Yayımlanan yeni bir araştırma, Y kuşağı ve X kuşağı bireylerinin meme ve mide kanserleri de dahil olmak üzere 17 farklı kanser türü için daha yüksek risk taşıdığını ortaya koydu.
KANSER NEDİR, NE SEBEP OLUR?
Kanser, vücuttaki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyüyüp çoğalmasıyla oluşan bir hastalık olarak biliniyor. Normal şartlarda hücreler belirli bir düzen içinde büyür, bölünür ve ölür. Ancak kanser hücreleri bu düzeni bozar ve anormal büyüyerek tümör adı verilen kitleleri oluşturabilir.
Kanser sebepleri arasında birçok faktör yer alabilir. Örneğin bunlar arasında genetik yatkınlık, çevresel etkiler (sigara içmek, radyasyona maruz kalmak vb.) ve yaşam tarzı faktörleri (örneğin sağlıksız beslenme ve fiziksel aktivite eksikliği) olabilir.
Kanser tedavi yöntemleri arasında ameliyat, kemoterapi, radyoterapi ve immünoterapi gibi yöntemler yer alıyor. Ancak her kanser türünün oluşma sebebi ve tedavisi farklı olduğundan, bu hastalığa yakalanan vatandaşlara doktor tarafından belirlenen yöntemlerin uygulanması tavsiye ediliyor.
X VE Y KUŞAĞINDA KANSER RİSKİ DAHA FAZLA
Independet’in haberine göre, The Lancet Public Health dergisinde yayımlanan geniş çaplı bir çalışmada, 34 kanser türünden sekizi için yaklaşık 1920’den bu yana doğan her bir kuşakta görülme oranlarının arttığı tespit edildi.
Özellikle 1990 doğumlu milenyum kuşağının (Y kuşağı), 1955 doğumlu bebek patlaması kuşağına kıyasla pankreas, böbrek ve ince bağırsak kanserleri gibi türlerde iki ila üç kat daha yüksek insidans oranlarına sahip olduğu saptandı.
Çalışmada bilim insanları, Kuzey Amerika Merkezi Kanser Kayıtları Birliği’nden 1 Ocak 2000 ile 31 Aralık 2019 tarihleri arasında 34 kanser türü teşhisi konulan 23.654.000 hastanın sağlık verilerini değerlendirdi.
Ayrıca ABD Ulusal Sağlık İstatistikleri Merkezi’nden aynı dönem için 25-84 yaş arası bireylerde 25 kanser türü için 7.348.137 ölüme ilişkin veriler analiz edildi.
“GELECEKTEKİ KANSER YÜKÜNÜN ERKEN BİR GÖSTERGESİ”
Kanser türleri arasında, Y kuşağı arasındaki insidans oranının yumurtalık kanseri için yüzde 12’den rahim kanseri için yüzde 169’a kadar değiştiği ve bu oranların, en düşük insidans oranına sahip kuşaktaki orandan daha yüksek olduğu öğrenildi.
Çalışmanın kıdemli yazarlarından Ahmedin Jemal, “Bu genç grup arasında kanser oranlarındaki artış, kanser riskindeki kuşak değişimlerini gösteriyor ve genellikle ülkede gelecekteki kanser yükünün erken bir göstergesi olarak hizmet ediyor” dedi.
Bilim insanları, etkili müdahaleler yapılmadığı takdirde, genç nesillerde daha yüksek kanser riskinin gelecekte sağlık sistemi üzerinde daha büyük bir yüke yol açabileceği ve “hastalığa karşı onlarca yıllık ilerlemeyi tersine çevirebileceği” konusunda uyarıyor.