Norm Haber

Katar Havayolları’na şok suçlama: Çıplak aramaya zorladılar

Dünyanın en büyük havayolu şirketleri arasında yer alan Katar Havayolları, skandal suçlamalarla karşı karşıya. Avustralyalı 13 kadın, havayollarını 'çıplak aramaya zorlamak'la suçluyor.

İngiliz Daily Mail gazetesi, dünyanın en büyük havayolu şirketlerinden biri olan Katar Havayolları ile ilgili skandal bir iddiayı manşetlere taşıdı. Gazetenin haberine göre, geçtiğimiz yıl Doha’da on üç kadının çıplak aramaya zorlandığı öne sürüldü.

Gazete, 13 kadının geçtiğimiz yıl 2 Ekim’de Londra uçuşuyla Doha’ya geldiklerini ve burada karşılaştıkları korkunç muameleyi anlattı.

Habere göre, 13 kadın, Katar Havayolları uçağı henüz piste çıkmadan uçaktan inmeye zorlandı. İslam kurallarının geçerli olduğu Doha’daki Hamad Uluslararası Havalimanı’nda bir çöp kutusunda yeni doğmuş canlı bir bebek bulundu. Bunun üzerine yetkililer, bebeğin annesini bulmak için harekete geçti.

‘KÜÇÜK DÜŞÜRÜCÜ VE TRAVMA YARATICI’

Uçağa gelen yetkililer, doğurganlık çağındaki’ tüm kadınları toplayarak ‘çıplak aramaya’ tabii tuttu. Tamamen çırılçıplak soyunmak zorunda kaldıkları aramaya maruz kalan kadınlar, bu deneyimi ‘küçük düşürücü’ ve ‘travma yaratıcı’ olarak nitelendirdi.

Avustralyalı kadınlardan oluşan 13 kişilik grup, Katar Havayolları’ndan konuyla ilgili hiçbir özür almadıklarını belirterek, yaşadıklarının ‘insan hakları ihlali’ olduğu gerekçesiyle havayolu şirketine dava açtı.

‘TECAVÜZE UĞRAYACAĞIMIZDAN KORKTUM’

13 kadın, görevliler uçağa geldiği sırada herkesin korktuğunu ve bunun bir terör olayı olmasından endişe ettiklerini dile getirdi.

Katar Havayolları’nın 908 numaralı uçuşunda bulunan kişiler arasında yer alan Anna adında bir kadın, yaşadıklarını, “Kaçırılacağımızı veya tutuklanacağımızı düşündüm. Tecavüze uğrayacağımızdan, çocuğumun alınacağından ve aileyi bir daha asla göremeyeceğimizden korktum. Hayatımın en korkunç anıydı. Ağlıyor, titriyor ve bebeğimi sıkıyordum. Nereye gittiğimizi ve nereye götürüldüğümüzü bilmeyen silahlı muhafızlarla birlikte asansöre binmek istemedim.’ sözleriyle anlattı

Anna, ‘Ambulansa girdikten sonra bir hemşire sedyeye yatmamızı söyledi. Pantolonumun ve iç çamaşırımın altından tuttu ve onları çıkardı. Bu bir aşağılama, gücün kötüye kullanılması ve insan haklarımın ihlaliydi.” dedi.