Puff Daddy veya Diddy olarak da bilinen hip hop devi Sean Combs, Virginia’da orta sınıf bir ailede dünyaya geldi. 22 yaşında müziğe olan tutkusundan dolayı bir radyoda stajyer olarak çalışmaya başladı. 92’de Uptown Records’a geçiş yaptı. Aynı yıl Jodeci’nin Come and Talk to Me şarkısının remiksinin prodüksiyonunu üstlendi ve single’ın üç milyon kopya satmasını sağladı. Diddy, artık müzik dünyasının yeni yeteneği olarak tanınıyordu. Sanatçı, 93’te Bad Boy Records’u kurarak gelmiş geçmiş en önemli rapçilerden The Notorious BIG’in Ready to Die albümünü yayımladı.
1997’de The Notorious BIG, Los Angeles’ta öldürüldükten hemen sonra Sean Combs, Puff Daddy mahlasıyla ilk şarkısı Can’t Nobody Hold Me Down’ı duyurdu ve ardından ilk stüdyo albümü No Way Out’u yayımladı. Diddy bu albümle Billboard 200’de ilk sıradan giriş yaptı ve Grammy Ödülleri’nde En İyi Rap Albümü ödülünün sahibi oldu. O yıl Hot 100’de 1 numaraya ulaşan 10 şarkıdan dördü sanatçının sahibi olduğu Bad Boy Records’tan çıktı. Diddy, sokak kültürünü lüks tüketici alışkanlıklarıyla birleştirerek bir servet ve küresel çapta şöhret elde etti. Ancak krallığı çok kısa bir süre önce çöktü.
Sean Combs, önce Puff Daddy, Puffy, Diddy, P. Diddy ve son olarak Love dönemine geçiş yaparak kendini markalaştırdı
Diddy, şu anda zorla seks ticareti ve haraç suçlamalarıyla karşı karşıya. İddianamede fuhuş amaçlı nakil, zorla çalıştırma ve rüşvetin de aralarında bulunduğu bir dizi suçlama yer alıyor. Peki, Amerikan müziğinin ve popüler kültürün en büyük isimlerinden Diddy’nin müziğinin perdelediği suç imparatorluğunun çöküşü nasıl başladı?
Binlerce şişe bebek yağı ve kabarık suç geçmişi
Her şey 16 Kasım 2023’te 10 yıllık eski sevgilisi Cassie lakaplı şarkıcı Casandra Ventura’nın Diddy’e dava açmasıyla başladı. Cassie, 2007 ile 2018 yılları arasında eski sevgilisi tarafından tecavüze uğradığını ve fiziksel saldırıya maruz kaldığını iddia etti. Şarkıcı, gösterişli, hızlı ve uyuşturucuyla dolu bir yaşam tarzına çekildikten sonra kendisini taciz, şiddet ve seks ticareti döngüsünün içinde bulunduğunu da açıkladı. Bu, Diddy’nin bugüne kadar karşılaştığı en ciddi iddiaydı ama ilki değildi. 1998’de saldırı suçlamasıyla yargılanıp öfke kontrolü derslerine katılmaya mahkum edilmişti. 1999’da eski kız arkadaşı Jennifer Lopez ile bir gece kulübünde silahlı saldırı gerçekleştirdiği öne sürüldü fakat bu suçlamalardan beraat etti. 2019’da ise eski kız arkadaşı Gina Huynh, Diddy ile ilişkisi sırasında duygusal ve fiziksel tacize uğradığını iddia etti ancak hiçbir yasal işlem başlatılmadı. Cassie’nin başlattığı suçlamalar bu şekilde bir zincir gibi tekrar etti ve sanatçıya geçen yıl cinsel saldırı suçundan iki yeni dava daha açıldı.
Diddy ve Jennifer Lopez
Diddy, iddiaları reddetse de Revolt adlı TV ağının başkanlığından ayrıldı. Sonraki hafta James Corden’ın şirketinin Diddy ve ailesine odaklanacak reality şovu da iptal oldu. Geçen Mart ayında ise ABD federal ajanları, seks ticareti soruşturmasının bir parçası olarak sanatçının Los Angeles ve Miami’deki evlerine baskın düzenledi. Belgelere göre evlerde 1.000 şişenin üzerinde bebek yağı ve kayganlaştırıcı da dahil olmak üzere sanatçının freak off partilerinin malzemeleri ele geçirdi. Ajanlar ayrıca Miami Beach’teki evinde, 9 adet AR-15 tarzı silah buldu. Diddy ve bebek yağları böylece sosyal medyanın gündemine oturdu.
