Emeklilikte yaşa takılanlarla (EYT) ilgili olarak gelinen noktada hükümet EYT’lilerin sorunlarını çözmek istediğini ve bunu yapmak için çalışmalara başlandığını ifade etti.
‘Cumhuriyet‘in hükümet tarafından yapılan çalışmalara katkı sağlamak adına tespit ve önerilerini sunduğu yazı dizisine göre ise; çalışmaların sadece iktidar tarafından yürütülmesiyle bu olayın çözümünün eksik ve hatalı başladığı görülüyor.
“Sosyal tarafların katılımı sağlanmadan üretilen çözüm önerilerinin tek taraflı ve maliyet odaklı olacağı çok açık.”
Cumhuriyet.com.tr’deki yazı dizisinin ilk kısmı şöyle:
KİMLER EYT’Lİ SAYILIYOR?
“8/9/1999 tarihinden önce sigortalı olup, 4447 sayılı Kanunla haklarında emeklilikte kademeli yaşlar getirilenler, diğer bir ifadeyle kanunda öngörülen prim gün sayısı ile sigortalılık süre şartlarını yerine getirdikleri halde, belirlenen emeklilik yaşlarını doldurmayanlar EYT’li olarak ifade ediliyor. Ancak son zamanlarda kapsamın genişletildiği görülüyor. Yani 8/9/1999 öncesi sigortalı olanlardan yaş koşulunu yerine getirdiği halde prim gün sayısı veya sigortalılık süre şartını yerine getirmeyenler de kendini EYT’li olarak ifade ediyor. Bir anlamda doğru çünkü, getirilen kademeli yaş süreçleriyle SSK sigortalıları için emeklilik yaş hadleriyle birlikte prim ödeme gün sayıları da artırıldı.
TALEPLER NE ZAMAN DUYULDU?
4447 sayılı kanunla sosyal güvenlik yasalarında yapılan değişikliklerin üstünden yaklaşık 23 yıl geçti. Dokuz yıldır çalışmalarını grup olarak sürdüren EYT’liler dernekleşerek sivil toplum kuruluşu olma yolunda adım atmış, dernekleşmenin yaşama sokulmasıyla birlikte gruplar seslerini daha fazla duyurmaya başlamış. Şimdi 22 ilde dernekleşerek federasyon, sonrasında ise konfederasyon kurarak hak arayışını sürdürmeye devam etmekteler.
EYT’LİLER NE İSTİYOR?
EYT’liler 4447 sayılı kanunla getirilen ve ilgili sosyal güvenlik kanunlarında emeklilikte kademeli yaş şartını düzenleyen geçici maddelerin iptal edilmesini ve 8/9/1999’den önceki emeklilik koşullarının kendileri için uygulanmasını istiyor.
EYT’Lİ SAYISI NEDİR?
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından bu sayı açıklanmamakla birlikte, EYT Konfederasyonu sayıları şöyle açıklıyor: Tüm EYT’lilerin sayısı 4.5-5 milyon arasında, bunlardan yaş dışındaki diğer koşulları yerine getirenlerin sayısı yaklaşık 1 milyon civarında.
HÜKÜMETİN YAKLAŞIMI NEDİR?
En son Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin tarafından yapılan açıklamalarda, EYT için bakanlık bünyesinde çalışma grubu oluşturulduğu, kapsamda olanlarla ilgili bir sayı ve içerik verilemeyeceği çünkü, çok sayıda formül ve alternatifin bulunduğu, bu alternatifler üzerinden çalışmaların yapılacağı, işin mali boyutunun bulunması nedeniyle çalışmalar belirli bir noktaya geldiğinde Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın da çalışmalara katılacağı, hazırlanan formüllerin üzerinde onların hesaplamalar yapmalarının bekleneceği ve formüllerin her birinin ayrı maliyet hesabı yapıldığında cumhurbaşkanına sunulacağı ve kararı cumhurbaşkanının vereceği ifade ediliyor.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde düzenlemenin yıl sonunda netleşmesi ve 3600 ek gösterge çalışmasında olduğu gibi 2023 yılında yasalaşması bekleniyor.
HANGİ SENARYOLAR KONUŞULUYOR?
