Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı’nın ardından açıklamalarda bulundu.
Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“Kahramanmaraş merkezli depremlerde 46 bin 104 vatandaşımız hayatını kaybetti.
Depremin ilk anından itibaren devlet olarak tüm imkanlarımızı bölgeye seferber ettik. Bakanlarımız deprem bölgesi alanlarına defarlarca giderek, kendi sorumluluk alanlarıyla ilgili eksiklikleri tamamlarken vatandaşlarımızın yanındaydı.
Toplamda 35 bin kişiyle dünyada eşi benzeri görülmemiş bir arama-kurtarma birimlerini devreye soktuk. 271 bin kamu görevlisi ve gönüllümüz vazife üstlendi. Yarım milyon insan depremzedelerin yardımına koştu. Önceliğimizi arama-kurtarma çalışmalarına verdik. İdeal bir arama kurtarma kişinin 80 kişiden en az da 20 kişiden oluşması gerekiyordu. Yıkılan bina sayısı toplam arama-kurtarma ekip sayısı kadardı. Buna rağmen ekiplerimiz çalıştı çabaladı. Neredeyse depremin 10. gününde arama-kurtarma çalışmalarını tamamladık.
230 BİN BİNA KULLANILAMAZ HALDE
Deprem bölgesinde yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı bina sayısı 230 bini, buralardaki bağımsız bölüm sayısı da 645 bini buluyor. Enkazını kaldırmamız gereken yıkık ve acil yıkılacak 50 bin bina var.
Evi hasarsız ve az hasarlı olan vatandaşlarımız da artçılar ve yaşadıklarının kaygısıyla evlerine giremiyor. Bölgedeki 800 bin kişi ise bölgeden ayrılarak köylerinde kalıyor.
‘İKİ AYDA 100 BİN KONTEYNER EV KURMAYI AMAÇLIYORUZ’
Konteyner kentlerin kurulumuna hız verdik. Konteyner kentleri yoluyla, alt yapısıyla kuruyoruz. Bu da haliyle biraz zaman alıyor. Amacımız, 2 aya kadar 100 bin konteyner kurarak, yarım milyon depremzedeyi daha iyi şartlarda barınabilecekleri bu alanlara taşımaktır. Barınma sorunu yanında şehirlerimizin ticari faaliyetlerini ayağa kaldırmaya önem veriyoruz.
DEPREM BÖLGESİNDE ESNAFA KREDİ DESTEĞİ
Yıkılan ve kullanılamaz iş yerleri için de mobil çözümler üretiyoruz. Bugüne kadar 6 bin geçici ticarethane kurarak esnafımızın hizmetine verdik. Ayrıca 3 bin konteynerden oluşan çarşılar kuruyoruz. Deprem bölgesindeki işletmelerin KOSGEB’e olan 2023 borçlarını, felakette hayatını kaybeden işletmecilerimizin ise tüm borçlarını siliyoruz. Depremde ağır hasara uğrayan yerlerde esnafa 250 bin liraya kadar 12 ayı ödemesiz 60 ay vadeli, yarısı Hazinenin ödeyeceği yüzde 7,5 faizli kredi veriyoruz. Bugüne kadar 1 milyon 61 binden fazla depremzedeye hane başına 10 bin lira acil yardım ödemesi yaptık.
Mevcut planlamaya göre 405 bini konut ve 83 bini köy evi olmak üzere toplam 488 bin yeni hane yaparak, vatandaşlarımıza teslim edeceğiz. Amacımız, önümüzdeki 2 ay içinde 244 bin konutun ve 75 bin köy evinin inşasına başlamaktır. Bunlardan yaklaşık 22 bininin inşasına geçilmiştir. Yaklaşık 40 bin binadaki 164 bin orta hasarlı bağımsız bölümü ekleyecek çalışmayı da başlatıyoruz.
Deprem bölgesindeki şehirlerimizde hayat tamamen normale dönmeden, bize durmak, dinlenmek haramdır.
