Yıllardır mağdur edildik ve ne yazık ki emeklerimizin karşılığını alamadık. Kimimiz hala askerde şafak sayar gibi emekli olacağı günü bekliyor, emekli olabilenlerimiz ise aslından çok daha büyük bir mağduriyetin içine düşüyor.
33 yıl çalış ve emekli olduktan sonra ayda sadece bin 500 TL’ye talim et.
Kızıyorlar ama mecburen “çift dikiş” yap!
Biz çift dikiş yapmayalım da ne yapalım!
Bu mağduriyeti bitirecek yürekli insanlar arıyoruz. Sesimizi duyacak, hakkımızı tanıyacak yöneticiler…
Bu memleketin insanlarını, bu memleketin işçisini, emekçisi kimseye muhtaç etmeden insanca yaşamasını sağlayabilecek koşulları oluşturacak siyasetçiler arıyoruz…
Yıllarca bu memleket için akıttığımız ve bundan sonra da severek akıtacağımız alın terimizin karşılığını verecek birkaç iyi adam aradığımız…
EYT’liler kavgasız gürültüsüz, tam da yıllardır bizi yönetenlerin çok sevdiği o sözdeki gibi; “diklenmeden dik durarak” haklarını arıyor, tam 22 yıldır mağduriyetin son bulması için tüm dünyaya örnek bir mücadele veriyor.
Hepimizi gülümseten o sloganımızda olduğu gibi Edirne’den Kars’a memleketin dört bir yanında binlerce toplantı yapıldı.
İstanbul’da iki, Ankara’da bir büyük miting düzenlendi ki 1 milyon 800 bin kişinin katıldığı bir mitingi hangi siyasi parti yapabildi!
Tam 3 bin 310 araçla gittik Anıtkabir’e, tam 260 bin EYT’li çıktık Atamızın huzuruna, siyasileri şikayet etmeye…
Küçük büyük hiçbir buluşmamızda değil yasadışı, hoş olmayan tek bir olay bile yaşanmadı.
Emniyet görevlilerimiz tek bir tutanak dahi tutmadı, aksine bütün etkinliklerimiz emniyet müdürlerinin teşekkürleriyle son buldu.
EYT yakmadan yıkmadan, kırmadan dökmeden hak aranabildiğini cümle aleme gösterdi.
Şimdi bugün formül formül diye tutturup 1999 koşullarını akıllarına bile getirmeyenlere sormalı:
“Ölümü zaten gören sıtmadan korkar mı?”
Ve bir de EYT’lilere sorayım:
Türkiye’nin dört bir yanından, binlerce otobüsle yola çıkmaya, hakkımızı vermeyenleri Atamıza şikayet etmeye var mısınız?