Bursa’da merkez üssü Gemlik Körfezi olan 5,1 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. 3 dakika sonra 4,5 büyüklüğünde bir artçı kaydedildi.
Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Engin Er, Norm Haber Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Furkan Kahraman’ın sunduğu ‘Deprem Özel’ programında değerlendirmede bulundu.
‘AZ STRES BİRİKTİREN AMA 7 ÜZERİNDE DEPREM ÜRETME POTANSİYELİ VAR’
Er, “Kuzey Anadolu Fay hattının güney kolu olarak isimlendiren hatta oluşmuş bir deprem. Çok yakın geçmişte de 5.1 büyüklüğünde deprem olmuştu. Bu deprem 3-5 yıl içerisinde birkaç sefer tekrar eden bir deprem. Bunun 3 ve 4 büyüklüğünde depremler olmaya devam ediyor. Kuzey Anadolu Fay hattından daha az stres biriktiren bir fay ama 7 üzerinde deprem üretme potansiyeli var. KAF’ın stresini alan hatlardan bir tanesi. 400 yılından beri de bu büyüklükte deprem üretmedi. O fay hattında olabilecek 7 büyüklüğündeki depremin öncüsü olarak söylemek doğru bir yaklaşım olmaz.” dedi.
‘BU FAY HATTI CANLI’
400 yıldır deprem üretmemesine rağmen fay hattının canlı olduğunu belirten Engin Er, “Bu fay hattının canlı olduğunu bilip hazırlık yaparsak daha doğru bir iş yapmış oluruz. Bu fayda veya kuzey kolunda 7.9 büyüklüğünde deprem bekleniyor. Bu depremle ilgili Uludağ’da duran arkadaşlarım “Hiç hissetmedik diyor” çünkü zemin sağlam ama merkezde boşaltılan okullar oldu.” ifadesini kullandı.
Bursa Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Engin Er, Bursa’da 1855 yılında meydana gelen ‘Küçük Kıyamet’ olarak adlandırılan depremin yeterince araştırılmadığını söyledi.
Er, “Bizim fay hattımız yerleşim yerlerinin altından geçiyor. Acil bir planlamaya gitmemiz lazım. Türkiye’de beklenen en büyük afet deprem. Bizim önceliğimiz deprem olmalı pansuman tedaviden şehirlere masaya yatırmalıyız. 7 büyüklüğündeki depremde Bursa’da binalar nasıl davranır? Bursa depremsellik anlamında can ve mal kaybı yaşama potansiyeline sahip. Hem konutlar hem sanayii bölgesi anlamında yapmamız gereken çok fazla şey var.” dedi.
Er konuşmasını şöyle tamamladı:
“Yerel yönetimlerden doğal afetler anlamında şehrimizin planlarını ön sıraya almaları gerekiyor. Bu konu hakkında bir araya gelinmesi lazım. Bu konuları önceleyecek yerel idarecileri görmek isteriz. Beklenen İstanbul deprem yanlış bir tanımlama. Bu Marmara Depremi olarak adlandırmak daha doğru. Bu büyüklükte olursa sadece İstanbul değil, Marmara’da birçok şehirde can ve mal kaybına sebep olabilecek deprem. Tarihsel kayıtlara baktığımızda tsunami oluşturabileceğini görüyoruz. 1855 üzerine çok fazla çalışma yapıldı da diyemeyiz. Bunları araştırmamız lazım. 4’ü geçen depremler birkaç ay devam edebilir. 5’ten büyük deprem de olabilir.”