele ederek önce Ekrem İmamoğlu’nu özgürlüğüne kavuşturarak sonra seçim sandığını getirerek bu mücadeleyi sürdürürken bir yandan da aday ofisimizi oluşturacağız. Cumhurbaşkanlığı iletişim ofisi ile İmamoğlu’nun Türkiye’nin ihtiyaçları vizyonu çerçevesinde temaslarda bulunacak oluşacak toplumsal desteğin sürekliliğini sağlayacak milletimizin her bir ferdinin İmamoğlu ile duygu düşünce arzularını paylaşacağı mekanizmaları oluşturacak.

* Asla kibrin asla buyurgan ifadelerin kimseye patronluk etmenin değil adalet yürüyüşüne demokrasi yürüyüşüne Türkiye’nin bir kez daha dirilişine, başındaki cuntadan kurtuluşuna, yeniden kuruluşuna, AB üyesi, gençlerinin diğer ülkelerde değil, tüm dünyanın gençlerinin bu ülkede hayal kurdukları bir Türkiye’yi inşa etmenin rüyasını hep birlikte göreceğimize yürekten inanıyorum. Bu mücadelede Ümit Özdağ, Demirtaş, Yüksekdağ’ın özgürlükleri de, Can Atalay’ın özgürlüğü de Kürt’üyle Türk’üyle tüm siyasi tutsakların özgürlüğü de mücadelemizin önündeki ilk ve en öncelikli hedeflerindendir. Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz.

Adayımızı yanımızda, sandığımızı önümüzde istiyoruz. Eğer korkmuyorsan, yiğitsen, mertsen, cesaretin varsa çık karşımıza. Millete niye güvenmiyorsun! Biz hırsızsak, rüşvetçiysek, şaibeliysek millet bize niye oy versin? Biz milletten korkmuyoruz, adayımızla, kadrolarımızla Türkiye’yi senden kurtarmaya hazırız. Korkma, cesaretin varsa çık karşımıza! Seninle de cuntanla da hesaplaşacağız, Türkiye’yi bir kez daha kurtaracağız!

MİTİNG TAKVİMİNİ AÇIKLADI

* İmza kampanyasında 7 milyona ulaştık. Pazar günü Samsun’dayız. Samsun’la başlıyoruz. 19 Mayıs’ta İzmir’de, İzmir tarihinin en büyük mitingiyle… Her çarşamba, İstanbul’un bir ilçesinde gece mitingi…

“HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK BERKAY” PM LİSTESİNDE

Özel, İmamoğlu eylemlerine katıldığı için gözaltına alınan ve şu an Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan “Her şey çok güzel olacak” sloganının mimarı Berkay Gezgin’in PM listesinde olduğunu açıkladı.

Özel, “Gençlik Kolları Genel Başkanımız Cem Aydın’dan boşalan yere Silivri Cezaevi’nde bu programı takip eden Berkay Gezgin Parti Meclisi anahtar listemizde olacak” dedi.

Özgür Özel, konuşmasını 12.00 sularında noktalayarak kürsüden indi.

GENEL BAŞKANLIK İÇİN TEK ADAY ÖZEL OLDU

Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olmayacağını açıklamasının ardından, kurultayda Özgür Özel genel başkanlık için tek aday oldu.

Antalya Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal ve ve eski İstanbul milletvekili Berhan Şimşek de aday olacaklarını duyurmuştu.

Uysal ve Şimşek’in resmen aday olabilmesi için delegelerin en az yüzde 5’inin oyuyla genel başkanlığa aday gösterilmesi gerekiyordu.

ÜMİT UYSAL ADAYLIKTAN ÇEKİLDİ

Ancak, Ümit Uysal adaylıktan çekildiğini açıkladı.

Uysal, “Partimi yıpratmamak adına, adaylığımı sürdürmeyeceğim” dedi.

BERHAN ŞİMŞEK ADAY OLAMADI

Uysal’ın adaylıktan çekilmesinin ardından; Berhan Şimşek de, “yeterli imzayı toplayamadığı” için aday olamadı. Bu durumda genel başkanlık için tek aday Özgür Özel oldu.

