Norm Haber

Psikolog ve sosyologlardan ‘kripto para’ uyarısı

Psikolog ve sosyologlara göre, pandemi döneminde yaşanan ekonomik kriz kripto paralara ilgiyi artırdı. Psikolog Prof. Dr. Acar Baltaş, "Zahmetsiz gözüken kazanç tuzaklar içeriyordur" dedi

Kripto para sektörü, pandemi döneminde gelir kaybına uğrayan büyük bir nüfusun ortaya çıkmasıyla birlikte binlerce insanın yeni umudu haline geldi. Salgın döneminde insanların sürekli evde olması ve interneti kullanarak gelirlerini artırmak istemeleri, ekonomik kriz, işsizlik gibi durumlar nedeniyle kripto para piyasasında Türkiye’nin payı hiç olmadığı kadar yükseldi. Tabii durum böyle olunca kazananlar daha fazla hırslandı, kaybedenler de zararlarını çıkarmak için çabaladıkça battı. Hukukçular, kripto paralarla ilgili herhangi bir özel düzenleme bulunmadığından Türk Ceza Kanunu’nun klasik suçları çerçevesinde işlem yapılmaya çalışıldığını belirtti. Psikolog ve sosyologlara göre, pandemi döneminde yaşanan ekonomik kriz kripto paralara ilgiyi artırdı.

Milliyet gazetesinden Cihat Askan’ın haberinde görüşlerine yer verilen psikolog Prof. Dr. Acar Baltaş, kripto paralara ve borsaya yatırım yapan vatandaşların üç temel sebebinin bulunduğunu belirterek, “Paraya çok ihtiyaç duymak, kolay para kazanılacağına inanmak ve açgözlülük” dedi.

Bu alanlara yatırım yapanların kişilik özellikleri açısından ihtiyatlılığı düşük, iyimser kişiler olduğunun araştırmalarla saptandığını belirten Prof. Baltaş, “Yeri geldikçe ‘Zahmetsiz gözüken’ kazancın çok kere tuzaklar içerdiğini, yaşanmış olaylardan hareketle karşılıklı sohbet şeklinde paylaşmak uygundur. İnsanların çok paraya ihtiyacı duymasının haklı veya haklı olmayan sebepleri olabilir. Bugün Türkiye’de genç işsizliği, insanların bütçelerini yetiştirememesi, yakın gelecekle ilgili umut görememeleri birtakım insanların bunu istismar etmesine sebep oluyor. İntiharları, kripto paraya bağlamak çok mümkün değil. Kripto paradan intihar eden kişi yolun sonuna gelmiş, bu olay bardağı taşıran son damla olur” dedi.

 

 

“HATA YAPABİLİYORLAR”

Psikolog Alanur Özalp ise kazanan ve kaybedenlerin durumunu şöyle özetledi: “Kripto para piyasalarında kazanan kişiler, kendilerini daha zeki, daha akıllı, ‘Bak neler yapıyorum’ diye gururlanarak başka boyutta görebilirler. Tabi kazandıkça büyük oynama, daha fazla oynamak istiyorlar. Daha hızlı hareket ederken de hata yapabiliyorlar. O hataların sonu da kötü sonuçlanabiliyor. Kaybetme boyutunda baktığımız zaman genellikle hemen zengin olmak isteyen, çalışmadan köşeyi dönmek isteyenler karşımıza çıkıyor. Özellikle gençler bu konuda gerçekten etkili. Bir an evvel bir şekilde her şey olsun istiyorlar. Ayrıca ekonomik krizin olduğu her ülkede bu tip şans oyunları hep ön plana çıkıyor. Batışlarla hırçınlık, öfke, öfkenin direkt kendine dönmesi de intiharlara sebep oluyor.”

