Bilim insanları, Almanya’da Harz dağlarının eteklerinde yer alan Unicorn Mağarası’nın girişinde dünyanın en eski süsünü keşfettiklerini duyurdu. 51 bin yıl öncesine ait bir geyik burnundan oluşan süsün, düzenli aralıklarla yerleştirilmiş ve düzgün bir şekilde istiflenmiş şeritlerle ustaca kazındığı belirtildi.
DEKORASYON AMACIYLA KULLANILMIŞ OLABİLİR
Bununla birlikte arkeologlar, söz konusu nesnenin dik yerleştirmesi amacıyla düz bir tabana sahip olduğunu söyledi. Dekorasyon amacıyla kullanılmış olabileceği düşünülen eski süs eşyasının boğumlu vahşi hayvanları tasvir edebileceği belirtildi.
SEMBOLİK BİR ANLAMI VAR
Daha yumuşak hale getirmek için oyulmadan önce kaynatılması gereken kemikteki köşeli çift ayraçlar, süs eşyasının “sembolik bir anlamı” olduğunu ve önceden düşünülmüş bir sanatsal çalışma olduğunu gösteriyor.
NEANDERTALLERİN OLAĞANÜSTÜ BİLİŞSEL KAPASİTESİNİN KANITI
Çalışmanın lideri Dr. Dirk Leder kouya ilişkin yaptığı açıklamada, “Oyulmuş bir kemik, Neandertal bilişsel kapasitelerinin olağanüstü bir örneğidir. Eşyayı bu kadar ilginç yapan şey, desenin çok net ve gravürlerin çok derin olması. Köşeli çift ayraçları oymak yaklaşık 90 dakika sürerdi” dedi.
Diğer taraftan, kemiklerin üzerine 6 çizginin oyulduğu görüldü. Bu durum, onları tutarlı bir şekilde birleştirmesi gerektiğini düşündürüyor.
Dr. Leder, kemiğe oyulmuş çentiklerin bir santimetre ile 2,5 santimetre uzunluğunda olduğunu ve 90 derecelik bir açıyla ayarlandığını, yani “’kasap tipi kesikler olmadığını’ söyledi:
“Bu, Neandertallerin sanatsal eserler üretmek de dahil olmak üzere gelişmiş ve karmaşık davranışlarda bulunabildiğini gösteriyor. Bir şerit üzerine ayrı ayrı çizgilerin oyulması, kavramsal hayal gücünün göstergesidir.”
Öte yandan, dünyanın bilinen en eski süsünün 6,35 santimetre boyutunda, 4 santimetre genişliğinde ve 30 gram ağırlığında olduğu belirtildi.
SOYU TÜKENMİŞ HAYVANLARA DAİR YENİ KANITLAR
Dr. Leder, “O zamanlar Alplerin kuzeyinde dev geyikler nadirdi. Bu, gravürün sembolik bir anlamı olduğu fikrini pekiştiriyor. Bulgularımız, aynı zamanda soyu tükenmiş türlerin karmaşık davranışlarının anlaşılmasına katkıda bulunuyor” diye konuştu.