-
-
Ressam Serap Lokmacı’nın bir arkadaşının Macaristan’da vefat eden 70 yaşlarındaki kayınvalidesinin küllerinden portresini yapma isteği, Protestan aile tarafından olumlu karşılandı.
-
-
Adının açıklanması istenmeyen kadının vasiyeti üzerine İstanbul Boğazı ve Tuna Nehri’ne dökülen küllerinin bir kısmı da tablo yapılması için Serap Lokmacı’ya teslim edildi.
-
-
Lokmacı, atölyesinde, kadının sevdiği “Somewhere Over The Rainbow” şarkısı eşiğinde yaklaşık 15 saat süren çalışmayla tablosunu tamamladı.
-
-
Tuvalde milim milim çalışarak mimikleri ortaya çıkardığını anlatan Lokmacı, yüz, göz, ağız bölümlerini 7 saatte tamamladığını söyledi.
-
-
Aile ile görüştüğü sırada bu fikrin ortaya çıktığını ifade eden Lokmacı, “Ölen kadının torunuyla sohbet esnasında anneannesinden geriye kalan, onu ziyaret edebileceği bir mezarın olmayışı onu üzüyordu. Ben de böyle bir şey teklif ettiğimde torunu çok sevindi. Beni de bu çalışma oldukça heyecanlandırdı. Çünkü sıra dışı bir deneyimdi benim için. Süreç böyle başladı, aile de çok sevindi. Vasiyet yerine getirildikten sonra küllerin bir kısmı bana teslim edildi. Ben de 15 saatlik bir çalışma sonucu silueti çıkardım” dedi.
-
-
TÜRKİYE VE DÜNYADA İLK
Lokmacı, çalışmasını külleri tutkalla yapıştırarak gerçekleştirdiğini dile getirdi.
Türkiye’de ve dünyada ilk olan çalışmayı, küllerin doğal halini bozmadan yapıştırarak yaptığını kaydeden Lokmacı, “Daha önce dünyada yapılmış bu tarz çalışmalar var ama boyanın içine katılmış ya da suya karıştırılmış küller. Bu şekilde portreler yapılmış, ben formunu bozmadan, en doğal haliyle yapıştırarak bunu gerçekleştirdim. Çok sordular ‘Korkuyor musun?’ diye, hiç korkmadım. Sadece ilk başta bu küllere materyal gözüyle bakıyordum. Daha sonra sevdiği şarkı ile çalışmaya başlayınca inanılmaz duygu dolu bir an yaşadım. Sanki onunla yılladır tanışıyormuşum gibi, konuşuyoruz gibi oldu. Bu çalışma açıkçası beni çok etkiledi” diye konuştu.
-
-
‘ARA ARA AĞLADIM’
Çok yorucu bir çalışma gerçekleştirdiği söyleyen Lokmacı, 15 saatlik zaman içinde yaklaşık 2 saat mola verdiğini ifade etti.
Çalışmanın kendisini etkilediğini belirten Lokmacı, “Açıkçası çok duygulandım. Hatta ara ara ağladım diyebilirim. Daha önce yaptığım çalışmalarda hiç bu kadar etkilenmemiştim. Kemoterapi gören bir hastamızın kızı bana kesilmiş saçlarını vermişti. Onun portresini yaptıktan sonra saç kısmına annesinin saçlarını eklemiştim. Onun haricinde yine trafik kazasında ölen birinin kız arkadaşı, üzerindeki son kıyafetlerini bana vermişti. Onları da resme dahil edip çalışmıştım” ifadesini kullandı.