Norm Haber

İmamoğlu Bursa’da STK’larla buluştu

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Ekrem İmamoğlu, bir dizi program için Bursa’ya geldi. İmamoğlu’nun Bursa ziyaretlerinin son durağında sivil toplum kuruluşlarıyla buluştu.

Haber: SİMLANUR İNCE
Kamera: MESUT ERDOĞAN

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Ekrem İmamoğlu, bir dizi program için Bursa’ya geldi.

İmamoğlu, bu çerçevede Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde STK’larla buluşuyor.

Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, “Bugün burada Türkiye Belediyeler Birliği’nin Bursa buluşmasını gerçekleştiriyoruz. Ekrem Başkanımıza teşekkür ediyorum. Bir Belediye Başkanımızın hiçbir suçu olmamasına rağmen gözaltına alındı. Ekrem Başkanım söz verdiği için Bursa’ya geldi. Teşekkürlerimi iletiyorum. STK’nın gücünü biliyoruz. Bizim ortaklaştıracağımız birçok projede yerlerini alacaklar. 1/100 binlik planda da, Bursa’nın geleceğini şekillendirme konusunda da bizimle birlikte olacaklar. Katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Bursa’nın kent anayasasını hep birlikte inşa edeceğiz. İstanbul Planlama Ajansıyla beraber Marmara’yı bütüncül bir şekilde ele alacağız” ifadelerini kullandı.

“HER GÜN BİR BAŞKA KRİZLE BU MEMLEKETİ MEŞGUL EDİYORLAR”

Bursa STK Buluşmasında konuşan Ekrem İmamoğlu, “Bursa’yı temsil eden sivil toplum örgütlerinin burada olması bizim için çok önemli. Bütün Bursalılara, Marmara’nın öbür tarafından İstanbul’dan selamlar getirdim. TBB olarak özellikle şehirlerin dertlerini, isteklerini anlayabilmek adına verimlilik esasıyla sağlıklı bir programa dönüştürmeyi hedefliyoruz. Ortak akıl ortamı oluşturarak, sivil toplumlarla kurulacak ağ ile yerel yönetimin güçlenmesi hedefiyle bu programı gerçekleştiriyoruz. Memleketimizi bir aile olarak görüyoruz. Sorunlar karşısında çözüm üretmekteki en büyük engel yalnızlıktır. Sorunlarımıza hep birlikte mücadele ortamı yaratarak, sırt çevirmeden omuz omuza olursak aşılmayacak sorun yok. Birlikte üretme, dayanışma önemlidir. Huzurumuzu bugünlerde kaçırdılar. Her gün bir başka krizle bu memleketi meşgul ediyorlar. Adalet, saygı, demokrasi krizi. Huzuru tesis etme görevi bize düşüyor. Türkiye’de 86 milyon insanın, bu güzel insanların aşamayacağı sorun yok. Birlik ve beraberliği hep birlikte yaşatalım. Türkiye’ye hiçbir şey olmaz” şeklinde konuştu.

“MEMLEKETİMİZİN BİRLEŞMEYE İNANILMAZ DERECEDE İHTİYACI VAR’

Birlik ve beraberlik mesajı veren İmamoğlu, “Hakkaniyetli olmayı her görev aldığımız alanda şiar edindik. TBB’nin yeni döneminde adalet, hakkaniyet diyerek yola çıktık. ‘Daha iyi bir gelecek, yerelden gelecek’ diyerek yol yürüyoruz. İnsanlarımızın huzuruna sağlıklı bir süreç sunmayı hedef edindik. Kim hangi partiliymiş anlayışı, kitabımızda yeri yok. Milletimize millet olarak bakıyoruz. Bizim anlayışımızda ‘onlar’ diye bir şey yok. Ben bölerek değil de birleştirerek icraat yapmak taraftarıyım. Memleketimizin birleşmeye inanılmaz derecede ihtiyacı var. Dün 29 Ekim’i kutladık. İyi ki Mustafa Kemal Atatürk diye bir liderimiz var. Memleketimiz kimsesizlerin kimsesidir. Demokrasiyi, Cumhuriyetle birleştirme gayretini ortaya koyarak, millete ait olanı millete veren bir lidere sahip olmak dünyanın en büyük şansı. Böyle bir süreçte sorumluluğumuz daha da büyük. Cumhuriyet sevdalısıysak sorumluluğumuz daha da büyük. Bu sorumluluğu da taşıyan bir vatandaşınız olarak sadece TBB Başkanı, İBB Başkanı olarak karşınızda değilim. Yoksulluk ve hukuksuzluk ile karşı karşıyayız” diye konuştu.

