AV. ESRA AYDIN EKİCİ – Nafaka, evlilik birliğinin bozulmasından kaynaklı ekonomik sıkıntıya düşeceğine dair kanaat oluşturan eş lehinde hükmedilen kişinin geliri ile orantılı her ay ödenen miktardır.
Şimdi de nafakanının çeşitlerine bakalım.
Üç çeşit nafaka bulunmaktadır. Bunlar tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakasıdır. Bu yazımızda tedbir ve yoksulluk nafakasından bahsedeceğiz.
TEDBİR NAFAKASI
Medeni Kanun, 169 ve 197 maddelerinde düzenlenen tedbir nafakası boşanma davası açılmadan önce veya açıldıktan sonra olmak üzere iki şekilde talep edilebilen tedbir niteliğinde bir nafakadır.
Boşanmadan önce istenebilen tedbir nafakası, herhangi bir boşanma ya da ayrılık talebi olmadan eşlerden birisinin ayrı yaşamada haklı olduğunu ispatlaması koşulu ile diğer eşten talep ettiği nafaka türüdür. Talep eden eşin birlikte yaşama iradesi göstermemesi, konutu terk etmesi, diğer eşle birlikte yaşamaması haklı sebebe (eşin şiddet uygulanması, aldatma, eşin uyuşturucu, kumar, alkol bağımlılığı) dayanmalıdır. Bu gibi durumlar mevcut ise kişi nafaka için dava açabilecektir.
Boşanma aşamasında istenen tedbir nafakası ise boşanma davası süresince çocuklar ve talep eden taraf lehine hükmedilen nafakadır. Bu nafaka bağlanırken kusura bakılmaz. Koşullar değişmediği takdirde boşanma davası kesinleşene kadar devam eder. Koşullar değiştiği takdirde ise ( nafaka ödeyen tarafın işsiz kalması, maaşının artması vs gibi durumlar ) hakim miktarı artırabilir veya azaltabilir.
YOKSULLUK NAFAKASI
Yoksulluk nafakası ise boşanma sonrası talep edilebilen nafaka türüdür. Fakat bu nafaka yukarıda bahsedilen tedbir nafakası gibi değil, şartlara bağlı olan nafaka türüdür. Talep edebilmenin ilk şartı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşmüş olmaktır. Burada yoksulluk ile kastedilen ise yüksek mahkeme yerleşmiş içtihatlarına göre; yeme, içme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, eğitim gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul olarak kabul edilmesi gerektiğini değerlendirmiştir.
Burada önemli olan ise talep eden tarafın, çalışıyor olması yoksul olmadığı anlamına gelmediğidir. Örneğin, aylık geliri yirmi bin lira olan bir kadın ile üç bin lira olan koca düşünelim. Burada boşanma ile sıkıntıya düşecek taraf pek tabi erkektir. Bu durumda mahkeme koca lehine nafaka ödenmesine hükmedecektir. Görüldüğü üzere yaşam şartları her olay için kendi özelliklerine göre değerlendirilip, tarafların sosyal ve mali durumları kişinin yoksulluğa düşüp düşmeyeceğini belirlenmektedir.
İkinci şartı ise talep eden tarafın diğer eşten daha az kusurlu olması halidir. Bu şartları sağlaması halinde taraf lehine yoksulluk nafakasına hükmedilir.
Yoksulluk nafakasına süresiz olarak hükmedilir. Ancak, toplumdaki genel kanının aksine, süresiz ile kastedilen hiçbir olaydan etkilenmeden devam etmesi anlamına gelmemektedir. Nafaka alacaklısının evlenmesi, taraflardan birinin ölümü durumunda kendiliğinden; yoksulluğun ortadan kalkması, nafaka alacaklısının evlenme olmadan fiilen evliymiş gibi yaşaması hallerinde ise de mahkeme kararıyla kaldırılabilir.
Bu nafakayı boşanma ile birlikte talep edilebildiği gibi, sonradan ayrı bir dava ile de boşanma davası kesinleştikten sonra 1 yıl içinde de talep edilebilecektir.