Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Darülaceze Yurt ve Kültür Tesisi açılışına katıldı. İstanbul Şişli’de bulunan Darülaceze Başkanlığı’ndaki törene Erdoğan’ın yanı sıra Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da katıldı.
Erdoğan törende yaptığı konuşmada, şunları söyledi:
* Çocuklardan yaşlılara, engellilerden kadınlara her kesimi sağlıktan eğitime, konuttan istihdama her alanı kapsayan destek politikalarıyla Türkiye’yi bu bakımdan gıpta edilen bir yer haline getirdik. Diğer pek çok ülkeden farklı olarak biz bu destekleri insanlarımızı kendi tabii hayat alanlarının içinde tutarak, aile birliğini koruyarak veriyoruz.
* Mesela bu anlayışla 60 yaşın üzerindeki 170 binden fazla ve 65 yaşın üstündeki 150 bine yakın büyüğümüzü aylık 865 liralık bir meblağla kendi ailesi yanında destekliyoruz. Yaşlı Destek Programı ile 40 farklı ilimizdeki 67 bine yakın yaşlımıza evlerinde bakım, psikososyal destek ve kültürel faaliyet hizmeti veriyoruz.
* Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımıza bağlı 163 huzurevimizde 16 bin 566 yaşlımız kalıyor. Kamu ve özel sektör kapasitesiyle birlikte bu rakam 37 bini geçiyor.
“HAYATLARINI ENGELLİLERİN BAKIMINA ADAYAN AİLE BİREYLERİNİ DE UNUTMADIK”
Erdoğan, şöyle konuştu:
* Engellilerin toplum ve iş hayatına aktif katılımı hususunda da en büyük atılımlar bizim dönemimizde gerçekleşti. Evde bakım uygulamasıyla ülke genelinde 536 bine yakın engelliye aylık ortalama bin 798 lira destek verdik. Hayatlarını engellilerin bakımına adayan aile bireylerini de unutmadık.
* Bu kardeşlerimizin kendilerine de zaman ayırabilmelerini temin için 76 şehrimizde 127 Engelsiz Gündüz Bakımevi’ni faaliyete geçirdik. Yine engelli bireylere hizmet veren bakım merkezlerinin sayısını 104’e yükseltirken, yararlanıcı sayısını da 7 bine çıkarttık. Ücretini devletin ödediği özel engelli bakımevlerinin sayısı 294’ü, yararlanıcı sayısı 24 bini buldu. Engellilerin kamudaki istihdamı da 60 bini aştı.
“13 BİN 341 ÇOCUĞUMUZ, EV TİPİ BAKIM MERKEZLERİNDE DEVLET KORUMASINDA BULUNUYOR”
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
* Devlet korumasındaki çocuklarla ilgili sistemi ise baştan sona değiştirdik. Koğuş tipi yurt ve yuvaları tamamen ortadan kaldırarak aile ortamını sağlayan ev tipi bakım hizmetine geçtik.
* Halihazırda 13 bin 341 çocuğumuz, ev tipi bakım merkezlerinde devlet korumasında bulunuyor. Daha önemlisi 139 bine yakın çocuğumuzun sağladığımız sosyal ve ekonomik destekle kendi aileleri veya yakınları yanında hayatlarını sürdürmesini temin ediyoruz. Koruyucu aile hizmet modelini de genişleterek 8 bin 214 çocuğumuzun bu şekilde hayata hazırlanmasını sağlıyoruz.
* Aynı şekilde 18 binin üzerinde çocuğumuz da evlat edinilmek suretiyle bir aileye kavuştu. Devlet korumasındaki çocuklarımızın kamuda istihdamı kapsamında bugüne kadar 56 bine yakın gencimizi kamuda işe yerleştirdik.
* Risk grubundaki çocukların ve ailelerin izlenmesi programı çerçevesinde 67 bine yakın evladımızı yakından takip ettik. Kadına şiddetle mücadele amacıyla faaliyete geçirdiğimiz konukevlerinde bugüne kadar 285 bine yakın kadınımıza ve beraberindeki 170 bin çocuğa hizmet verdik.
“69 MİLYAR LİRAYI BULDU”
Erdoğan, “Türkiye’nin sosyal yardım bütçesi biz göreve geldiğimizde yıllık 2 milyar liraydı. Geçtiğimiz yıl bu rakam, 69 milyar lirayı buldu. Son 19 yılda verdiğimiz sosyal desteklerin toplam tutarı, 434 milyar liraya ulaştı. Sosyal yardımların milli gelirimize oranını yüzde 0,38 seviyesinden yüzde 1,37 seviyesine çıkardık. Daha önce önemli bir bölümü ayni olan yardımları yüzde 96 oranında nakdiye çevirerek çok daha etkin hale getirdik” dedi.