“CEZASIZLIĞIN, KAYIRMACILIĞIN SONA ERMESİ LAZIM”

Bugün sabah 6’da anlamsız bir şekilde, İstanbul’un en büyük nüfusa sahip olan bir Belediye Başkanını sırf algı yaratmak adına evine baskın yaparak gözaltına almanın ahlakı, gerekçesi nedir? Bir ilçenin iradesini onlardan devralmak, malını, mülkünü almak gibidir. Biz bu hukuksuzluklara karşı karşıyayız. Kurumların görevlerini yerine getirmenin şart olduğunu hatırlatıyoruz. Bu denetimsizliklerin önünü açan neyse bunu yapmak şart. Gencecik öğretmenler, evlatlar ağlayarak bu ülkenin atama yapılması gerektiğine inanmıyorlar. Devlete inanmıyorlar. Bu çok büyük bir travma. Siyaset kurulunu sürekli sorun yaratan halden kurtarmamız gerekiyor. Sorunların çözümü sadece kişilere, sistemlere bağlı değildir. Cezasızlığın, kayırmacılığın, adamcılığın sona ermesi lazım. Üretenin, katma değer yaranın, sürekli cezalandırıldığı, kendi bekası için uğraşanların bir yerlere gelmesi sürdürülebilir bir sistem değildir” dedi.

“BURSA’NIN İHRACATI SON ZAMANLARDA DÜŞTÜ”

İmamoğlu, “Bursa’nın, İstanbul Planlama Ajansı ve birçok çalışma grubuyla yapılan çalışmayla Bursa’ya bir bakış ortaya koymalıyız. Bugün Osmangazi ve Orhangazi Türbelerini ziyaret ettik. Bu kadim şehrin, ne kadar şahane bir yer olduğunu hepimiz biliyoruz. Üretimde bu ülkenin yükünü çekmek bu şehrin kaderine işlemiş. Bursa’nın insanı bilgedir. Geçmiş krizlerde dahi büyümeye devam etmiştir. Güçlü bir ekonomiye sahip olma yolunda kararla yürümüştür. Bu buhran döneminde herkesi umutsuzlaştıran, bu kötü dönem Bursalı iş insanlarının da moralini bozmuştur. Bursa’nın ihracatı maalesef son zamanlarda düşmüş. İlk 6 ayda yapılan ihracata bakıldığında sıkıntılı olduğu gözüküyor. Bu senenin 6 ayı, geçen yılın tamamından kötü durumda. Tekstil baştaki sektörlerden geliyor. Halktan kopmuş bir yönetimden bahsediyoruz. Zora giren otomotiv sektörü var. Bursa’nın bir mahallesindeki küçük esnafı düşünün. Kötü sınav veren bugünün idaresi bu milleti, üreten insanları hayal kırıklığına uğratmıştır. Tekstilcinin halini, köftecinin halini ben bilirim. Köftecilik yaptım. Bu süreci atlatana kadar dişinizi sıkın diyorlar, duyuyorsunuz. Sorumlu üreten mi? Vatandaş mı? Bir taraftan dişinizi sıkın derken, nakite erişimi kısıtlıyorsunuz. Sanayiciye nefes aldırmayacak bir ortam yaratılmış. Ülkemizde bazı sektörlerden gözden çıkarılmış. Ne bugüne, ne yarına dair stratejisi olmayan insanlar günübirlik hesaplarla bu kararları alıp insanların önüne koyuyorlar” diyerek sözlerine devam etti.

“DEVLET BİR PARTİNİN, SİYASETÇİNİN ELİNE TESLİM EDİLEMEZ, EDİLİRSE BÖYLE OLUR”

Devletin öncü olmadığı bir süreç halkta kabul görmesi mümkün değildir. Birçok konuda moloz yığınına dönüştürdüğünüz alanları yaşattınız millete. Fabrikada çalışan insanları, yerel ekonomileri feda etmek istiyorsanız, ya da insanlara yıkım yaşatma konusunda becerilerinizi gerçekleştiriyorsunuz. Yüksek enflasyon vatandaşlarımızı açlıkla imtihan ediyor. Yüksek faiz yatırımların önünü kesmeye devam ediyor. Demokrasi eğer tahribat edilmişse, temel sorunlar bunlardır. Kuvvet ayrılığı harap edildi. Hukukun üstünlüğü ortadan kalktı. Liyakat tamamen terk edildi. Eğer ekonomi yapboz tahtasına dönmeseydi, Avrupa Birliği’ne sırtımızı dönmeseydik rahatlığı konuşuyor olurduk. Devlet haddini bildiren değildir, insanına yol gösteren, onlarla birlikte hareket edendir. Devlet bir siyasetçinin aklına teslim edilemez. Edilirse böyle olur…” dedi.

