Mustafa Bulut, yaklaşık bir yıl önce emekli olduğunu ve çiftçilik yapmaya başladığını anlattı.
Mahalledeki arazide gezerken bulduğu bir taşın ilgisini çektiğini ve bu taşı aracına alarak uzun yıllar yanından ayırmadığını belirten Bulut, bir arkadaşının o kaya parçasının göktaşı olduğunu söylemesi üzerine merakını gidermek için analiz ettirdiğini belirtti.
Bulut, analizlerde taşın göktaşı olduğunun saptandığını dile getirerek, daha sonra mahallede benzer taşları aramaya başladığını vurguladı.
‘EN BÜYÜKLERİNDEN BİRİNİ BULDUĞUMU TAHMİN EDİYORUM’
Farklı büyüklük ve ağırlıklarda çok sayıda göktaşı bulduğunu ve hepsinin analizlerini yaptırdığını aktaran Bulut, şunları kaydetti:
“İlk gök taşını yaklaşık 5-6 yıl önce arazide gezerken buldum. Yaklaşık 6 kilogram civarında. Arabaya koydum öyle içinde kaldı. Bir arkadaşım taşı gördü ve bana ‘bunu neden gezdiriyorsun, bu göktaşı’ dedi. Önce inanmadım, sonra şüphelendim ve taşı eve koydum. Taşı üniversiteye götürdük, oradaki hoca da gök taşı olduğunu söyledi. Zaten buraya yıllar önce gök taşı düştüğü söyleniyordu. Ben de aramaya başladım ve büyük göktaşları buldum. En büyük göktaşlarından birini bulduğumu tahmin ediyorum.”
‘BİR TANESİNİ ÜNİVERSİTEYE HEDİYE EDECEĞİM’
Elinde toplamda bir tondan fazla göktaşı olduğunu kaydeden Bulut, “Birkaç ton taş var elimde. İlçemiz rekorlar kitabına girebilir, ben de en çok göktaşı bulan kişi olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na girebilirim. Bulduğum taşların bir tanesini İnönü Üniversitesi Mühendislik Bölümü’ne hediye etmeyi düşünüyorum, talebeler faydalansın, araştırsın, ilmini geliştirsin” diye konuştu.
‘AMERİKA ALIUYORDU, ŞİMDİ AVRUPA VE ÇİN DE ALIYOR’
İnönü Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümünden Doç. Dr. Yunus Önal ise bölgede bulunan taşların analizlerinin yapılması için kendilerine zaman zaman başvuruda bulunulduğunu söyledi.
Son olarak Mustafa Bulut’un da kendilerine bir numune getirdiğini, yaptıkları analizlerde taşın göktaşı olduğunu saptadıklarını ifade eden Önal, şöyle devam etti:
“Tabi bunun daha büyük uluslararası laboratuvarlarda analizlerinin yapılması gerekiyor. Gök taşı uzayda milyarlarca yıl önce oluşmuş, uzayda gezen, dünyamızın çekim alanından etkilenerek atmosferi geçerek, yeryüzüne düşen bir malzeme. Atmosferi geçerken yüzeyi binlerce derece sıcaklığa ulaşıyor, önemli olan taşın bileşimi.”
Önal, gök taşlarını dünyada birkaç ülkenin satın aldığını ve belli alanlarda kullandığını dile getirdi:
“Gök taşlarını daha çok Amerika alıyor, şimdi Avrupa ile Çin de alıyor. ‘Gök taşını teknolojide kullanabilecek ürünlere dönüştürebilir miyiz’ sorusunun cevabını arıyorlar. Tabii gönül bunların ülkemizde değerlendirilmesini istiyor. Ülkemiz dünyada gök taşlarının düştüğü ülkeler arasında önemli bir nokta. Tabii taşları bulan köylüler için ise iyi bir gelir kaynağı. Tabii bilim insanları için önemli bir malzeme. Uzay teknolojisinde, savunma sanayide ve kimya endüstrisinde göktaşları kullanılıyor. Gök taşı aynı zamanda hammadde kaynağı, içerisindeki çok nadir elementler endüstride kullanılıyor.”
Kendisine getirilen numunenin analizini yaptığına değinen Önal, “Demir, silisyum, nikel çıktı, bir miktar volfram var. Çok daha detaylı analizlerde içeriği ortaya çıkar” diye konuştu.