“2 MİLYON VATANDAŞIMIZ SOSYAL YARDIM KARTLARIYLA İHTİYAÇLARINI KARŞILIYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu:
* Yaklaşık 2 milyon vatandaşımız kendilerine devlet tarafından verilen sosyal yardım kartları ile ihtiyaçlarını karşılıyor. Görüldüğü gibi ülkemizde hiç kimseyi sahipsiz bırakmayacak bir sosyal destek sistemi kurduk ve bunu işletiyoruz.
* Elbette gönlümüz her bir vatandaşımızın desteğe ihtiyaç duymadan hayatını sürdürebileceği, işini yapabileceği, ekmeğini kazanabileceği, eğitimini, sağlık hizmetini alabileceği seviyeye ulaşmayı istiyoruz. Ancak dünyanın hiçbir yerinde böyle bir ideal ekonomik ve sosyal hayatın olmadığı da ortadadır. Çalışmak isteyene ve çalışabilecek durumda olana iş imkanı sağlarken, bunun dışında kalan herkesi de gözetmek boynumuzun borcudur.
* Türkiye büyüdükçe, güçlendikçe, zenginleştikçe vatandaşlarına sağladığı refah seviyesi ona göre artmaktadır, artmayı da sürdürecektir. Akıl ve vicdan sahibi hiç kimse bugünkü Türkiye’nin demokrasiden kalkınmaya, sosyal ve ekonomik imkanlara kadar tüm alanlarda geçmişin herhangi bir döneminin fersah fersah ilerisinde olduğunu inkar edemez.
Erdoğan, “Türkiye’nin karanlık dönemlerinden biri olan 1970’ler, gençlik yıllarımıza denk geldi. Ülkemizin ideolojik, etnik ve mezhebi temelde nasıl bölünmeye, milletimizin nasıl birbirine düşürülmeye çalışıldığını, darbe taşlarının nasıl adım adım döşendiğini bizzat yaşadık, gördük. 1980 darbesi işte böyle bir dönemin ardından ülkemizin tekrar saf dışına itildiği pek çok şeye adeta sıfırdan başlamak zorunda bırakıldığı bir felaketti. Darbenin ardından yeniden toparlanmaya çalışan Türkiye, bu defa da bölücü örgütün eylemleri ve koalisyonlar dönemlerinin yol açtığı patinajla karşılaştı” dedi.
ÖĞRENCİ YURDU ÇIKIŞI
Erdoğan, şunları belirtti:
* Hamdolsun Allah’ın yardımı ve milletin desteğiyle tesis ettiğimiz istikrar ve güven iklimi sayesinde, ülkemiz Cumhuriyet tarihinin tamamında gerçekleşen katbekat fazlasıyla eser ve hizmete bu dönemde kavuştu.
* Sosyal destek politikalarımız ve uygulamalarımız da bu başarının önemli bir parçasıdır. Elbette dünya değiştikçe, ülkemiz geliştikçe bilhassa gençlerimizin beklentileri ve ihtiyaçları farklılaştıkça biz de kendimizi buna göre güncelliyoruz. Dünkü Türkiye’nin ihtiyacı kimseyi aç ve açıkta bırakmamaktı. Bugünkü Türkiye’nin ihtiyacı herkese arzu ettiği standartta hayatını sürdürebileceği imkanları sağlamaktır.
* Artık sadece başımızı sokacak bir çatıya sahip olmanın değil, mimarisiyle, inşaat kalitesiyle, eşyasıyla, çevre düzeniyle güzel bir evde yaşamanın peşindeyiz. Son günlerde üniversite öğrencileriyle alakalı çok çirkin bir kampanya sürdürülüyor.
* Ülkemizde iktidara geldiğimizden bu yana yurt kapasitelerini hiçbir dönemde olmadığı kadarıyla tırmandıran, neredeyse 1 milyona yakın yurt kapasitesine sahip olan bir iktidarız ve bunu görmeden maalesef yalan yanlış, hiç ilgisi alakası olmayan kişileri güya bankların üzerine yatırarak ‘Türkiye’de şu anda yurt yokmuş’ diye bu tür yalan yanlış kampanyalar sürdürülüyor.
* Yalan söylüyorsunuz, hayatınız yalan. Bizim yurtlarımız ortada ve bütün bu yurtlarla birlikte bütün kapasite ortada. Bu yurtlarımızda 2, bilemedin 3 kişilik kapasite ile öğrencilerimizi ağırlıyoruz.