Norm Haber

Müsilaj, Bursa kıyılarına ulaştı: Marmara Denizi ölü bir deniz olacak!

Marmara Denizi, son yıllarda giderek artan müsilaj (deniz salyası) sorunu ile büyük bir çevre felaketiyle karşı karşıya. Özellikle yaz aylarında etkisini artıran bu sorun, deniz ekosistemini tehdit ediyor ve bölgedeki balıkçılık, turizm gibi sektörleri olumsuz şekilde etkiliyor. Doğader Başkanı Murat Demir, müsilajın etkilerini ve acil alınması gereken önlemleri Norm Haber'e anlattı.

Haber: SİMLANUR İNCE
Kamera: MESUT ERDOĞAN

Marmara Denizi, müsilaj tehdidiyle karşı karşıya. Müsilajın başlıca nedenleri arasında endüstriyel atıklar, tarımsal gübreler ve kanalizasyon sistemlerinden denize karışan kirli suların olduğunu vurgulanıyor. Özellikle İstanbul, Tekirdağ, Yalova, Bursa gibi büyük sanayi şehirlerinin kıyılarına yakın bölgelerde, atıkların yoğunluğu nedeniyle müsilajın daha fazla etkili olduğu bildiriliyor. Doğader Başkanı Murat Demir ise Norm Haber’e yaptığı açıklamada, acil bir çözüm üretilmezse, Marmara Denizi’nin Türkiye haritasında ölü bir deniz olarak anılacağını ifade etti.

Marmara Denizi’ni besleyen nehirlerin kirli sularla dolması, denizin doğal dengeyi kaybetmesine neden oluyor. Ayrıca, iklim değişikliğinin etkisiyle artan deniz suyu sıcaklıkları, müsilajın yayılmasını hızlandırıyor. Uzmanlar, bu sorunun ancak bütüncül bir yaklaşım ve sıkı denetimler ile çözülebileceğine dikkat çekiyor. Müsilaj, yalnızca deniz canlıları için değil, bölgedeki insanlar için de ciddi tehlikeler oluşturuyor. Deniz ekosistemindeki oksijen eksikliği, balıkların ve diğer deniz canlılarının hayatta kalabilmesini zorlaştırıyor.

Mevsim normallerine göre deniz suyu sıcaklığının yüksek olduğunu dile getirerek konuşmasına başlayan Doğader Başkanı Murat Demir, “Ocak ayındayız, şu an kar olması gerekirken insanlar sahilde spor yapıyor, yürüyor, adeta bahar havası yaşıyorlar. Müsilajın sebebi de Marmara Denizinin artık Marmara bölgesinin çevresinin kirliliğiyle foseptik çukura döndüğü için müsilaj konuşuyoruz” dedi.

“MARMARA DENİZİ, BÖLGENİN SANAYİ VE KİRLİLİĞİNİ TAŞIYAMAZ DURUMA GELDİ”

Deniz altında, su altında yapılan dalışlarda, bilim insanlarının yaptığı çalışmalarda Marmara Denizi’nde çok yaygın bir şekilde müsilajın görüldüğüne dikkat çeken Demir, zaman zaman yüzeye de çıktığını belirtti. Müsilajın görülmesinin temel sebeplerinden birinin de Bursa’da sanayinin fazla olmasından kaynaklandığını vurgulayan Demir, “Bursa’da 17 tane organize sanayi bölgesi var. Onlarca da kaçak, ruhsatı olmayan fabrikalar var. Fabrikaların atıkları arıtılmadan, arıtılanlarda ileri ölçüde teknolojiyle arıtılmadığı için bütün kentin kirliliği Nilüfer Çayı’na deşarj ediliyor. Nilüfer Çayı’da, Karacabey Boğazı’ndan Koca Su ile birleşerek Marmara Denizi’ne dökülüyor. Marmara Denizi’nin kıyısında Türkiye nüfusunun yarısına yakını yaşıyor ve Türkiye’nin sanayisinin yüzde 70’i de bu bölgede. Ağır ve kirletici sanayi bu bölgede. Marmara Denizi, bölgenin sanayi ve kirliliğini taşıyamaz duruma geldi. Marmara Denizi, müsilaj ile birlikte şu an bize ‘ölüyorum’ alarmı veriyor” şeklinde anlattı.

“OMEGA 3 ALALIM DİYE YEDİĞİMİZ BALIKLAR, İNSAN VÜCUNDA AĞIR METAL BİRİKMESİNE SEBEP OLUYOR”

Müsilajın insan sağlığına etkilerine değinen Demir, “Marmara’daki dip balıklarında yapılan çalışmada balıklarda ağır metal birikintisi olduğu tespit edildi. Kocaeli, Gebze, İstanbul, Bursa, Gebze, Trakya’nın bütün kimyasal, sanayi atığı Marmara Denizine gelince, deniz canlılarında ağır metal birikintisine yol açıyor. Halk sağlığı için ciddi bir sorun. Omega3 alalım diye yediğimiz balıklar, aslında uzun zaman içerisinde insan vücudunda ağır metal birikmesine sebep oluyor. Bu da bizde başta kanser olmak üzere, çeşitli hastalıklara sebep olabiliyor” ifadelerini kullandı.

“NİLÜFER DERESİ KİRLİ AKTIĞI SÜRECE MARMARA DENİZİNDE MÜSİLAJ SORUNU DEVAM EDECEK”

2021 yılında müsilaj çıkmadan önce de Marmara Denizinin kirliliğini sürekli yinelediklerine dikkat çeken Demir, müsilajın görülmesinin ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığının, yerel yönetimleri de dahil ederek Marmara Denizi Eylem Planı oluşturduğunu söyledi. Demir, “Eylem planının sonuçlarını bilmiyoruz. Almış olunan kararlar hayata geçti mi? Geçmedi ki 2025 yılında halen müsilajı görüyoruz. 2021 sonrası hazırlanan eylem planı ya başarıya ulaşmadı ya da kağıt üzerinde kaldı. Arıtma tesisinin kapasiteleri arttırılacaktı fakat öğreniyoruz ki daha hayata geçmemiş. Derelere su deşarjını engellememiz gerekiyordu. Engellenmediği için de müsilaj tehdidi devam ediyor. Nilüfer Deresi kirli aktığı sürece Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorunu devam edecek. Deşarjın, denizin, gölün tolere edilebileceği biçimde verilmesi gerekiyor” diye konuştu.

Müsilajın önüne geçmek için gerekli önlemler alınmadığı takdirde, Marmara Denizinin geleceğinin nasıl olabileceği hakkında konuşan Demir, bilim insanlarından alınan bilgilere göre, Marmara Denizinde oksijen seviyesinin azaldığını, pinaların müsilaj nedeniyle öldüğünü, mercanların yok olduğunu belirtti. Demir, acil bir çözüm üretilmezse, Marmara Denizi’nin Türkiye haritasında ölü bir deniz olarak anılacağını ifade etti.

Marmara Denizi’nin karşı karşıya olduğu müsilaj sorunu, sadece yerel değil, küresel bir çevre krizi olarak görülüyor. Eğer çözüm için hızla adım atılmazsa, Marmara Denizi’nin biyolojik çeşitliliği, ekonomik değeri ve turizm potansiyeli daha da azalabilir. Uzmanlar, acil eylem planları ve sürdürülebilir çözümlerle bu felaketin önüne geçilebileceğini belirtiyor.