-
-
Osmanlı İmparatorluğu’nun 34. padişahı Sultan II. Abdülhamid’in tahta çıkışının 25. yıldönümü anısına 1900-1901 yılları arasında inşa edilen İzmit Saat Kulesi, tanıklık ettiği tarih, yangın, deprem ve atmosferik olaylara rağmen ayakta kalmayı başarabilen eserlerden birisi olarak biliniyor.
-
-
İzmit’in vazgeçilmez unsurlarından biri olan 24 metre yüksekliğindeki kule, ihtişamıyla görenlerde hayranlık uyandırıyor. Mimarisinde farklı dönemleri barındıran kule, süsleme ve bezemeleriyle, ince uzun külah yapısıyla da dikkatleri üzerine topluyor.
-
-
İzmit’in (Kocaeli) korunaklı doğal limanları sayesinde M.Ö. dönemden bu yana çok fazla talep gören yerleşim yeri olduğunu belirten İzmit Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Müdür Vekili ve aynı zamanda arkeolojik kazılarda restoratör-konservatör olarak görev yapan Ceren Cömert, “İzmit, sonrasında M.Ö. 284’de Diocletianus’un tahta geçmesiyle birlikte Roma imparatorluğuna 46 yıl başkentlik yapmış bir kenttir. İzmit, Roma imparatorluğuna İtalya’nın Roma şehrinden ayrı olarak 1000 yıl başkentlik yapmış 4 kentinden biridir ve en büyük kentidir. Geçirdiği birçok yıkıcı depremler ve yangınlarla birlikte kent ihtişamını kaybetmeye başlasa da, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde de aktif olarak hareketliliğini sürdürmüştür” dedi.
-
-
‘Kentin simgesi’ olarak tanımlanan saat kulesinin, kent merkezinde körfeze hakim yamaçta konumlandırıldığına dikkat çeken Ceren Cömert, “Saat kulesinin hemen arkasında, İstanbul dışındaki ilk ve tek av köşkü olan Kasr-ı Hümayun bulunmaktadır. Saat kulesi, 1900-1901 yılları arasında İzmit Mutasarrıfı Musa Kazım bey denetiminde, İzmit Belediyesi tarafından inşa edilmiştir. Saat kulesinde çalışan ustalardan birinin rivayete göre Ermeni asıllı bir taş ustası olduğu bilinmektedir. Saat kulesinin mimari projesini Vedat Tek çizmiştir. O yüzden de kendi döneminde inşa edilmiş neoklasik üsluptaki önemli eserlerden biridir” diye konuştu.
-
-
Saat kulesinin kara planla inşa edildiğini, 4 katlı olduğunu kaydeden Cömert, “İlk katının üç tarafı çeşme ve sebillerle çevrilidir. Sebillerin hemen üstünde mermer kabartmalı ay yıldız ve çelenk süslemelerini görürüz. Bunlar sanat tarihi açısından da önem taşımaktadır. İkinci katında bulunan mimari ögelere baktığımızda sütunlar ve bezemeler dikkat çekmektedir. Üçüncü katında da pencereler var. Aynı zamanda burada saat kulesine çıkış noktasındaki merdivenler mevcuttur. Dördüncü katında ise 80 santim çapında saat kadranını görürüz. Bu saat kadranı inşa edildiği dönemden bu yana orijinalliğini koruyan Türkiye’deki ender saat kadranlarından biridir” şeklinde konuştu.
-
-
Saat kadranının ustasının Mustafa Şem’i Pek olduğunun altını çizen Müdür Vekili Ceren Cömert, “Mustafa Şem’i Pek, saatin kadranını yaptığı süre içerisinde saatin ‘gong’ sesinin, çan sesi ile karıştırılmaması için özel tonda üretim yapmıştır. Saat, günümüzde de özgün çalış şeklini korumaktadır. O yüzden kıymetli eserdir” ifadelerini kullandı.
-
-
Cömert, Türkiye’deki saat kulelerinin Sultan II. Abdülhamid’in tahta çıkışının 25. yıl dönümü anısına inşa edildiğini ifade ederek, saat merakı olan Abdülhamid’in bu kapsamda halkı saatle buluşturduğunu kaydetti. İzmit Saat Kulesinin ‘kentin simgesi’ olarak adlandırıldığının altını çizen Cömert sözlerini şöyle tamamladı: “Körfezden hem deniz, hem de kara yoluyla geçtiğimizde en net görülen simgelerden birisi saat kulesidir. Aynı zamanda 1900 yılından bu yana özgün yapısını koruyan ender saatlerden biridir. İzmit simidiyle, saat kulesiyle ve pişmaniyesi ile ünlüdür. İzmit Saat Kulesi mimari eserler arasında birçok depreme, yangına, doğal atmosferik olaylara ev sahipliği yapmış saat kulesi olma açısından da özellik göstermektedir.”