BBP Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatının 14. yılında Taceddin Dergahı’ndaki kabri başında anma töreni düzenlendi.
Yazıcıoğlu’nun kabri başında Kur’an-ı Kerim okundu, dua edildi.
Duaların ardından katılımcılara hitap eden BBP Genel Başkanı Destici, seçim gezisi için kiralanan helikopterin 25 Mart 2009’da Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesinde düşmesi sonucu hayatını kaybeden Yazıcıoğlu ve beraberindeki Erhan Üstündağ, İsmail Güneş, Burak Çetinkaya, Yüksel Yancı ve pilot Kaya İstektepe’yi rahmetle ve şükranla yad ettiğini söyledi.
Kendilerinin, Muhsin Yazıcıoğlu’nun sadece partisinin ya da ocağın üyeleri değil kardeşleri ve dava arkadaşları olduklarını bildiren Destici, “Bizler Muhsin Yazıcıoğlu’nun aile fertleri, Muhsin Yazıcıoğlu da bizim sadece liderimiz ya da genel başkanımız değildi. Din kardeşimiz, ağabeyimiz, dava arkadaşımızdı. Burada bulunan ya da bulunmayan milyonlarca Alperen’in, BBP’nin, Türk milliyetçisinin ve ülkücünün aile ferdiydi. Onun için bizim acımız hiç dinmiyor. Bunun için bizim hüznümüz hep devam ediyor.” ifadelerini kullandı.
‘DAVASI BİZE EMANETTİR’
Yazıcıoğlu’nu rahmetle yad ederken kendilerine düşen sorumluluğun farkında olduklarını belirten Destici, şöyle devam etti:
“Davası bize emanettir. Sahip çıkıyoruz ve sahip çıkmaya devam edeceğiz. Neydi davası; İ’la-yi kelimetullah için nizamı alem davası. Davası neydi; Adriyatik’ten Çin Seddi’ne Türk birliği davası. Davası neydi; Bu Anadolu’da doğulusu batılısı, Türkü, Kürdü, Alevisi, Sünnisi başı açığı, başı kapalısı bir arada özgürce, kardeşçe yaşasındı. Aynı dava bizim de davamız. Velhasıl davası Anadolu insanının ve yeryüzündeki mazlumların mazlumiyetinin sona ermesi ve hak ettikleri gibi mutlu, müreffeh bir hayata kavuşmasıydı.
Davası elbette ki devletin varlığının muhafazası, ülkenin bütünlüğünün muhafazası, milletin istiklali ve istikbali davasıydı. Biz de şu anda bu davayı sürdürüyoruz. Bize diğer emaneti neydi? Hukukuydu. Hukukunu da 25 Mart 2009’dan beri hiç aksatmadan takip ettik, takipteyiz ve bütün hatası, ihmali, kusuru, kastı, suçu olanlar ortaya çıkarılıp bu konuda cezasını görene kadar da takip etmeye devam edeceğiz. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bir diğer emaneti neydi? Elbette ki Büyük Birlik Partisi ve Alperen Ocakları’ydı. Onu da dava arkadaşlarımızla, partili, ocaklı, erkeği, kadını, yaşlısı, genciyle bize bıraktığı bu iki emaneti daha yükseğe taşımak için var gücümüzle gayret ettik.”
‘MUHSİN YAZICIOĞLU ŞEHİT OLMUŞTUR’
Destici, merhum Yazıcıoğlu’nun ve dediği gibi partililerin, çocuklarının ve ailelerinin rızkından, çocuklarının süt parasından keserek davasına sahip çıktığını ve sahip çıkmaya devam edeceğini söyleyerek, Yazıcıoğlu’nun şehit olduğuna inandıkları kaydetti.
Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin hayatını kaybettiği olaya, hiçbir zaman “kaza” demediklerini ve olayın aydınlatılmasına kadar da söylemeyeceklerini belirten Destici, şu açıklamalarda bulundu:
“Her ikisinde de ne olursa olsun Muhsin Yazıcıoğlu şehit olmuştur. Çünkü Allah yolunda mücadele edenler ister savaşa girerek bir kılıç darbesiyle ister bir kurşun darbesiyle şehit olsunlar. İsterse Allah’ın ismini yeryüzüne yaymak ve Türk İslam medeniyetini, milletimizin her bir ferdiyle iyilik için mücadele ederken, siyaset yaparken, emr-i maruf nehy-i münker yaparken hayatını kaybeden insanlar da şehittir. Muhsin Başkanımız da şehitti.
Biz biliyoruz ve şahidiz ki, o, emrolunduğu gibi bir hayat yaşadı. Kendisine bir tasavvuf ehli topluluğunda, ‘İşte Muhsin Başkan da ok gibi adam, siyasetçi dediğin biraz sonra rüzgar geldiğinde söğüt dalı gibi sağa sola eğilir.’ denildiğinde diyor ki; ‘Oy vermediğinize gücenmedim ama bu sözünüze gücendim. Çünkü Allah, Kur’an-ı Kerim’inde Hud Suresi’nde, ‘Emrolunduğu gibi dosdoğru ol’ derken siz bana söğüt dalı gibi sağa sola yalpalamamı istiyorsunuz’ diyor ve orayı terk ediyor.”
‘DAVA ARKADAŞLARI, KARDEŞLERİ OLMAKTAN BAHTİYARIZ’
Muhsin Yazıcıoğlu’nun emrolunduğu gibi dosdoğru bir adam olduğunu söyleyen Destici, “Allah rahmetiyle muamele etsin. Ben ortaokul yıllarında, 1978’den beri kendisini tanıyorum. Cezaevi dışında bütün hayatına şahidim. Bilerek bir yanlışını görmedim, bir günahına şahit olmadım. Onun için dava arkadaşları, kardeşleri olmaktan mutlu, bahtiyarız” dedi.
Anma töreninde, İsmail Güneş’in eşi Yasemin Güneş ve Batı Trakya Türklerinin sembol ismi merhum Dr. Sadık Ahmet’in eşi Işık Ahmet’in de olduğunu bildiren Destici, “Sadık Ahmet de Batı Trakya Türklüğünün mücadelesini verirken bir kazada hayatını kaybetti, şehit oldu. Ben inanıyorum ki onunla da Rabb’im cennetinde buluşturacak. Bosna Bilge Lideri Aliya İzzetbegoviç, Çeçenistan’ın efsane komutanı Cahar Dudayev, Doğu Türkistan’ın şehidi Osman Batur, Şeyh Şamil, Ebulfez Elçibey ve Necdet Koçak’la da orada buluşacak. Rabb’im inşallah bizleri de orada onlarla birlikte, Peygamber Efendimizin livaü’l-hamd sancağında buluştursun. Bütün duamız, bütün niyazımız odur” dedi.