-
-
Lüks iç giyim markası Victoria’s Secret, 1995 yılında “Victoria’s Secret Fashion Show” ile kazandığı popülerliği uzun bir süre devam ettirmeyi başarsa da sunduğu ‘gerçek dışı güzellik standartları’ günümüzün değişen dinamikleriyle etkisini yitirmeye başladı. PopSugar sitesi markanın yarattığı bu güzellik algısını tüm dünyaya nasıl kabul ettirdiğine dair bazı bilgiler sundu.
-
-
MARKA DEĞER KAYBETMEYE BAŞLADI
Her beden tipinin kabul edilebilir olduğu veya güzel olmak için zayıf ve uzun olmak gerekmediği düşüncesi artık yaygınlaşırken Victoria’s Secret’ın da değer kaybetmesi kaçınılmaz oldu.
-
-
MODELLER İDOLLEŞTİRİLDİ
1977’den beri kadınların rüyalarını süsleyen marka, 1995 yılında ilk Victoria’s Secret Fashion Show ile iç giyim markası olarak bir ilke imza attı. Dev kanatlarıyla podyuma çıkan uzun ve fit modeller, tüm kadınlar için ulaşılması gereken birer “idol” haline geldi.
-
-
2010’lu yılların başında meleklerin etkisi altına girmemek neredeyse imkansızdı. Victoria’s Secret, ünlü modellerin yer aldığı kampanyalar ve billboard’ları süsleyen çekici tasarımlarıyla herkesin almak için para biriktirdiği ve giydiğinde kendini iyi hissettiği bir marka haline geldi
-
-
HERKES ‘MELEKLER’ GİBİ OLMAK İSTEDİ
Elbette markanın “melekleri” bu başarılı imajın arkasında yatan en büyük güçtü. Modellik kariyerinde yükselmek isteyen herkes bir gün Heidi Klum, Tyra Banks, Adriana Lima, Alessandra Ambrosio, Candice Swanepoel, Gisele Bündchen ve Miranda Kerr gibi bir melek olmanın hayalini kurdu. Victoria’s Secret modeli olmak için belirli bir tipe sahip olmak dolayısıyla “evrensel bir güzellik standardını” karşılamak gerekiyordu.
-
-
MARKA BİR STANDART YARATTI
Popsugar’a konuşan Psikolog Jenny Yip, “Victoria’s Secret melekleri güzelliğin nasıl olması gerektiğiyle ilgili altın bir standart yarattı” ifadesini kullandı. Modeller genelde beyaz, uzun, aşırı zayıf ama kıvrımlı, uzun saçlı ve dövmesizdi. Psikolog Beth Pausic “Markanın yarattığı görünüm, kültürümüzün bir parçası haline geldi” dedi.
-
-
ULAŞILMASI İMKANSIZ BİR ALGI YARATILDI
Markanın eski CEO’su Cindy Fedus-Fields, markanın vücudunda çil veya ben olmayan modeller arayacak kadar ileri gittiğini belirtti. Nöropsikolog Sanam Nafeez ise markanın popülerleştirdiği bu görünümün, normal kadınlar için ulaşılması imkansız bir estetik anlayışı sunduğunu dile getirdi.
-
-
GENÇ KIZLARA YÖNELİK KOLEKSİYONLAR
Gerçek dışı güzellik algısı, “Pink” serisinin ortaya çıkmasıyla daha büyük bir problem haline geldi. Genç kızları hedef alan Pink koleksiyonları, 2000’ler nesline yönelik bir güzellik standartı oluşmasına sebep oldu. Şu an bakıldığında yaratılan güzellik imajının sağlıksız olduğu ortada ancak o dönemde bunu görmek zordu.
-
-
BAŞARISIZLIK PSİKOLOJİYİ BOZUYOR
Hafeez, toplumun size önerdiği güzellik algısına ulaşamayınca psikolojinin zarar görmesinin kaçınılmaz olduğunu belirtirken bunun depresyon ve özgüvensizliğe yol açtığını belirtiyor.
-
-
MODELLER DE BASKI ALTINDAYDI
Bu güzellik standardının markanın modellerine uyguladığı baskıyı da unutmamak gerek. Devamlı aynı vücuda sahip olmak için diyet yapmak ve ‘ideal’ kiloda kalmaya çalışmak da modeller için oldukça yıpratıcı bir süreç.
-
-
MARKA İMAJINI YENİLEDİ
Günümüzde bu algı büyük ölçüde kırıldı. Farklı beden tiplerine sahip modelleri de bünyesine dahil etmeye başlayan marka, son zamanlarda sık sık büyük beden modelleri ve farklı etnik kökenli modelleri de kampanyalarına dahil ediyor.
-
-
SOSYAL MEDYADAKİ GÜZELLİK ALGISI
Marka ideolojisi büyük ölçüde değişmiş ve artık gerçek dışı güzellik standardı etkisini yitirmiş olsa da içinde yaşadığımız sosyal medya çağı, filtreler ve uygulamalarla güzellik algısının farklı formlarda da olsa tüm dünyayı etkisi altına alabileceğini gösteriyor.