-
-
5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla Uludağ Milli Parkı’nda basın açıklaması gerçekleştiren Bursa Çevre Platformu, “Dünya Çevre Günü artık kutlanacak değil, ağıt yakılacak bir gündür” değerlendirmesinde bulundu. Platform üyeleri, yaptıkları açıklamada şu ifadelere yer verdi:
-
-
“İklim değişikliğinin etkilerini dünyamız da ve özellikle ülkemizde; kuraklıklar, aşırı yağışların getirdiği sellerle sık sık görmeye başladık. Bu yetmezmiş gibi ülkemizde son 20 yıldır tarım alanlarımıza, sularımıza, ormanlarımıza kısaca yaşam alanlarımıza şirket-yönetim işbirliği ile acımasız, kanunsuz ve kuralsız bir yok ediş arttı.
-
-
Yaşadığımız kent Bursa (çok değil) bundan 30 yıl önce ‘’Yeşil Bursa’’ adıyla anılırdı.
Ama gittikçe artan ve teşvik edilen nüfus yoğunluğunun getirdiği kontrolsüz çarpık kentleşme, kaçak ve yasal sanayileşme betonlaşmayı arttırmış, Bursa’nın tarımı, havası ve suyu kirletilmeye ve hızla yok olmaya başlamıştır. Artık Bursa havası en kirli şehirlerden biri ve şehir merkezinden geçen dereleri fabrikaların deşarj ettiği kimyasal atık halinde akıyor. Verimli Bursa ovalarındaki tarım alanları hızla betonlaşıyor.
-
-
Bu böyle devam ederse, önümüzdeki birkaç yıl içinde gıda ve su krizi yaşamamız kaçınılmaz görünüyor.
-
-
Suyuyla ve havasıyla Bursa’yı besleyen; Bursa’nın yaşam kaynağı Uludağ dereleri ise; oteller bölgesinden ve diğer tesislerden gelen evsel ve kimyasal atıklarla daha kaynağında kirletiliyor. Temiz akan su kaynakları ise, su daha toprağa düşmeden kaynağından borularla yerel yönetim ve su şirketlerin kurduğu su fabrikalarının depolarına ve kasalarına akıyor. Su şehri Bursa hızla kuraklığa itiliyor.
-
-
Bunun üstüne birde gittikçe çoğalan Turizm ve insan baskısı ile Uludağ ormanları ve su kaynaklarındaki tehdit gittikçe artıyor. En son örneği; Uludağ için hazırlığı süren ve çalışmaları Turizm Bakanı tarafından basına duyurulan “Uludağ Alan Başkanlığı” kanun tasarısıdır.
-
-
Turizm Bakanı tarafından basına duyurulan “Uludağ Alan Başkanlığı” kanun tasarısıdır. TBMM’ne getirilip kabul edilmesi gerçekleşirse, Uludağ Milli Parkı’ndaki yapılaşma ve insan baskısını artacak; önce Uludağ’ı ,ardından Bursa’yı yok oluşa götürecek bir süreç başlayacaktır. Bu yasanın yürürlüğe girmesinden kısa bir süre sonra ULUDAĞ MİLLİ PARK OLMAKTAN ÇIKARILACAKTIR. Bu bir öngörü değildir…
-
-
Ülkemizde Alan Başkanlığı uygulamasındaki en önemli örnek bunu açıkça ortaya koymaktadır. 2019 yılında Kapadokya’da kurulan Alan Başkanlığı ile birlikte, bölge turizm sermayesinin insafına bırakılmış ve Göreme Milli Parkı, 2020 yılında Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle milli park statüsünden çıkarılmıştır.
-
-
Turizm, bir tür mekânı tüketme biçimidir. Sadece ekonomik boyuta odaklanarak, doğal ve kültürel varlıkların sürdürülebilirliği göz ardı edilir. Bu değerlere onarılması imkânsız zararlar verilir. Alan başkanlığı ile birlikte oteller bölgesinde yatak kapasiteleri artacak, sürekli inşa edilen yeni oteller, macera parkları, restaurantlar gibi yapılaşma hızıyla inanılmaz insan yoğunluğu yaratılacaktır.
-
-
Alan Başkanlığı yürürlüğe girerse, yönetim komisyonu; Belediye, Turizm Bakanlığı, Turizmciler, otel yöneticileri, Valilik, Milli Park Müdürlüğü’nden birer temsilciden oluşacaktır. Milli Park Müdürlüğü’nün sorumluluğu ve yetkisi işlevsiz kalacaktır. Milli parkı savunması gereken paydaşlar siyasi baskıya açık halde görevlerini yapamayacaktır.
-
-
Bu yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren milli park yasası geçersiz ve işlevsiz duruma getirilecek ve Uludağ turizm sermayesinin insafına bırakılacaktır. Şimdiye kadar BURSA BAROSU, TMOBB VE DOĞADER’in, Uludağ’daki yapılaşma ve talana karşı açtığı yirmiye yakın dava bulunmaktadır ve halen devam eden davalarımız vardır.
-
-
Uludağ, Bursa’nın yaşam kaynağıdır, doğal ve kültürel mirasıdır.
-
-
-Ormanlarıyla Bursa’nın havasını temizleyen Uludağ’dır.
-Yer üstü su kaynaklarıyla 4 milyona yaklaşan Bursa halkına içme suyu sağlayan iki büyük barajımızı (Nilüfer ve Doğancı’yı), dereleri, Bursa ovasına inen yeraltı sularını besleyen Uludağ’dır.
-Sakallı akbabanın, yaban kedisinin, Apollo kelebeğinin ve nicelerinin yuvasıdır.
-Uludağ’da tespit edilen yüzlerce endemik bitkilerin 32’si dünyanın hiçbir yerinde yoktur.
-
-
İşte bu yüzden Uludağ milli parktır ve milli park olarak kalmalıdır!
-
-
Alan başkanlığı yasası ile yapılaşma ve talan artacak, Uludağ ormanlarının, su kaynaklarının, endemik bitki çeşitliliğinin yok oluşu hızlanacak ve gelecekte Uludağ eteklerindeki yerleşim yerlerinden başlayarak Bursa’yı da yok edecektir.
-
-
Bunun içindir ki Uludağ siyasetin ve sermayenin talanına ve insafına bırakılamaz.
-
-
Gelecek nesillere yaşanabilir bir bursa bırakabilmek için, Uludağ milli park olarak kalmalı ve milli park kanunları tavizsiz uygulanmalıdır
-
-
Türkiye ve Bursa Kamuoyuna saygı ile duyurulur.