Sağlık Bakanlığı tarafından Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ) bildirilen resmî verilere göre Türkiye’de 2023’ün ilk 4 ayında bin 440 kızamık vakası görülürken, son zamanlarda hızla artan vakalar ölümcül nedenlere yol açabiliyor. Uzmanlara göre Türkiye’de 2013’den sonraki en büyük kızamık salgını yaşanıyor. DSÖ’nün 31 Mayıs 2023’de yayınladığı ve “2022 Mayıs ile 2023 Nisan” tarihleri arasında tespit edilen kızamık vaka verilerini içeren haritaya göre, ilk üç sırada Türkiye, Rusya ve Tacikistan yer aldı.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doktor Mahmut Taşdemir ise son birkaç yıla kadar çocukluk çağı aşılama başarısında yüzde 98’lik aşılama oranlarıyla Avrupa’da ilk sıralarda yer alan Türkiye’nin pandemide aşılama süreçlerinin kesintiye uğraması, yoğunlaşan göç dalgaları ve özellikle son birkaç yıldır artan aşı karşıtlığı ve kararsızlığının da etkisiyle Dünya Sağlık Örgütü’nün son verilerinde “kızamık vaka sayısında” Avrupa birincisi olunduğunu söyledi. Kızamığın aşı karşıtlığı nedeniyle arttığını söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doktor Mahmut Taşdemir, “Kızamak hastalığı viral bir enfeksiyon. Önceki yıllarda çocukluk çağında çok sık görülen enfeksiyonlardan biriydi. Son 15-20 yılda yoğun aşılama programı sayesinde kızamık hastalığı neredeyse görülmeyecek düzeylere inmişti. Ama son yıllarda kızamık hastalığında bir artış söz konusu. Bunun da sebebi muhtemel son yıllarda aşı karşıtlığında bir artış var. Çocuklarda aşılamanın yapılmadığına bağlı olabilir. Bir de malum bölgemizdeki göç ile ilgisi olabilir diye bir düşünce var. Ama bu konuda böyle ispatlanmış bir bilgi, bir veri yok açıkçası” dedi.
Ağır kızamık vakalarında A vitamini verdiklerini dile getiren Doktor Taşdemir, “Genelde kızamık ateş ile başlar ve ateş sonrası 2-3 gün içinde bütün vücutta özellikle yüz ve yukarıdan başlayan alın ve ense çizgisinden başlayan ve bütün vücuda yayılan bir döküntü var. Bu döküntüyle beraber boyunda lenf bezlerinde şişlik olabilir, gözde kızarıklık olabilir, hafif burun akıntısı, gribal enfeksiyon semptomları, hafif öksürük gibi semptomlarla genellikle başlar. Zaten eğer işte üstüne sekonder yani başka bir enfeksiyon eklemeyecekse genellikle bir hafta, 10 gün içinde semptomlar tamamen düzelir. Eğer dirençli ateş 3-4 günden sonra devam ederse o zaman bu kızamık hastalığı komplike olmuş olabileceğini yani başka bir enfeksiyon başlamış olabilecektir. O zaman da mutlaka bir sağlık kurumunun da takip etmesi uygun olur. Kızamık viral bir enfeksiyon olduğu için destek tedavisi dışında spesifik özel bir ilaç tedavisi yok. Yalnız Dünya Sağlık Örgütü ağır kızamık vakalarında A vitamini verilmesini, A vitamininin süreci yavaşlattığı öneriyor” dedi.
Kızamıktan kaynaklı enfeksiyonların ölümcül olabileceğini söyleyen Doktor Taşdemir, “Kızamık hastalığının özel bir tedavisi yok. Çocuklarda virüsün kendisi primer olarak bir ölüme sebebiyet vermez. Kızamık geçiren çocuklarda bağışıklık sistemi çöktüğü için bu bağışıklık sisteminin çökmesine bağlı sekonder enfeksiyonlar dediğimiz akciğer enfeksiyonlarına bağlı ciddi zatürreler, ciddi orta kulak yolu enfeksiyonları, ishaller, çok nadiren beyin zarı iltihabı dediğimiz menenjit dediğimiz hastalıklara bağlı ölümler görülebilir” ifadelerini kullandı.
Aşının önemine değinen Doktor Taşdemir, “Tabii ki kızamıkla ilgili öncelikli olarak korumanın temeli hastalığın bulaşmasını engellemek için çocuğun aşılanmasıdır. Zaten ülkemizde kızamık aşısı çocukluk dönemi aşıları için de 9’uncu ayda yapılıyor. Bu aşılama takvimler düzenli bir şekilde uyulduğu takdirde zaten kızamık hastalığı yıllar içinde azalacaktır ve ortadan kalkacaktır” diye konuştu.
Genel hijyen kurallarına dikkat edilmesi gerektiğini de söyleyen Doktor Taşdemir, “Kızamık şüphesi olan hastalar damlacık bulaştığı için genel kızamık döküntüsü olan, kızamık şüphesi olan, kızamık tedavisi alan çocuklara yaklaşılmaması, aynı ortamda bulunmaması, olduğu odanın havalandırılması temas öncesinde, sonrasında genel hijyen kurallarına, temizlik kurallarına dikkat edilmesi, çocuğun beslenmesine dikkat edilmesi, gebelerin özellikle kızamık geçiren, kızamık şüphesi olan, döküntüsü olan çocuklardan birilerden uzak tutulması önemlidir” şeklinde konuştu.