-
-
ÇEKİRGE
Bursalıların aklına ‘çekirge’ dendiği zaman börtü-böcek değil, bu nezih semt gelir. Şehir dışından gelenlerin ismine en çok şaşırdıkları semt adı muhtemelen Çekirgedir.
Hikayesine gelince;
Rivayete göre 18. yüzyıl başlarında Bursa’da büyük bir kuraklık olmuş. Bunun neticesinde de şehirde büyük bir çekirge istilası başlamış. İstilanın en yoğun yaşandığı bölge olan Çekirge’de halk evlerini terk etmek zorunda kalmış. Evini terk etmeyen tek kişi o güne kadar bölge halkının ciddiye almadığı, odunculukla geçinen, meczub-meşrep bir adammış. Ahali, adamın bu istilaya nasıl katlanabildiğini merak edip incelemeye başlayınca çekirgelerin bu zata zarar vermediklerini görmüş. İşin içinde bir sır olduğunu, bu adamın da sırlı bir zat olduğunu anladıktan sonra kendisinden yardım dilemişler ve onca çekirge bir şekilde kaybolup gitmiş. Sırrı ifşa olan derviş şehri terk etmek istediyse de birkaç gün içinde ölmüş. O günden sonra halk bu sırlı dervişe ‘Çekirge Baba’, ‘Çekirge Sultan’ gibi isimler koymuş ve hürmet etmiş. Kabrinin bulunduğu bölge de o günden beri Çekirge ismiyle anılır olmuş
-
-
KÜKÜRTLÜ
Bursa’nın eski ve nezih semtlerinden olan Kükürtlü, hamamları ve sıcak su kaynaklarıyla ünlü bir bölgedir. Burada bulanan termal suyun içindeki yüksek oranda kükürt eski Bursalıların da dikkatinden kaçmamış ve bu semte bir semt için oldukça kimyevi bir ad olan ‘kükürtlü’yü uygun görmüşler
-
-
FOMARA
Bir rivayete göre eskiden tütün depolarının bulunduğu bu bölge her nasılsa İspanyolca ‘sigara içmek’, ‘duman’ gibi anlamlara gelen Fumar kelimesinden almış ismini. Başka bir rivayete göre ise, bölgede tekstil tüccarlığı yapan ‘Fumaro’ lakaplı bir İtalyan bu bölgenin isim babası olmuş. Şu anda Türk şehircilik tarihinin en kara lekesini de taşıyan semtin adı belki bir gün ‘eski tokiler’ diye de anılır diye ümit ediyoruz.
-
-
TEFERRÜÇ
Yarım asırdan fazla bir süredir Türkiye’nin en büyük teleferik hattının başladığı semt olarak bilinir. Teferrüç etimolojik olarak ‘ferec’ kökünden gelir ve rahatlama, ferahlama demektir. Eski Bursalıların görece yüksek, dağ eteğindeki bu yeşil bölgeyi bir mesire alanı olarak kullandıkları rivayet edilir. Özellikle yazın sıcaktan bunalanların gidip nispeten serin bu bölgede ferahladığı ve teferrüç isminin buradan geldiği söylenir.
-
-
ALTIPARMAK
Bursa’nın eski sosyetesinin kümelendiği, Yahudi ve Müslümanların uzun yıllar birlikte yaşadığı, onca olumsuzluğuna rağmen o eski Bursalıların hala kolay kolay terk edemediği bu güzel semt ismini Altıparmaklı Abdullah Çelebi’den almakta. Yine buradaki bir camiye ismini veren Abdullah Çelebi’nin 6 parmağı olduğu rivayet ediliyor.
-
-
DUAÇINARI
Birinin Bursalı olup olmadığını anlamanın enteresan yollarından biri yukarıdaki kelimeyi okutmak olacaktır. Tıpkı yazıldığı gibi okuyorsa ya Bursalı değildir ya da fonetiğe merakı vardır. Çünkü Bursalıların çoğu bu semte ‘doğaçınar’ der. Ben metro şehrin doğu yakasına ulaşıp, buraya bir durak yapılana ve metroda durak ismi anons edilene kadar buraya ‘dua çınarı’ diyen kimseyi duymamıştım.
