Bundan dolayı uzun yıllar okula gidemeyen Ahmet, ilkokulu da dışardan bitirmek zorunda kaldı. Tam ortaokul sınavlarına hazırlanırken yeniden rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan Ahmet, girdiği komadan bir daha uyanamadı…

O dönemler İzmir’de turnede olan Adile Naşit ise acı haberi aldıktan sonra bağrına taş bastı, içindeki evlat acısıyla sahneye çıktı. O haldeyken bile işine olan saygısı nedeniyle salondakileri kahkahaya boğmasını bildi.

O gün, içi yana yana salondakileri güldüren Adile Naşit’in oğlu Ahmet’in de aynı zamanda doğum günüydü. Hayattaki tek çocuğunu kaybeden Adile Naşit, oğlu Ahmet’in fotoğraflarını evinin başköşesine koyarak ölümsüzleştirdi.

Çocuğunu kaybetmesine rağmen Türkiye’deki tüm çocukların Adile Ana’sı olan Adile Naşit, kocaman bir neslin kalbine girmeyi başardı.

Asıl adı Adile Keskiner olan Adile Naşit, 17 Haziran 1930’da İstanbul’da doğdu.

Adile Ana, Masalcı Teyze diye de anılırdı. Gerçek ismi ise Adela’dır. Tiyatrocu bir aileden gelen Adile Naşit’in annesi Ermeni tiyatro oyuncusu Amelya Hanım ile babası ünlü komedyen Komik-i Şehir Naşit’tir. Ağabeyi Selim Naşit ve 1950 yılında evlendiği eşi Ziya Keskiner de tiyatro sanatçısıdır. Sinema dünyasında, Rıfat Ilgaz’ın ünlü eseri Hababam Sınıfı’ndan uyarlanan filmlerdeki müstahdem Hafize Ana rolüyle olduğu kadar, Münir Özkul ile karşılıklı oynadığı filmlerdeki “Anne” rolleriyle de hafızalarda yer edindi.

Adile Naşit’in annesi Amelya hanım, baba tarafından Rum, anne tarafından Ermeni’dir. Dedesi Kemani Yorgo Efendi, anneannesi ise zamanının meşhur kantocularından olup, lakabı Küçük Verjin’dir. Adile Naşit eşi Ziya Keskiner’in Temmuz 1982 yılındaki ölümünün ardından 16 Eylül 1983’te Cemal İnce (1928-2015) ile gizlice evlendi.

16 yaşındaki oğlu Ahmet’i 16 Haziran 1966’da kaybeden Adile Naşit’in oğlunun kalbi delikti. Oğlu Ahmet’in kalp ameliyatı başarılı geçmesine karşın sonrasında fenalaşarak komaya girmiş ve yaşamını yitirmiştir.

11 Aralık 1987 yılında doğduğu şehir olan İstanbul’da 57 yaşındayken bağırsak kanserine yenilen Adile Naşit’in cenaze töreni, 13 Aralık 1987’de Şişli Camii’nde düzenlendi. Öğlen namazına müteakip kılınan cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığına defnedildi. İstanbul Karacaahmet mezarlığında ilk eşi Ziya Keskiner ile oğlu Ahmet Keskiner ile birlikte yatmaktadır.

Oyunlarında ve sinema filmlerindeki anne tiplemesi, kendine has üslûbu ve kahkahası onu Türkiye Sineması’nın unutulmaz isimleri arasına yerleştirmiştir. Adile Naşit hayat verdiği anne karakterleri sebebiyle 1985’te Yılın Annesi seçildi.

Babası öldükten sonra okulunu bırakan Adile Naşit, 14 yaşında İstanbul Şehir Tiyatroları, Çocuk Tiyatrosu’na girdi. Halide Pişkin’in grubunda “Herşeyden Biraz” oyunuyla İstanbul turnesine çıkan Adile Naşit sonradan Muammer Karaca’nın tiyatrosuna girdi. 1948-1951 yılları arasında komedyen Aziz Basmacı ve Vahi Öz ile beraber kurdukları toplulukta çalıştı.

Sonradan 1954 yılında döndüğü Muammer Karaca tiyatrosunda 1960 yılına kadar çalıştı. 1961 yılında eşi Ziya Keskiner ile ağabeyi Selim Naşit Özcan ile beraber kurdukları Naşit Tiyatrosu dağıldıktan sonra 1963 yılından 1975 yılına kadar “Gazanfer Özcan – Gönül Ülkü” tiyatrosunda çalıştı. Tiyatro oyunlarının dışında Neşe-i Muhabbet, Hisseli Harikalar Kumpanyası, Şen Sazın Bülbülleri gibi müzikallerde beğeni topladı.

Sinemaya girişi 1947’te Seyfi Havaeri’nin yönettiği Yara filmiyle olmuştur, fakat 1970’li yıllarda filmlerde yoğun olarak rol almaya başlamıştır. 1976 yılında İşte Hayat adındaki filmdeki rolüyle Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülüne layık görüldü. Hababam Sınıfı film serisindeki rolüyle büyük beğeni kazanan Adile Naşit, 1978 yılında Uluslararası Sanat Gösterileri’nin tiyatro ve müzikallerinde rol almaya başladı. Daha çok Kartal Tibet ve Ertem Eğilmez’in çektiği güldürü filmlerinde yer aldı.

Tek çocuğu Ahmet’i kaybettikten sonra iyice çocuklara yönelen Adile Naşit, Masalcı Teyze; TRT’de 1980’de TRT Ankara Televizyonu prodüktörlerinden İlhan Şengün’ün (1946-2003) yapımcısı olduğu Uykudan Önce isimli çocuk programıyla beraber masalcı teyze diye anılmaya başladı.