HABER: EBRU TAŞDEMİR / KAMERA: DOĞUKAN BAĞARSAKÇI
Mudanya Mütarekesi’nin 100. yılı dolayısıyla gerçekleştirilen basın toplantısına, SHP eski Genel Başkanı, önceki dönem Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı ve önceki dönem Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Karayalçın başkanlığında, Emekli Büyükelçi, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı, NATO Daimi Temsilcisi Onur Öymen, Emekli Büyükelçi, CHP İstanbul Milletvekili, Dış Politikadan Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Ünal Çeviköz, Emekli Tuğgeneral Ali Er, İstanbul Gedik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süha Atatüre, Tarih Vakfı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öznur Alkan, Gazeteci Sedat Ergin ile Murat Yetkin, CHP Ankara Milletvekili, önceki dönem CHP Ankara Milletvekili, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Onur Üyesi Gülsün Bilgehan, Yazar Ayşe Kulin, Başkent Üniversitesi Ord. Prof. Enver Ziya Karal Tarih Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Seçil Karal Akgün yer aldı.
Danışma Kurulu’nun ilk toplantısında açılış konuşmalarını gerçekleştiren Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz’ın açıklamaları şu şekilde;
‘BİRİLERİ TARAFINDAN UNUTTURULAN DEĞERLERİ CANLANDIRMAYA ÇALIŞTIK’
“Bugün bizim için, Mudanya için çok önemli bir gün. Göreve geldiğim günden beri atamızın söylediği o güzel sözün gereği, Vatan, vatan sevgi ona hizmetle ölçülür diyor Atamız. Ben de bu kentte doğmuş büyümüş biri olarak kentime nasıl hizmetler veririm diye yola çıktığımızda bu kentin bütün değerlerini ki bu değerler Türkiye Cumhuriyeti’miz, devletimiz açısından da çok önemli. Dünya siyasi tarihi açısından da çok önemli değerlere sahip olduğunu gördük. Ancak o güne kadar iki bin on dört yılına kadar yapılmayan eksik bırakılan hatta birileri tarafından unutturulmaya çalışılan bu değerleri tekrar canlandırarak hem ülkemize, hem dünyaya duyurmaya çalıştık.”
‘MUDANYA BARIŞIN BAŞKENTİ OLMAYI HAK EDEN NADİR KENTLERDEN BİRİ’
“Önce dedik ki dünyada birkaç kent vardır barışın kenti olmayı hak eden, Mudanya da bunlardan birisidir. On dokuz Mayıs’ta başlayan Atamızın Samsun’a çıkışıyla başlayan o ulu Kurtuluş Savaşı, bağımsızlık savaşının resmen kazanıldığı mühür altına alındığı, silahların bırakıldığı ve barışın bize göre imzalandığı bir kent. Öyleyse biz barışın Başkenti olmayı hak eden nadir kentlerden bir tanesiyiz. Barışın ve kardeşliğin dedik çünkü barışla birlikte insanlar arasında, hemşehrimiz arasında sevgiyi de var etmeye çalıştık, canlandırmaya çalıştık. Bütün projemizde olduğu gibi Mudanya Mütarekesi’yle ilgili bu kültürel projemizi göreve geldiğimiz günden beri her gün artarak canlandırmaya çalıştık. Çeşitli etkinliklerde Barış’a kulaç dedik yüzme yarışları yapıldı. Barışa pedal dedik, barışa adım dedik. Bütün etkinliklerimizi bu doğrultuda yapmaya başladık. Bu süreçte bugün de, bu yıl da birçok yüzüncü yıllar olacak ama zaferimizin yüzüncü yılı, Mudanya Mütarekesi’nin de yüzüncü yılında değişik çok daha farklı etkinlikler yapmaya çalıştık. Bunlardan bir tanesi de sizin burada bulunmanızın amacı olan ve bulmanızdan dolayı ayrıca çok teşekkür ediyorum, aramızda olmayan değerli isimler var Zoom üzerinden katılacak olanlar var. Herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bu yıl ilkini vereceğimiz mütareke barış ödülü için sevgili Genel Başkanım, söylediğimizde hemen görevi kabul etti. Jüri başkanı, danışma kurulu başkanı, komite başkanı olarak ve sizlerle birlikte sizlerin de kabul etmesiyle birlikte çok büyük bir zenginliğe kavuşmuş olduk. Belki çok idealistim ama belediye başkanı olduğumda meydanda yaptığım ilk konuşmalardan bir tanesinde dünyada son silah fabrikası kapanana kadar sonsuza dek barış diye çok idealist bir şey söyledim.
‘BARIŞA KOŞUYORUZ’
Ben de bu kentin bir belediye başkanı olarak bu barışa ne kadar katkı verebilirsem ne kadar insanlık adına, o insanı insan yapan değerlerin en güzeli olan o barış ortamı adına, barış adına ne yapabilsem kendimi mutlu hissedeceğimi ifade ederek bunu bütün hemşehrilerimle paylaşmaya çalıştım. Bu öylesine hemşehrilerimiz açısından Mudanya’da yaşayan ve Mudanya’ya gelen herkes açısından öylesine benimsendi, özümsendi ki kendi örgütümüzde, kendi hemşehrimizle birlikte artık biz barışa koşuyoruz.”