‘KENTSEL DÖNÜŞÜM HAYATİ ÖNEMDE’
Kentsel dönüşüm kapsamında yaptığımız 3 milyon 300 bin konut önemlidir. Biz 15 yıldır kentsel dönüşüm dedik. Kentsel dönüşümün engellenmemesi için adeta yalvardık, kaybedilen her anın bizi büyük yıkımlara yaklaştırdığını söyledik. Muhalefet biz kentsel dönüşüme karşıyız dediler. Bununla ilgili çeşitli mitingler yaptılar. İstanbul başta olmak üzere ülkemizde 6,5 milyon yapının acilen dönüşmesi gerçeği karşımızda dururken siyasi hesaplar ve bireysel hırslarla süreci geciktirmenin vebali çok ağırdır.
Bir kez daha tüm vatandaşlarıma 6 Şubat acılarını tekrar yaşamamak için eski ve riskli binalarını en kısa vakitte kentsel dönüşüme sokmaları çağrısında bulunuyorum.
Özellikle İzmir’in Karabağlar semtinin süratle kentsel dönüşüme ihtiyacı var.
Kentsel dönüşüm projelerini hızlandırmak için, uzun vadeli, sübvansiyonlu bir finans yönetimini önümüzdeki günlerde hayata geçiriyoruz.110 bilim insanı ve uzmanımızla yaptığımız toplantıda konuyu enine boyuna değerlendirdik. Yaptığımız bu görüşmlerin hepsini kayda aldık. Bu vesileyle de ‘Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli’ toplantısına katılan tüm uzmanlarımıza teşekkür ediyorum. Sadece şehirlerimizi değil toplumumuzu da afelere karşı dirençli hale getirmek istiyoruz. Afet yasasından afet yönetiminin, özellikle de kurumsal yapısının güçlendirilmesine kadar pek çok alanda yapacağımız çalışmalar için hazırlıklara başladık. Bütün kamu binalarında ne olursa olsun sismik izolatörleri yaygınlaştırmamız lazım.
Türkiye, 1999 depremini yaşadığında kişi başına milli gelirimiz 2 bin 800 dolardı. Şimdi 10 bin doları aştı. Bu neyle oldu istikrar ve güvenle oldu.
Hatay bir kültürler coğrafyası, bu zenginliği yeni yerleşim yerlerinde de yaşatacağız. Öncelikle depremin zarar verdiği tarihi ve kültürel varlıklarımıza sahip çıkacağız. Depremde yıkılanlarla birlikte tüm şehirlerimizi medeniyet ve kültür değerleriyle de bir bütün olarak ayağa kaldırmak boynumuzun borcudur.
Fay hatları üzerine dere yataklarına, heyelan bölgelerine bina yapma devri bitmiştir. Sorumluluğu yerine getirmeyenlere hesap soracağız.
SEÇİM SÜRECİ
Bizim seçim sürecinde gündemimiz yine deprem olacaktır. Gündem sapmasına yol açacak sürecin geride kalması ve seçim tartışmalarından çıkılması şarttır. Seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılması bize bu imkanı verecektir. Depremin ilk gününden itibaren asla siyasi tartışmalara girmedik. Milletimizi devletine karşı tahrik edenleri de yalan ve iftiralarla çalışmaları tehlikeyi atanları da, gördüğümüz duyduğumuz her şeyi not ettik. Yalan ve iftiralarla çalışmaları tehlikeye atanları, rahat koltuklarında ahkam kesenleri de, insanlarımız can derdindeyken mal bölüşümüne düşenleri de not ediyoruz. Ülkemiz bu felaketin izlerini silip normal günlerine dönünce herkese hakkettiği cevabı vereceğiz.
10 Mart Cuma günü Anayasa’nın bize verdiği yetkiye dayanarak alacağımız seçim kararının ertesi gün Resmi Gazete’de yayınlanmasıyla süreci başlatıyoruz. 11 Mart itibarıyla seçim takvimiyle ilgili hususlar YSK’nın ilgi alanına girmektedir.
İkametgahını veya seçmen kaydını değiştiren depremzedelerin hak ve imkanlardan mahrum kalmamalarını sağlayacak Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yayınlıyoruz.”