Hükümet kanadından EYT’lilerle ilgili olarak üzerinde çalışılan alternatiflerden bahsedilmemekle birlikte kamuoyunda konuşulan formüller, prim gün sayısını dolduranlar açısından emeklilik yaşlarından indirim yapılması, yaşı dolduranlar açısından eksik prim gün sayılarının tamamlatılması, aylıkların bağlanarak emeklilik yaşlarına kadar aylıktan kesinti yapılması veya emeklilik yaşlarının uygulanmaması konularını kapsıyor. Ama bu formüllerde çözüm önerileri çok genel olup statü (SSK, Tarım SSK, BağKur, Emekli Sandığı) farklılıkları ve bunların emeklilik koşulları dikkate alınmıyor.
ASIL SORUN NEDİR?
Asıl sorun, 8/9/1999’dan önce çalışmaya başlayan ve 4447 sayılı kanunla getirilen emeklilikte yaş düzenlemeleri nedeniyle emeklilik süreleri uzayan sigortalıların mağduriyetidir. Bu işin iki tarafı bulunuyor:
1- Yasal düzenlemeden etkilenen ve emeklilik süreleri uzayan EYT’liler
2- Bu sorunu çözecek olan hükümet.
Sorunun ne olduğunu net olarak ortaya koymak kadar hükümetin niyeti de çok önemli. Yani EYT’liler bu çalışmadan ne bekliyor? Hükümet neler yapmayı planlıyor?
Taraflardan biri olan EYT’lilerin talepleri konfederasyonları tarafından net olarak ortaya konuluyor. EYT’liler diyor ki: “Biz çalışmaya başladığımız tarihte yürürlükte bulunan sosyal güvenlik yasalarında yer alan koşullarda emekli olmayı umuyorduk. Ancak 4447 sayılı yasanın çıktığı tarihte emekliliğine 2 yıldan fazla kalan sigortalıların bu umutları yok oldu çünkü getirilen yasal düzenlemeyle hem yaş hem de prim ödeme gün sayıları yönünden emeklilik koşulları zorlaştırıldı. Dolayısıyla biz çalışmaya başladığımız tarihteki emeklilik koşullarının bize uygulanmasını istiyoruz. Yani yapılan yasal düzenlemenin değiştirilmesini ve eski haline getirilmesini istiyoruz.”
Hükümet, bu konuda net bir şey söylemiyor. Ne kapsamdaki sigortalı sayısı ne de üzerinde çalışılan alternatiflerle ilgili bir şey söylüyor. Halbuki bu iş sadece bakanlıkta kurulan çalışma grubuyla ya da onun ilerisinde maliyet hesaplarını yapacak maliye ile çözülecek bir iş değil. Niyet çok önemli. Bu çalışma neticesinde sigortalılara daha erken emekli olma imkanı sunulacak. Tabi bunun uzun vadede bir maliyeti olacak. Ancak, ülkemizde günlük politikalarla işler yürütüldüğü için kısa vadede gelir getirici (Örneğin sigortalılara hizmet borçlandırması imkânı getirilmesi gibi) çözümler planlanıyor olabilir mi?
Diğer taraftan, bu çalışmada başta EYT Konfederasyonu ve ilgili işçi sendikaları nerede? EYT Platformu üyelerinden oluşan bir heyet, Çalışma Bakanı Vedat Bilgin ile görüştü ve hazırladıkları dosyayı sundu. Bunun dışında sosyal tarafların hiçbiri çalışmada yok. Sendikalar yok. Neden onların görüş ve tavsiyeleri alınmıyor? Ya da sendikalar neden bu konuda geri planda durmayı tercih ediyor.
Neyi neden yaptıklarını, çalışma TBMM’ye gelene kadar kimse göremeyecek mi? Böyle kapsamlı ve önemli bir çalışma, sosyal tarafları işin içine katmadan yapılabilir mi? Bakıp göreceğiz. Tabii hükümetin alternatif çalışmalarını bilemediğimiz için buradan mevcut sorunun yapısını, kapsamını ve beklentileri göz önüne alarak çözüm önerilerini geliştirebiliriz. Belki birilerinin kafasında bir ışık yakabiliriz.
ÇALIŞMANIN KAPSAMI NEDİR? YASAL DÜZENLEME KİMLER İÇİN GEÇERLİ?