 

“EKONOMİK ARAYIŞIN ETKİSİ”

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Tuğba Aydın Öztürk, pandemi sürecinde kripto para piyasasına güvenin arttığını belirterek, ” Pandeminin olumsuz etkisinin en fazla kendini gösterdiği alanların başında ekonomi geliyor. Pandemi sürecinde kripto para piyasasına daha fazla güvenilmiş ve işlemler artmıştır. Bu ilginin en önemli sebeplerinden birisi de dijital uyum. Yani pandemiyle birlikte çok kısa bir süre içinde uzaktan çalışma ya da online iş modellerine geçiş yaptık. Türkiye’de kripto para uygulamalarına yoğun ilgi gösterilmesi tüketici alışkanlıkları ve ekonomik arayış gibi faktörler ile açıklanabilir. Pandemiyle beraber iş kaybına uğrayan ve ekonomik darlığa giren binlerce aile var. Son günlerde Bitcoin’de battığı için hayatına son veren kişilerin haberlerine tanıklık ediyoruz. Tüm malvarlığının tek bir kaynağa yönlendirilmesi neticesinde yaşanan büyük ekonomik kayıplar ve buna bağlı olarak gelişen intihar vakaları toplumun verdiği psikolojik ve sosyolojik reaksiyonlardır” dedi.

DOLANDIRICILIK VE ÖRGÜT

Kripto para dolandırıcılığı ile ilgili savcılığa çok sayıda suç duyurusunda bulunulurken, şikayete konu edilen suçlar ise şöyle sıralandı: Nitelikli dolandırıcılık, Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, Bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık.

TCK’DAKİ KLASİK SUÇLAR

Bilişim Hukukçusu Avukat Gökhan Ahi, “Kripto paralar nedeniyle mağdur olan kişiler için getirilmiş herhangi bir özel düzenleme bulunmadığından Türk Ceza Kanunu’un klasik suçları çerçevesinde işlem yapılmaya çalışılıyor. Kripto para borsalarının ortadan kaybolmasıyla ilgili güveni kötüye kullanma suçu oluşabilir veya duruma göre verileri erişilmez kılma suçu akla gelebilir.”

 

“YASA YOK, İKİNCİL DÜZENLEME VAR”

Kripto paraların yaygınlaşmasıyla birlikte yasal düzenlemeler olmasa da, birtakım ikincil düzenlemeler yapıldığını belirten Bilişim Hukukçusu Avukat Gökhan Ahi, şöyle konuştu: “Merkez Bankası tarafından yayımlanan ve yürürlüğe giren yönetmelik, ödemelerde, ödeme hizmetlerinin sunulmasında ve elektronik para ihracında kripto varlıkların kullanılamayacağını düzenlemektedir. Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı (MASAK) ise, kripto varlık hizmet sağlayıcılar ile ilgili yükümlülükler ve cezai yaptırımlar getiren bir rehber yayınladı. Rehberde kripto varlık hizmet sağlayıcılarını tıpkı bankalar, sigorta şirketleri ve varlık yönetim şirketleri gibi suç gelirlerinin aklanması ve terörün finansmanının önlenmesine dair tedbirlere ilişkin kanunda “yükümlü”ler arasına dahil etti. Rehbere göre, müşterinin tanınmasına (Know Your Customer) ilişkin esaslar mevcut.”

MİRAS BIRAKILABİLİR Mİ?

Thodex mağdurlarının avukatlarından Sinan Keskin, kripto para borsalarındaki varlıkların miras bırakılıp bırakılmayacağına ilişkin, “Burada aslında akademik bir tartışma konusu var. Kripto paralardaki miras hadisesinde varlık olmayan birşey, nasıl miras bırakabilir. Örneğin, bir kişi öldüğünde mirasçısı elinde veraset ilamıyla kripto paraları aldığı aracı borsa firmasına ‘Ben bu kişinin mirasçısıyım, kriptolarını hesabıma atılmasını istiyorum’ derse, borsa vermeyebilir. Bu konuda hiçbirşey yapamazsınız, çünkü kripto paralar şu an bir varlık değil, SPK’ya
kote değil. Bu anlamda bir bağlayıcılığı yok. Burada firma yasal mirasçıya memnuniyet ve kurumun güvenilirliği adına kabul edebilir. Tamamen kurumun inisiyatifine bağlı” değerlendirmesinde bulundu.