İsminin hikayesine gelince; bir rivayete göre evliyalık sırrı aşikar olduktan sonra Bursa’yı terk eden Somuncu Baba, şehirden ayrılırken bu bölgede bulunan büyük bir çınarın gölgesinde şehre dua etmiş. Bir başka rivayete göre ise Bursa’dan Hicaz’a yolculuğa çıkan hac kafileleri burada bulunan bir çınar altında durur ve yolculuklarının hayırlı geçmesi ve geride bıraktıkları yakınlarını salimen bulabilmek için dua ederlermiş. Semt ismini şu anda nerede olduğu bilinmeyen, çoktan yok olup gitmiş bu ulu çınardan almış.
-
-
MAKSEM
Köken olarak ‘bölüştürmek’, ‘paylaştırmak’ anlamına gelir. Bu semt şehrin yüksek bir kesiminde kaldığı için Uludağ’dan gelen suları şehrin farklı bölgelerine dağıtma işi burada yapılırmış. İsmi de böylelikle su taksim edilen yeri ifade ettiği şekilde Maksem olarak kalmış.
-
-
CUMALIKIZIK, HAMAMLIKIZIK, DEREKIZIK, FİDYEKIZIK, DEĞİRMENLİKIZIK
Bursalı olmayan fakat seyahat ve tarih merakı olan birçok kişi Cumalıkızık’ı duymuştur. Hani şu Kınalı Kar dizisinin çekildiği Osmanlı köyü. İşte Cumalıkızık gibi sonu Kızık’la biten 4 semt daha var Bursa’da.
Rivayet şudur ki, şehrin eski beylerinden birinin 5 tane kızı varmış. Bunların her birine bir köy vermek istemiş ve sonlarına kızık kelimesi buradan gelmiş. Cumalıkızık, bölgedeki köylülerin cuma namazı için toplandıkları köy, Derekızık içinden dere geçen köy, Hamamlıkızık içinde hamam olan köy Değirmenlikızık yine içinden dere geçen fakat bu derenin üstünde bir değirmenin kurulu olduğu köy demektir. Son olararak Fidyekızık isminin valinin kızlarından birinin adı olan ‘Fethiye’ den geldiği rivayet edilmektedir.
-
-
Özetle…
Elbette ki Bursa’nın ilginç semt isimleri bunlarla sınırlı değil. Hikayelerini bilmediğimiz birçok ilginç semt ismi var. Mollafenari, Mollaarap, Papazçeşme, Şible, Sakaldöken, Çatalfırın, Alacahırka… Neden konulduğunu bilmediğimiz bu isimler bize gizemli bir romanın ilk sayfalarını açar gibi hayal ufkumuzda belli belirsiz beliren mekanlar ve insanlar gösteriyor. Arap bir Molla, çatal şeklinde üretilmiş bir fırın, Uludağ’ın üstüne giydiği karlı, alaca bulaca bir hırka… Kim bilir?..
-
-
Şehirlerin AVM’leriyle, Tokileriyle, trafikleriyle, eknomiye katkılarıyla anıldığı bu dönemde ruhlarını anmayı unutuyoruz. Her şehrin bir ruhu var. Hele ki kadim şehirlerin ruhları bedenlerinden çok daha canlı. Onca betona, kirliliğe, gürültüye, kalabalığa ve yozlaşmaya rağmen ruhlarını korumayı başarmışlarken yola değil şehre bakan bir üçüncü göze daha ihtiyacımız var.
-
-
Medeniyet şehirlerin üzerine bina edilir. Ruhu olmayan şehirlerde medeniyet bina edemezsiniz. Bu yüzden kendi ruhlarımızı hissetmek ve devraldığımız medeniyeti daha güzel bir noktaya taşımak için şehirleri de incitmeyelim. Onlar incinirse biz de inciniriz.