New York’un anahtarını geri istediler
Model Crystal McKinney de sanatçıya bu yıl dava açtı ve 2003’te kendisine uyuşturucu vererek seks yapmaya zorladığını iddia etti. April Lampros, 1995 ile 2000 yılları arasında gerçekleşen dört cinsel saldırı yaşadığını ve Diddy’nin kendisini filme alıp başkalarına izlettiğini açıkladı.
Jay Z, Diddy’nin düzenlediği bir partide
Yaşananlardan sonra Washington DC’deki Howard Üniversitesi, Diddy’e verdiği fahri dereceyi iptal ettiğini, 1 milyon dolarlık bağışını iade ettiğini ve onun adına verilen bir burs programını sonlandırdığını duyurdu. Sonraki hafta Diddy’e New York şehrinin anahtarını iade etmesi emredildi. Diddy 16 Eylül’de New York’ta tutuklanarak seks ticareti ve gasp suçlamasıyla yargılanmaya başladı. Sanatçının 50 milyon dolar kefaletle serbest kalma isteği ise reddedildi.
‘Ben Muhteşem Gatsby’yim’
Diddy, gösterişli partilerin kralıydı. Amerikalı yazarlar sanatçıyı şöyle tanımlıyordu:
“Diddy birçok noktayı birleştirdi, insanları görülmemiş bir ihtişam ve özlemle buluşturdu ve hip hop’ı dünyada farklı bir yere taşıdı. Bunu yaparken moda ve eğlence dünyasıyla olan bağlantılarını kullandı ve ne kadar ileriye gidebileceğini görmek istedi.”
Dünyanın farklı yerlerinde politikacıların ve sanatçıların katıldığı ünlü beyaz partileri düzenleyerek bağlantılarını güçlendirdi. 2000’lerde sanatçının düzenlediği partiler zenginlerin ve ünlü isimlerin biraraya gelmelerini sağlıyordu. Davalarda, bu etkinliklerde suistimaller yaşandığı iddia edildi. 2000’lerde bir dizi beyaz partide çalışmak üzere işe alınan Adria English, kendisine uyuşturucu katılmış içki verildiğini ve belirli konuklarla seks yapmasının emredildiğini söyledi.
Ashton Kutcher
Partilerde Demi Moore, Lil’ Kim ile sahneye çıkıp dans ediyor, Ashton Kutcher beyaz bikinili modellerle eğleniyordu. Leonardo DiCaprio, yazar Salman Rushdie, Jay-Z, Kim Kardashian, Paris Hilton ve Donald J. Trump da partilere katılan isimler arasındaydı. Diddy ise kendisini “Ben Muhteşem Gatsby’im” diye tanıtıyordu.
Hamptons’daki cemiyet hayatı hakkında yazılar yazan R. Couri Hay o dönemi şöyle anlatıyor:
“Partilere gidebilen herkes gitti. Kamuya açık beyaz partiler Diddy’nin imajını tanıtmak ve desteklemek için düzenleniyordu. Ama esas kapalı kapılar ardında neler dönüyordu? Bu Puffy’nin Met Gala’sıydı, bu Puffy’nin Oscarlarıydı, bu Puffy’nin Grammy Ödülleri’ydi.”
Paris Hilton, Kim Kardashian, Diddy ve Scott Storch
Ünlü isimler ortamdan ayrıldığında, arka odalarda Diddy ve seçkin arkadaş grubunun yer aldığı, daha gizli ve hazcı partiler başladığı da iddia ediliyor. Diddy, 2009’daki Beverly Hills etkinliğinden sonra partileri sonlandırdı. Sanatçının ekibi partileri “İkonik, hip hop, Hollywood ve siyah mükemmelliğinin gerçek bir birleşimiydi. Partilere katılmak için yarışan sonsuz bir insan akışı vardı” diye tanımlıyor.
Fiziksel şiddet gören parti mağdurları
Diddy, kurbanlarını ‘freak off’lar diye adlandırıyordu. Bu freak off partilerinin mağdurları ise yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“Sanatçı tarafından fiziksel şiddete uğradık. Kariyerlerimize dair tehditler, mali destek vermeme tehdidi, görünüşlerini dikte etme, tıbbi kayıtları izleme ve onlara kontrollü maddeler sağlamanın da dahil olduğu fiziksel, duygusal ve sözlü tacize maruz bırakıldık.”
İddianamede sanatçının partiler sırasında yaptığı hassas ve utanç verici video kayıtlarını kurbanların itibarlarını ve sessizliğini sürdürmek için teminat olarak kullandığı da belirtildi.
