May, İngiltere’ye yasa dışı yollardan ulaşan kişilerin Ruanda’ya gönderilmesini içeren sığınma politikasına ilişkin Avam Kamarası’nda değerlendirmede bulundu.
Söz konusu politikayı yasallık, uygulanabilirlik ve etkinlik temelinde desteklemediğini kaydeden May, İçişleri Bakanı Priti Patel’e, “Ruanda’ya gönderileceklerin sadece genç erkekler olacağını anlıyorum. Bunun kadın ve çocuk kaçakçılığında bir artışa yol açmayacağının kanıtı nerede?” diye sordu.
Patel ise planın, yasallığı ve Ruanda’yla bu konuda varılan anlaşmayı tüm ayrıntılarıyla ortaya koyan bir mutabakat zaptı yayımlandığını söyledi.
Planın İngiltere’nin uluslararası ve yasal yükümlülükleriyle tutarlı olduğunu savunan Patel, “Bu anlaşma, insan kaçakçılarına ve şeytani insan kargoculuğuna büyük bir darbe indiriyor” dedi.
Patel, Ruanda’ya gönderilecek herkesin yaş dahil çeşitli taramalardan geçirileceğini ve yasal hizmetlere erişebileceklerini söyledi.
TEPKİ ÇEKEN PLAN
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, 14 Mart’ta yaptığı açıklamada, 1 Ocak’tan itibaren İngiltere’ye ülkeye yasa dışı giriş yapan herkesin Ruanda’ya gönderileceğini ve oraya yerleştirileceğini açıklamıştı.
Plana muhalefetin yanı sıra sivil toplum kuruluşları tepki göstermişti. Londra merkezli Uluslararası Af Örgütünün İngiltere Mülteci ve Göçmen Hakları Direktörü Steve Valdez-Symonds, konuya ilişkin açıklamasında, sığınma işlemleri için insanları başka bir ülkeye göndermenin, “sorumsuzluğun doruğu” olduğunu, hükümetin ise şu anda iltica konularında “insanlıktan ve gerçeklikten ne kadar uzak olduğunu” gösterdiğini duyurmuştu.
Ana muhalefetteki İşçi Partisi’nin lideri Keir Starmer da Johnson’ın yeni göçmen planıyla Kovid-19 kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle aldığı para cezasının ardından dikkatleri üzerinden başka yöne dağıtmaya çalıştığını öne sürerek, söz konusu planı “işe yaramaz” ve “insafsız” olarak nitelendirmişti.