İMAMOĞLU’NDAN DELEGELERE MEKTUP

CHP’li belediyelere yönelik operasyonlar, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ve partiye kayyum olasılığının tartışıldığı bir süreçte gerçekleşen kurultayın, CHP delegesini konsolide edeceği ve Özel’in kurultaydan daha da güçlenerek çıkacağı yorumu yapılıyor.

Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu da 21’inci Olağanüstü Kurultay öncesinde delegelere mektup gönderdi.

İmamoğlu mektubunda kararlılık mesajı vererek, “İlkelerimiz ışığında yolumuza devam edeceğiz. Partimiz, milli görevini tamamlama gereğini her görüşün üstünde tutacak, Cumhuriyetimizin temel ilkeleri doğrultusunda özveriyle, kararlılıkla yürüyecek ve muhakkak başaracaktır. Ne yaparlarsa yapsınlar başaracağız” ifadelerini kullandı.

OĞUZ KAAN SALICI’DAN KARŞI LİSTE

Kurultay’da asıl yarışın Parti Meclisi (PM) için olması bekleniyor. CHP yönetimi, PM seçimini gerekli koşulları taşıyan partililerin aday olabileceği ve delegelerin de bunlar arasından seçim yapabileceği “çarşaf liste” ile yapılmasını kararlaştırdı.

Ancak CHP lideri Özel’in PM’de yer almasını isteyen isimleri içeren bir “anahtar liste” çıkarmasına da kesin gözüyle bakılıyor. “Anahtar liste” resmi olmasa da delegelere çarşaf liste içinden kimleri seçecekleri konusunda bir anlamda “kılavuz” olarak nitelendiriliyor.

Genel başkan adayı çıkarmayan parti içi muhalefet de hesabını PM üzerinden yapıyor. Bir grup milletvekili, genel merkeze karşı ortak liste çıkarmayı ya da bireysel adaylarla Özel’in listesini delmeyi planlıyor.

38. Olağan Kurultay’da Özel’e karşı alternatif liste çıkaran İstanbul milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, “denge ve dayanışma” adı altında karşı liste çıkaracak.

‘GÖLGE KABİNE’YE İMAMOĞLU REVİZYONU

Kurultayın ardından CHP lideri Özgür Özel, yeni PM içinden Merkez Yönetim Kurulu’nu (MYK) belirleyecek.

Özel, genel başkan seçildiği 38. Olağan Kurultay’ın ardından parti yönetiminde yeni bir yapılanmaya giderek, sayısı 24’e çıkarılan MYK üyeleri içinden 18 kişilik “gölge kabine” açıklamıştı. MYK üyelerinin 6’sı ise parti işleyişinden sorumlu.

Olağanüstü kurultayın ardından gölge kabinenin MYK içinden belirlenmesinden vazgeçilerek, cumhurbaşkanı adayının çalışmalarında aktif rol alacak bir yapıya dönüştürülebileceği belirtiliyor. 

Partinin cumhurbaşkanı adayı ilan ettiği İmamoğlu da Ankara ve İstanbul’da cumhurbaşkanlığı çalışma ofisleri kuracaklarını açıklamıştı.

Parti kulislerinde gölge kabinenin, İmamoğlu’nun tercihi doğrultusunda şekilleneceği ve seçim kampanyasında rol alacak şekilde yapılandırılacağı konuşuluyor.

KILIÇDAROĞLU DA KATILIYOR

Olağanüstü kurultayda aday olmayacağını ancak katılım için davet olursa değerlendirebileceğini açıklayan eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da kurultayın yapılacağı salona geldi.

CHP lideri Özgür Özel, cuma günü kendisinden önce genel başkanlık yapan Kemal Kılıçdaroğlu, Altan Öymen, Hikmet Çetin ile Sosyal Demokrat Halkçı Parti Genel Başkanlığı yapan Murat Karayalçın’ı kurultaya davet etmişti.

1171 OYLA YENİDEN BAŞKAN

CHP’nin gerçekleştirilen olağanüstü kurultayında oy sayımı sona erdi.

Bin 323 kayıtlı delegenin kullandığı oylarda son durum şöyle:

1171 geçerli oy ve 105 geçersiz oy ile Özgür Özel yeniden genel başkan seçildi.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir