Ağız ve diş sağlığı, genel sağlıkla doğrudan ilişkilidir. Diş eti hastalıkları ve ağız içindeki enfeksiyonlar, kalp hastalıkları, diyabet ve doğum komplikasyonları gibi ciddi sağlık sorunlarıyla bağlantılı olabilir. Bu nedenle, ağız sağlığının genel sağlık üzerindeki etkisi büyük önem taşır.
Türkiye’de bilimsel diş hekimliği eğitiminin 22 Kasım 1908 tarihinde başlaması sebebiyle 1996 yılından itibaren her yıl 22 Kasım gününün “Türk Diş Hekimleri Günü” ve bugünü içine alan haftanın da “Toplum Ağız ve Diş Sağlığı Haftası” olarak kutlandığını dile getiren Ağız ve Diş Sağlığı Bölümü’nden Uzm. Dt. Elif Banu Özkan, konuya dair bilgilendirmelerde bulundu.
BİRÇOK HASTALIĞIN GELİŞMESİNDE ROL OYNUYOR
Diş ve diş eti hastalıklarının tüm yaş gruplarının yaşam kalitesinde önemli kayıplara yol açtığına dikkat çeken Uzm. Dt. Elif Banu Özkan, “Diş ve diş eti hastalıkları; şeker hastalığı, kalp-damar hastalıkları, büyüme-gelişme geriliği, erken doğum gibi birçok sağlık sorununun gelişmesinde rol oynar” dedi.
ŞEKER HASTALIĞI, KALP-DAMAR HASTALIKLARINI TETİKLEYEBİLİR
Tüm yaş gruplarının hayat kalitesinde önemli kayıplara yol açan diş ve diş eti hastalıklarının; şeker hastalığı, kalp-damar hastalıkları, büyüme-gelişme geriliği, erken doğum gibi birçok sağlık sorununun gelişmesinde rol oynadığını gösteren kanıtların sayısı her geçen gün arttığını dile getiren Uzm. Dt. Özkan, “Oysa toplumun en sık görülen sağlık problemi olmaya devam eden diş ve diş eti hastalıkları; önlenebilir, kontrol edilebilir ve tedavi edilebilir hastalıklar grubunda yer almaktadır. Ağız diş sağlığı problemlerinin açığa çıkmadan önce koruyucu önlemlerle engellenmeleri, hastalıklar açığa çıktığında ise hızlıca tedavi edilmelidir. En basit ve en etkili koruyucu yöntemlerin başında ağız hijyenini sağlamaktır. Ağız hijyeni; diş fırçalama, dil fırçalama ve ara yüz fırçası veya diş ipleriyle diş arası temizliğinin yapılmasıdır. Dişlerimizi günde 2 defa, en az 2 dakika süreyle fırçalamalıyız. Bu fırçalama her dişin yüzeyine 5-6 darbe gelecek şekilde yapılmalıdır. Ağız ve diş sağlığı için ağız hijyenini sağlamak kadar, tüketilen gıdaların doğru seçilmesi de önemlidir. Özellikle karbonhidrat ve şeker içeren gıdalardan, asitli içeceklerden uzak durmak gereklidir. Bu tarz gıdalar bakteri oluşumunu artırarak diş yüzeyinde gıda tutulumu yapar. Süt ve peynir ürünlerinin düzenli tüketilmesi, tükürük içinde bakteri oluşumunu azaltarak dişlerin çürümesi riskini azaltır. Bu ürünlerin vücudumuz için gerekli olan kalsiyum ihtiyacını karşılamanın yanı sıra, diş çürüklerini önleyici etkisi de vardır. Özellikle yeni başlayan diş çürüklerinin remineralizasyonunu sağlarlar. Tükürük akışını uyararak dişlerin arasındaki gıda artıklarının uzaklaştırılmasını kolaylaştırır” dedi.
“PLANLI GEBELİKLERDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKİYOR”
Ağız ve diş sağlığının vücut sağlığının önemli bir parçasını oluşturduğunu, dolayısıyla her dönemde önemli olduğunun altını çizen Uzm. Dt. Özkan, “Özellikle planlı gebeliklerde ağız sağlığının kontrolü mutlaka yapılmalı ve gebelik süresince oluşabilecek, müdahale gerektirebilecek can sıkıcı durumların önüne geçilmelidir. Gebelik öncesi ağız ve diş problemlerinin tedavi edilmemesi, erken doğum veya düşük doğum ağırlıklı bebek sahibi olma riskini artırır. Gebeliğin ilk aylarında kusmalar sonucu oluşacak asit atakları, anne adayının ağzında var olan çürükleri tetikleyebilir ve yenilerinin oluşumuna sebebiyet verebilir” ifadelerini kullandı.