Hatay’da Milleyha Sulak Alanı’nın bulunduğu Samandağ’da çöl kulaklı toygarı kuşu görüntülendi. Türkiye’de ilk kez Hatay’da gözlemlenen kuş, 496. kuş türü olarak kayıtlara girdi.
Kuş gözlemcisi Emin Yoğurtcuoğlu ve Soner Bekir tarafından Milleyha Sulak Alanı’nda görüntülenen çöl kulaklı toygarı, Milleyha’nın 296’nci kuş türü olarak kayıtlara geçti. Kuşun görüldüğünü haber alan kuş gözlemcileri alana akın etti
Kuş gözlemcisi Emin Yoğurtcuoğlu, ”Birkaç gündür Irak ve Suriye üzerinden gelen bir toz taşınımı var. Doğulu ve güneydoğulu rüzgarlar hakim. Bu da ciddi anlamda bir toz getirdi. Zaten Sahra
Çölü gibi her tarafımız toz içinde kaldı. Biz bunu bir fırsat olarak görüyoruz. Kuşların göç hareketlerinde bu tarz fırtınaların çok iyi olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden kuşların göç durağı olan Milleyha’ya geldik” dedi.
“İKİ ÇÖL KUŞU BİR ARADAYDI”
Arazide çöl kulaklı toygarı ile karşılaştıklarını belirten Yoğurtcuoğlu, “Bu türün hiç Türkiye’de kaydı yok. Türkiye’de dağlarda yaşayan ve yakın akrabası olan kulaklı toygardan farkı ise suratının daha beyaz, sırtının daha açık krem rengi ve daha ufak boyda olması. Biz çöl kulaklı toygarını gördüğümüz zaman yanında Türkiye’de dördüncü kere kaydedilen küçük çöl toygarı da vardı. İnanılması zor bir olay. İki çöl kuşu bir aradaydı. İkisi de çölde yaşadığından birbirlerini tanıyorlar ve Milleyha’da deniz kenarında birbirlerini bulmuşlar” diye konuştu.
Aynı gün içinde yine çölde yaşayan ibibik toygarı ve çöl çoban aldatanı gibi iki “bomba tür” tür ile daha karşılaştıklarını anlatan Yoğurtcuoğlu, “Bomba tür dememin nedeni bizim camiamızda ve bütün dünyada yankılanan bir olaya yol açması. Dört çöl kuşu, toz taşınımı ile buraya sürüklenmiş. Kuşların göç durağı olan Milleyha Sulak Alanı’nda ne kadar önemli bir noktada bulduğumuzu tekrar tekrar anlamış olduk” dedi.
“ELLERİMİZ TİTREYE TİTREYE FOTOĞRAF ÇEKTİK”
Çöl kulaklı toygarı kuşunun sene başından bu yana Milleyha’da görülen dördüncü yenmi tür olduğunu ifade eden Yoğurtcuoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
Yoğurtcuoğlu, ”Bunlar çatal kuyruklu martı, kül renkli yelkovan, Atlantik boz yelkovanı ve şimdi de çöl kulaklı toygarı. Burası için ne diyeceğimi bilemiyorum. Muhteşem bir alan. Bizim için çok muazzam bir duygu oldu. Bir günde bu kadar nadir türle karşılaşınca kalplerimizin çok hızlı atmasını geçtim o an neler yaptığımızı bile hatırlamıyorum. Yanımda gözlemci arkadaşım Soner Bekir vardı. Sevinçten çığlık da atamıyoruz. Kuşlar önümüzde duruyor ve ellerimiz titreye titreye birkaç fotoğraf çektik. Sonrasında sarılıp birbirimize bunu kutladık. Türkiye’ye başka yeni türlerin de geleceğini ve 500 tür olacağımızı düşünüyoruz.”