Kamuoyuna Sosyal Güvenlik Reformu Kanunu diye lanse edilen ve 8/9/1999 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarih itibarıyla yürürlüğe giren 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu, o tarihte yürürlükte bulunan 5 temel sosyal güvenlik yasasında emekli aylığına hak kazanma koşullarında değişiklik yaptı.
Bu kanunlar:
– 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu n 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu n 1479 Sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu
– 2926 Sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu
– 5434 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu.
4447 sayılı Kanunla 5 temel sosyal güvenlik yasasında yapılan değişiklikle yaş şartı olmaksızın emekli olma hakkı kaldırıldı ve emeklilik yaşları kadında 58, erkekte 60 yaş olarak yeniden belirlendi. Yasadan önce SSK’liler kadın ise 20, erkek ise 25 yıldan beri sigortalı olup en az 5000 gün, BağKur’lular ve devlet memurları ise kadın için 20, erkek için 25 yıl fiili hizmet şartıyla yaş koşulu aranmaksızın emekli olabiliyordu.
9/9/1999 tarihinden sonra ilk defa sigortalı olanlarda; kadın için 58, erkek için 60 yaş koşulu öngörülünce bu tarihten önce çalışmaya başlayanların yeni şartlara entegrasyonu da kademeli yaşlarla sağlanmaya çalışıldı.
4447 sayılı kanunla 506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı kanunlara eklenen geçici maddeler ile Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte emekliliğe hak kazanamamış olanlar için kademeli bir geçiş süreci öngörülmüş, ancak söz konusu geçici maddeler Anayasa Mahkemesinin 23/02/2001 tarihli ve 2001/41 sayılı Kararı ile iptal edilerek, iptal kararının Resmi Gazete’de yayımı tarihinden 6 ay sonra yürürlüğe girmesi uygun görülmüştü. Söz konusu geçici maddeler, 01/06/2002 tarih ve 24772 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 4759 sayılı kanunla yeniden düzenlenmiş. 8/9/1999 tarihi itibarıyla emekliliğine kalan süreleri 2 yıldan fazla olanlardan;
Tarım sigortalıları dahil SSK’liler için 23/5/2002 tarihine göre belirlenen sigortalılık süresine, devlet memurları için 23 Mayıs 2002, Bağ-Kur’lular için 1 Haziran 2002 tarihi itibarıyla kadın ise 20, erkek ise 25 tam yılını doldurmalarına kalan süreye göre kademeli yaşlar belirlendi.
Tablo 1’de, 5 sosyal güvenlik yasasında 8/9/1999 öncesi ve sonrası emekliliğe hak kazanma koşulları gösterilmiştir.”
Anayasa Mahkemesi 4447 sayılı kanunla sosyal güvenlik yasalarına eklenen kademeli yaş süreçlerine ilişkin maddeleri iptal etmiş, iptal sonrası 23/5/2002 tarihli ve 4759 sayılı Kanunla 506, 2925, 1479 ve 5434 sayılı kanunlarda kademeli yaş süreçleri, bu kanunlara eklenen geçici maddelerle yeniden düzenlenmiş.
Kapsama giren sigortalılar tablo 2 ila 7’de gösterildiği üzere, 8/9/1999 tarihinden önce sigortalı olup tabi oldukları sosyal güvenlik kanunlarının geçici maddeleriyle emeklilik yaş ve prim gün sayıları yeniden kademeli olarak belirlenen sigortalılardır.
506 sayılı kanunun geçici 20. maddesi kapsamında bulunan ve henüz SGK tarafından devralınmayan sandıklar, asgari düzeyde SSK mevzuatını uygulamakla yükümlü olduklarından, EYT’liler için getirilen çözüm önerilerini, sandıkların 8/9/1999 öncesi çalışmaya başlayan iştirakçileri için de uygulamaları gerekiyor.
Kademeli yaş süreçlerine ilişkin, 506 sayılı kanunun geçici 81, 2925 sayılı kanunun geçici 2, 1479 sayılı kanunun geçici 10 ve 5434 sayılı kanunun geçici 205. maddeleri 5510 sayılı kanunla yürürlükte bırakılmış SGK tarafından 8/9/1999 öncesi sigortalı olup bu tarihten sonra yaşlılık veya emekli aylığı talebinde bulunanlara, ilgili kanunların geçici maddelerinde düzenlenen ve yandaki tablolarda yer alan koşullara göre aylık bağlama işlemi yapılıyor.