Bu soruşturmalar arasında seks ticareti iddialarının hedefinde bulunan R Kelly ve Jeffrey Epstein gibi diğer kişilerin soruşturmaları da yer alıyor. ABD’li savcı Damian Williams, Diddy “Kontrol ettiği iş imparatorluğunu seks ticareti, zorla çalıştırma, adam kaçırma, kundaklama, rüşvet ve adaleti engelleme gibi suç faaliyetlerini yürütmek için kullandı” dedi.
Leonardo DiCaprio, Diddy ve ekibiyle birlikte
Diddy’nin avukatları 50 milyon dolarlık kefalet, ev hapsi, pasaportunun iptali, haftalık uyuşturucu testleri ve her gece yetkililere sunulacak bir ziyaretçi kaydı içeren bir paket önerdi ancak bu işe yaramadı. Sanatçının kefaletini iki kez reddeden yargıç Andrew L Carter Jr., endişesinin sanatçısının kaçması olmadığını, potansiyel tanıklarla iletişime geçerek adaletin engellenmesine engel olacağı yönünde şüpheleri olduğunu belirtti. Damian Williams ise daha fazla bilgiye sahip olan herkesi ortaya çıkmaya davet etti ve “Bu ofis, seks ticareti yapan herkesi soruşturmaya ve yargılamaya kararlıdır. Ne kadar güçlü, zengin veya ünlü olursanız olun” dedi.
Diddy, Brooklyn’deki Metropolitan gözaltı merkezinde hapis cezasıyla karşı karşıya. Sanatçı, tutukluğu hâlinde R Kelly, Ghislaine Maxwell, Michael Cohen ve Sam Bankman-Fried gibi diğer önemli isimlerin arasına katılacak.
Müzik dünyasının #MeToo’su başlıyor
Diddy kendisine yöneltilen iddiaları reddetti ve suçsuz olduğunu söyledi. Ancak sanatçının tutuklanması, müzik endüstrisinde kalıcı bir değişim yaşanabileceği yönünde bir umut yarattı. Diddy onlarca yıldır popüler kültürün bir parçası olmasına rağmen yaptıkları ancak şu an davaların ana konusu olabildi.
2010’ların sonlarındaki #MeToo hareketi Hollywood’u, siyaseti ve medya dünyasının büyük bölümünü etkisi altına alırken müzik endüstrisi itiraflardan büyük ölçüde kaçınmıştı. Bunun nedenlerinden biri, Türkiye’de de büyük bir sorun olan müzik endüstrinin merkezsiz bir yapıya sahip olmasıydı.
Profesör ve aktivist Caroline Heldman bu durumu şöyle açıklıyor:
“Seks, uyuşturucu ve rock’n’roll müzik endüstrisinin kültürüne yerleşmiş. Ne yazık ki bu, tacizin de burada yerleşmiş olduğu anlamına geliyor. Çünkü hesap verecekleri bir mekanizma yok.”
Bu dönemde Def Jam plak şirketinin kurucularından Russell Simmons, Ryan Adams ve Marilyn Manson gibi önde gelen sanatçılara ve yöneticilere yöneltilen bazı suçlamalara rağmen endüstride neredeyse kimse zarar görmedi. Bu isimler, işlerini yapmaya, konserler vermeye devam etti. Diddy’nin davası bu yüzden bir dönüm noktası olarak da görülüyor. ABD’deki eyaletlerin cinsel saldırı suçlamalarına ilişkin zamanaşımı sürelerini geçici olarak kaldırmasıyla Guns N’ Roses’tan Axl Rose’a, Jermaine Jackson’a ve yapımcı LA Reid’e karşı da cinsel saldırı davaları açıldı.
Marilyn Manson
Sektör büyük ölçüde erkekler tarafından kontrol ediliyor ve kadınlar, taciz veya istismara maruz kalanların gizlilik anlaşmaları içeren yasal sözleşmelerle sürgün edildiğini veya susturulduğunu söylüyor. Ayrıca kadınlar hayran olarak görülerek duygusal istismar da yaşıyorlar. 2018 yılında ABD’de 1.200’den fazla müzisyenin katıldığı bir ankette kadın katılımcıların yüzde 72’si cinsiyeti nedeniyle ayrımcılığa uğradığını, yüzde 67’si ise cinsel tacize maruz kaldığını söyledi. Sektördeki bazı kadınlar, uygunsuz davranışların hala gerçekleştiğini ve bu konudaki raporların genellikle gizlilik anlaşmalarıyla sessizce çözüldüğünü de belirtiyor.
Diddy’e açılan davalar, müzik dünyasında kadınların uzun zamandır beklediği ve ihtiyaç duyduğu değişiklikleri tetikledi. Uzun zamandır halı altına süpürülen tüm pislikler yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor. Sektör kendi #MeToo hareketini başlattı bile.