“Doğu`nun Çukurova’sı” olan Iğdır’da kentin ekonomisine büyük ölçüde katkı sunan ve sarı altın olarak bilinen kayısılar farklı alanlarda kullanılıyor. Genellikle sofralık olan şalak kayısıların yanında teberze kayısılar da reçel yapımında kullanılıyor. Iğdır’da kayısı hasadıyla birlikte toplanan teberze kayısılar Iğdırlı kadınlar tarafından kazanlarda kaynatılarak reçele dönüştürülüyor. Paketlenen ürünler sosyal medya, internet sitesi ve pazarlama usulü ile Türkiye geneli başta olmak üzere Iğdırlı gurbetçilere yurt dışına da gönderiliyor. Kadınlar hem kent ekonomisine hem de evlerinin ekonomisine büyük katkı sağlıyor.
Iğdır Girişimci Kadınlar Kooperatifi Başkanı Sevda Çakmak, yöresel ürünler ürettiklerini belirterek, “Kayısı sezonu olduğu için kayısı reçeli yapıyoruz. Daha öncesinde gül ve vişne reçeli yapıldı. Daha çok yöremize ait sebze ve meyveleri değerlendiriyoruz. Bundan sonra patlıcan ve şeftali reçeli üretimimiz olacaktır. Biz sadece reçel değil bunun yanında tarhana yapıyoruz, turşu yapıyoruz. Sezonu geldiği zaman biz yöresel bütün ürünleri yapıyoruz. İnternet üzerinde gurbetçi vatandaşlara satış yapıyoruz. Birkaç tane büyük firma ile anlaştık onların istediği oranda ürün üretip onlara gönderiyoruz” dedi.
‘Biz yedi kadınız. Ayrıca bazen işlerimiz yoğun olunca yanımızda başka kadın arkadaşlarımız da çalışıyor. İstihdama da katkı sağlamak istiyoruz. Biz kadınların bizimle çalışmasını hem bu sosyal ortamı görmelerini tanımalarını istiyoruz, hem de kendi evlerine üç kuruş bir şey de olsa bir şeyler götürmesini istiyoruz. Kurulduğumuz günden beri en büyük destekçimiz Iğdır Valisi Hüseyin Engin Sarıibrahim oldu. Bütün kadın kooperatiflerine destek oldu. Ona teşekkür ederiz” dedi.
Reçelin yapılışına ilişkin bilgi veren Selma Töremen, “Bahçelerde toplanan kayısılar bize geliyor. Kayısıları soyuyoruz daha sonra şekere yatırıyoruz. Daha sonra kayısıları kazana alıyoruz. Kırdığımız çekirdekleri de içine atıyoruz daha güzel koku versin diye. Bu reçelleri dışarıya kargo ve çevredeki isteyen vatandaşlara satıyoruz” dedi.