-
-
Depremin yıktığı Hatay’da yakınlarını kaybeden çiftçiler, cenazelerini toprağa vererek üretmek için tarlalarına döndü.
-
-
Acısını içinde yaşayan çiftçiler, hayatın devam ettiğini, geride kalanlar için üretmeye devam etmek zorunda olduklarını söyledi.
-
-
‘TOPRAKLARIMIZI TERK ETMEYECEĞİZ’
Dededen üçüncü kuşak çiftçi olduğunu belirten Bülent Mıstıkoğlu, “Deprem günü Antakya’daydım, kayıplarımız çok. Ama bir taraftan da mısır ekmeye başladık. Biz topraklarımızı terk etmeyeceğiz, ülkemiz, milletimiz için ekmemiz gerekiyor. Hatay’a yardım yağıyor, dedem 1944 yılında bu toprakları almış ben üçüncü kuşağım. Topraklarımıza mısır, pamuk, patates, buğday ve sert çekirdekli meyveler ekiyoruz” diye konuştu.
-
-
‘ÇİFTÇİNİN CUMARTESİ, PAZARI, DEPREMİ, TATİLİ YOKTUR’
Tarımın ara vermeyi kabul etmeyeceğini aktaran Mıstıkoğlu, “İlacını, gübresini gününde yapmanız lazım. Şu anda tarla tavında ekim yapılabiliyor. Çiftçinin cumartesi, pazarı, depremi, tatili yoktur. Öyle yaparsanız verim alamazsınız. Burası 200 dönüm, dönüm başına ortalama bin 500 kilo mısır alınabilir. Tabii ki, hava şartları ve gübreleme gibi birçok etken var” ifadelerini kullandı.
-
-
DEPOSU YIKILDI, MAHSULLERI SU ALTINDA KALDI
Deprem nedeniyle zararı olduğunu anlatan Mıstıkoğlu, “Depremde elektriklerimiz kesildi, depolarımız çöktü içindeki mahsullerimiz gitti. Ekipmanlarımız suyun içinde kaldı. Kayıplarımız çok ama her beraber bu yaraları saracağız. Yıkılan depomuzda 200 ton civarında mısırımız, gübremiz vardı gitti. Sağlık olsun canımıza gelmedi, işimize devam etmeye çalışıyoruz. Buradaki bazı çiftçi arkadaşlarımızın mazota, gübreye ve ilaca ihtiyacı var” şeklinde konuştu.
-
-
ŞEFTALİ AĞAÇLARI DA BUDANIYOR
Akan Bekler ise şeftali ağaçlarının budama zamanının geldiğini söyleyerek “Bakmazsak ağaçlar ölür. Deprem anında çok korktuk, evlere giremiyoruz, çadırlarda kalıyoruz ama işe geliyoruz. Biz geride kalanlar için üretmek, bu ağaçlara bakmak zorundayız. Artçı depremlerin devam edeceği söyleniyor ama toprağa bakıp çalışmaya devam edeceğiz. Ailemizden birçok kişi hayatını kaybetti. Hepsi Antakya’da genç yaşlarda enkaz altında kalıp, öldü” dedi.
-
-
‘EVİMİZ YIKILMADI AMA İÇERİ GİREMİYORUZ’
Abdurrahman Üzüm de “İnşallah mahsul bereketli olur da tüm Türkiye bu ağaçların meyvesini yer. İnşallah bu afetten de kurtuluruz. Çok sıkıntıdayız, açıkta çadırlarda kalıyoruz. Gerçi benim çadırım da yok bir sandalyede sabaha kadar oturuyorum. Evimiz yıkılmadı ama korkudan içeri girip yatamıyoruz. Tam akşam yemek yerken bir daha sallandık, yemeği bırakıp dışarı çıktık. Bu ağaçlardan ilk defa meyve alacağız. Budama yaparak ağacı rahatlatıyoruz, böyle verim artıyor. Meyve vermeyen dalları kesiyoruz” diye konuştu.