Konya’da aynı aileden 7 kişinin öldürüldüğü silahlı saldırı öncesi aileler arasında yaşanan kavgaya ilişkin iddianame hazırlandı.
Konya 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan, tutuklu sanık Mehmet Altun için “canavarca hisle tasarlayarak 7 kişiyi kasten öldürme” suçlamasıyla 7 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilen iddianamede, olayda tek bir silah bulunduğu ve bu silahın da Mehmet Altun tarafından kullanıldığı belirtildi.
Tüm maktullerin bu silahla vurulduğunun sabit olduğu ifade edilen iddianamede, şunlar kaydedildi:
‘ŞÜPHELİNİN FİİLİNİ ÖNCEDEN TASARLADIĞININ AÇIK OLDUĞU ANLAŞILMIŞTIR’
“Mehmet Altun’un Dedeoğulları ailesiyle doğrudan bir husumetinin bulunmadığı ve kendisinin 12 Mayıs 2021’de meydana gelen kavgada olmadığı, olay yerine giderken kendi beyanında da kabul ettiği üzere iki şarjör ve yaklaşık 50 mermiyi yanına alması, evde bulunduğunu bildiğini ifade ettiği güvenlik kamerası görüntülerini yok etmek maksadıyla yanında bidon içinde benzin götürüp olay sonrası da evi ateşe vermesi, olay yerine ilk gittiğinde Barış Dedeoğulları’nın evde olmadığını öğrenip kendisinin de çağrılmasını istemesi dikkate alındığında, şüphelinin fiilini önceden tasarladığının açık olduğu anlaşılmıştır.”
Şüpheli Altun’un kullandığı telefonun HTS analizinin incelendiğinin belirtildiği iddianamede, “Şüphelinin muhtemelen olay yerine gitmeden önce telefonunu kapatıp olay yerinden kaçtıktan sonra açmış olabileceğinin değerlendirildiği, bununla birlikte maktul Sibel’in ateşli silah yaralanması neticesi vefat ettiği sabit olmakla birlikte şüphelinin maktul Sibel evin içindeyken evi ateşe vermesi gözetilerek, fiilinin tüm maktuller yönünden ‘canavarca hisle öldürme’ olarak kabul edilmesi gerektiği belirlenmiştir” değerlendirmesi yapıldı.
Altun’un da beyanında iddia ettiği üzere olay yerine Dedeoğulları ailesinin tüm fertlerinin imzalayacağı bir ‘şikayetten vazgeçme dilekçesi’ götürdüğünün aktarıldığı iddianamede, şunlar kaydedildi:
“Halbuki kendisinin 12 Mayıs tarihinde meydana gelen kavgada olmadığı, bu olayda şüpheliler Yahya Çalık, İbrahim Keleş, Ramazan Çalık, Ali Çalık, Ali Keleş, Veli Keleş, Ayşe Keleş, Lütfi Keleş ve Veli Keleş’in oğlu Ali Keleş’in bulunduğu, bu şüphelilerden Lütfi Keleş ve Ali Keleş’in (Veli’nin oğlu) 30 Temmuz’da meydana gelen olay sırasında da bir önceki olay nedeniyle tutuklu bulundukları, bu şikayetten vazgeçmenin Mehmet Altun ile bir ilgisi olmayıp, adı geçen diğer şüphelilerin menfaatine bulunduğu tespit edilmiştir.”
İddianamede, olaya ilişkin tüm delillerin incelendiği belirtildi.
İddianamede ifadesine yer verilen katil zanlısı Mehmet Altun’un, olay günü eşi ve ailesinden gizli araç kiralayarak Dedeoğulları ailesinin evine gittiğini, kendisini belediye görevlisi olarak tanıttığını anlattığı belirtildi.
‘BİZİ TEHDİT EDENLER KİMLER DİYE SORDUM’
Aile bireylerine, bütün aile evdeyse bir görüşme yapacağını söylediğini ifade eden Altun, ifadesinde şunları kaydetti:
“Onlar da bana Barış’ın olmadığını, beş dakikaya kadar geleceğini söylediler. Ben aracımla olay yerinden ayrıldım, Alakova tarafına gittim. Araç içerisinde 5-10 dakika kadar oyalandım. Tekrar aracımla şahısların evine gittim. Bu süre zarfında kimseyle yüz yüze ya da telefonla görüşmedim. Ben şahısların bu evde toplam 7 kişi yaşadıklarını bilirim. Bütün aile bir araya geldikten sonra oraya barışmak maksatlı gittiğimi açıkladım. Hatta elimdeki dosya kağıdına şahısların isimlerini yazmıştım. Şahıslar elimdeki dosyaya bakmaya çalıştılar. Benim öncelikli amacım şahıslara güzellikle şikayetten vazgeçme dilekçesi imzalatmaktı, silah zoruyla herhangi bir belge imzalatmak değildi.”
‘Şarjörümü değiştirip önce evin yanına kaçan bayanı daha sonra evin içine giden bayanı vurdum’
Altun, olay yerine yanında götürdüğü “şikayetten vazgeçme dilekçesini” kendisinin hazırladığını öne sürerek, şöyle devam etti:
“Bez torbamdan çıkardığım tabancamı şahıslara doğrulttum. Kızları yerden taş alıp bana doğru attı. Ben geriye doğru kaçmaya çalıştım. Bu esnada da tabancamı ateşlemedim. Şahıslar beni kovaladı. Ben de aralarından sıyrılıp kendimi korumak maksadıyla şahıslara doğru yakın mesafeden ateş etmeye başladım. Birkaç kişiyi bu sırada vurduğumu biliyorum. Hatta o an kendimi kaybettim ve yerdeki şahsa da yeniden ateş ettiğimi hatırlıyorum. Bu esnada da bir iki kadın evin yanına ve eve doğru kaçıştı. Benim silahımdaki mermi bitmişti. Bez torbamda yedek şarjörüm vardı. Şarjörümü değiştirip önce evin yanına kaçan bayanı daha sonra evin içine giden bayanı vurdum. Olay yerine gelmeden önce bir petrol istasyonundan 5 litrelik şişeye, 30 liralık benzin aldım. Evde güvenlik kamerası olduğunu biliyordum. Olay yerine gitmeden önce benzin alma sebebim böyle bir olay yaşanırsa evi ateşe verip güvenlik kamerası görüntülerini yok etmekti. Benzini olay yerine götürme sebebim evi yakmaktı.”
İfadelerine yer verilen diğer şüpheliler olaydan önce katil zanlısı Mehmet Altun ile görüşmediklerini, söz konusu olay hakkında bilgi sahibi olmadıklarını iddia etti.
İddianamede, Mehmet Altun’un ablası olan tutuklu sanık Ayşe Keleş’in de “Mehmet, psikolojik problemleri olan birisidir. Kendisinin Dedeoğulları’na bir kini olduğunu bilmiyordum ama yaklaşık 10 sene önce Yaşar Dedeoğulları isimli şahıs anneme küfür etmişti. Kardeşim bu olayı kafasına takardı” ifadelerine yer verildi.
İddia makamı, iddianamesinde sanığın olay yerine silahla, iki şarjörle, bidon içerisinde benzinle gitmesinin, olayda tasarlama olduğunu açık bir şekilde ortaya koyduğunu belirterek, tüm bu deliller birlikte değerlendirildiğinde şüphelilerin yargılamalarının yapılarak eylemlerine uyan sevk maddeleri gereğince cezalandırılmalarını istedi.