Mark Episkopos imzalı makalede, Rusya’nın Kırım’ı kazanmasından sonra Karadeniz bölgesinde güçlenmesinin olası bir çatışma durumunda NATO’ya hızlı ve inandırıcı zafer şansı bırakmadığı ifade edildi.
Rusya lideri Vladimir Putin’in geçen hafta Karadeniz’de İngiliz muhribi HMS Defender’ın Rus gemileri tarafından batırılsa dahi üçüncü dünya savaşının başlamayacağı şeklindeki açıklamasına atıfta bulunan yazar, Batı’nın böyle bir savaşta şüphesiz kaybedeceğinin farkında olduğunu savundu.
Episkopos, “Putin’in kanaatinde haklılık payı olabilir” ifadelerini kullandı.
‘RUSYA, KARADENİZ FİLOSU’NU BÜYÜTMEYE DEVAM EDİYOR”
Karadeniz’deki mevcut istikrarsızlığın merkezinde Kırım’ın statüsünün yer aldığına dikkat çeken yazar, bu bağlamda Kiev’in birkaç Batılı devletle birlikte Rusya’nın ulusal kara suları yakınında askeri tatbikatlar düzenleyerek Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savunmaya yönelik sembolik adımlar attığını, Kremlin’in ise bu provokasyonlara karşı giderek sertleşen karşılıklar verdiğini vurguladı.
ABD’li uzman, Kırım’ın topraklarına katılmasından sonra Rusya’nın Karadeniz Filosunu sürekli olarak büyütmeye devam ederek, özellikle modernize edilmiş üç füze firkateyninin ve 636 Varşavyanka projesi kapsamında üretilen birkaç dizel-elektrikli avcı denizaltısının filonun hizmetine girdiğini vurguladı.
NATO’nun bir başka baş ağrısının da ABD’nin uçak gemilerinin saldırı birimlerinin Rus topraklarına güç yansıtma yeteneğini sınırlayan hipersonik seyir füzesi Tsirkon olduğunu belirten yazar, aynı durumun X-47M2 Kinjal balistik füzeleri için de geçerli olduğunun altını çizdi.
‘TÜRKİYE, NATO’NUN GÜVENLİK HEDEFLERİNİ SEKTEYE UĞRATIYOR”
NATO güçlerinin ayrıca bölgede destek bekleyemeyeceklerine dikkat çeken yazar, “Diğer büyük Karadeniz gücü olan Türkiye, Moskova ile daha yakın askeri-ekonomik ilişkiler geliştirmek isterken ittifakın güvenlik hedeflerini sekteye uğratan bir NATO üyesidir” iddiasında bulundu.
Ukrayna, Romanya ve Gürcistan’ın ise ABD birliklerine liman erişimi ve deniz geçişi sağlayabileceği ve bunu yapabileceklerinin de neredeyse kesin olduğu belirtilen yazıda, ancak bunun ötesinde bu ülkelerin önemli askeri katkıda bulunmak için gerekli deniz yeteneklerinden yoksun oldukları vurgulandı.
Makalede, Rusya’nın Karadeniz’deki müttefik kuvvetlere karşı etkili kampanya yürütmek için tüm araçlara sahip olduğu, bununla birlikte olası çatışma senaryolarının hiçbirinde NATO’nun zaferine işaret edebilecek ipucu olmadığı sonucuna varıldı.