“BURSA ALARM VERİYOR”

Bursa’nın sorunlarına değinen İmamoğlu, “Millet mutlu olsun ben seçim de kaybederim. Millet mutlu olmasın, bunlar da seçilmesin diyorlar. Bursa gibi üretimin yoğun olduğu liman şehirleri, inovasyonun merkezidir. Üniversiteye kayıtlı olan şehirler arasında Bursa 77. sırada. Eğitim açısından Bursa en kötü 10 şehirden biri. Biz bu sorunları tespit edeceğiz ve bugün çözmesi gerekenlere raporluyoruz, gelecekte o sorunları çözecek kadrolar bizleriz, diyoruz. Sorun kriz haline gelmeden çözmek gerekiyor. Bursa’nın geleceğine ilişkin alarm sinyallerini görüyoruz. Türkiye’nin 4. büyük şehri, eğitimde, sağlıkta, tarımda alarm veriyorsa bütün bunları hesaba katmalıyız. Son 15 yılda Bursa tarım alanlarının yüzde 15’ini yitirmiş durumda. İpek böceği üretimi kalmadı. Gıda, hayvancılık, kozmetik alanları bahsedilmesi gereken kötü alanlardan. Ağacın olmadığı yerde mobilyayı nasıl üreteceksiniz? Toprağın, ağacın değerini bilmeden Türkiye’yi gelişmiş ülkelerin arasına koymak mümkün değil. Bursa öncü şehir olmalıdır. Yeşil dönüşüm dünyanın en önemli konusu haline gelmiştir. Üretim, yenilenebilir enerji kullanılıyor mu? Çalışan mutluluğu ne düzeyde? Bütün bu sorunlarla muhattap olacak Türkiye. Geç kalma lüksümüz yok. Bu standartları bugünden karşılamak, hazırlık yapmak zorundayız. Sadece ekonomiyle dayalı uygulamalar değil, sorunlarımız çok fazladır. Göreceksiniz Marmara’ya dönük çok özel hareketlerle Bursa ve İstanbul’a fırsatları sunuyor olacağız” diye belirtti.

“ÖNÜMÜZDEKİ İKTİDAR SÜRECİNDE BU SORUNLARI BİZ ÇÖZECEĞİZ”

Bursa ve İstanbul aynı tarihi yaşıyor. Deprem iki şehrin de önemli meselesi. Bu işin bir belediye işi olmadığını, bölgesel düşünmek gerektiğini defalarca anlattık. Bu işi sadece siyasi arenada dövünme meselesi haline getirenlerin, depremi gündeminde tutan bu coğrafya deprem tehdidini yaşıyor. Bu anlayışın bunu çözmek yerine o TOKİ konutları nedir Allah aşkına? Bunu kentsel dönüşüm olarak düşünen anlayışla bu iş çözülemez. Doğru planlama, yapı stoku yenilenmesi ile başarabiliriz. Kendi çabalarımızı en üst seviyede hareket edeceğiz. Bu konuda ısrar edeceğiz. Önümüzdeki iktidar sürecinde bu sorunları biz çözeceğiz. Daha farklı alanlarda Bozbey ile birlikte çalışacağız. Turizme önem vereceğiz, özenli bir çalışma gerçekleştireceğiz. Bursa’da 17 bin ek istihdam yapabiliriz. Marmara Bölgesi, Türkiye açısından çok stratejik bir bölge. İyi bir planlamayla Marmara’da atılacak her doğru adımın şehirlere katkı sağlayacağını biliyoruz. Şehirlere yatırım yapanların yanındayız” dedi.

İmamoğlu sözlerini şöyle bitirdi:

Kadın cinayetleri hakkında konuşan İmamoğlu, “Atatürk’ten sonra büyük bir eksikliğimiz olduğunun göstergesi. Biz kadın istihdamı adına büyük adımlar attık. 110 kreşimiz oldu 5 yılda. Önümüzdeki Eylül ayına kadar 150’yi aşacak. İstanbul’da bölgesel istihdam ofisleri açtık. Annelerin iş bulmasını kolaylaştırmaya çalışıyoruz. 100 bin gece üniversite bursu veriyoruz. Türkiye’de kadın istihdamında oran yüzde 30. Bu çok düşük bir oran. Kırsaldan kente göç noktasında yaşanan travmayı gidermek, eşitsizlik konusunda büyük bir çözüm olacağı kadar, ülke huzuruna da katkı sağlayacak. Kadının Türkiye’deki gelecekti konumu, Türkiye’nin geleceğiyle paraleldir. İstanbul Sözleşmesi hakkında hiç konuşmak bile istemiyorum. Konuşmadığımız sorun yok. Öyle bir acı ortamın içerisindeyiz ki…