Bilim Akademisi üyesi yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, “fay tartışmaları” yerine kentleri depreme dirençli hale getirecek çalışmalara odaklanılması gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Görür, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde düzenlenen “İzmir Afet Planı-Deprem Hazırlık ve Dirençlilik Çalışmaları” kapsamında gerçekleştirilen toplantıya katıldı.
Görür, yaptığı konuşmada, İzmir’deki “depreme dirençli kent” çalışmalarının büyük önem taşıdığını vurguladı:
“İzmir deprem dirençli kentleri oluşturan bir il de olmak zorunda. Türkiye’ye örnek olmak zorunda. Hem halkıyla hem yönetim anlayışıyla bilime bakış açısıyla, aydınlığıyla bir kent sadece bu dirençli kenti yapabilir ve Türk toplumuna gösterebilir. İzmir başını kaldırmalı ve dikkat çekecek şekilde öne çıkmalı. Toplumun buna ihtiyacı var.”
Fay konusuna odaklanan tartışmaları gereksiz bulduğunu anlatan Görür, şunları kaydetti:
“Artık bu ülkede fay tartışmayacağım. Deprem mekanizması 13 milyon sene önce başladı. Daha milyonlarca sene devam edecek. Halkı jeolog yapmaya da panik yaratmaya da gerek yok. Gerçek olarak algılayıp siyasetiyle, yöneticisiyle artık zaman kaybı olan fay tartışmalarını bir kenara bırakıp depremde yıkılmamak için, canlarımızı yitirmemek için bütün enerjimizi dirençli kentlere vermeliyiz. ABD’nin Kaliforniya eyaleti ile Japonya, İtalya gibi ülkeler bunu başardı. Oralarda da depremler oluyor. 5-10 kişi ölüyor, o da tesadüfen oluyor. Bizler gibi on binler ölmüyor. Siyasetten, işsizlikten veya terörden de önemli şey deprem.”
‘YA GÜÇLENDİRECEKSİNİZ YA DA YIKACAK KENTSEL DÖNÜŞÜME SOKACAKSINIZ’
Her belediye başkanının Tunç Soyer gibi aydın fikre sahip olmayabileceğini söyleyen Prof. Dr. Görür, “Kent idaresini depremle ilgili eğitmezseniz ne halk ne de kent iradecileri ne yapacağını, kentte hangi birimleri organize edeceğinizi bilemez. Halkı eğiteceksiniz deprem dirençli bir halka sahip olacaksınız. Bunların hepsine de yarından itibaren başlanır. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Yıllardan beri neler yapılması gerektiğini söylüyoruz. Alt yapı şimdiden başlanarak deprem dirençliliğine örnek olmalı, hasarı tespit etmeli. Olası senaryolara hazırlıklı olmalı. Deprem dirençsiz yapı stokunu araştırabiliriz bunları biliyoruz da. Ya güçlendireceksiniz ya da yıkacak kentsel dönüşüme sokacaksınız. Kentsel dönüşümü rantsal dönüşüme tabi tutmayacaksınız. Depremde yıkım olursa milyonlarca ton deprem molozu birikecek. Kamyonları doldurup atıkları atarsanız zehirli maddeler toprağa, suya karışır ve besin zinciri vasıtasıyla sizin sofranıza gelir. Deprem molozlarını atıkları bertaraf etmek alelacele yöntemlerle olmaz. Geri dönüşüm önemli” dedi.
Depremde ekonominin çok önemli bir rol oynadığını söyleyen Prof. Dr. Naci Görür konuşmasını şöyle tamamladı:
“İzmir Batı Anadolu’nun ekonomisini elinde tutan bir kent. İstanbul bu ülkenin ekonomisinin yüzde 60’ını elinde tutuyor. Depremde ekonomi şartları durur. Ekonomi durursa Marmara bölgesi iflas eder. Türkiye dize çöker. Sadece ekonomisi değil, siyasi bağımsızlığını da kaybeder. Biz ekonomide depreme hazır olmalıyız. Bütün ekiplerini, ekipmanlarını, üretimini, pazarını, müşterisini kaybetmiş bir il düşünün. İzmir’e bir görev gösteriyorum, yalvarıyorum. Lütfen deprem dirençli İzmir’i yaratalım. Türkiye’ye gösterelim. Siz yaratırsanız Anadolu da sizden örnek alır.”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir’de başvuran her vatandaşın binalarının deprem karnesini çıkarmak için ücretsiz destek olmaya başlayacaklarını bildirdi.