İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu‘nun İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı iki ayrı soruşturma kapsamında gözaltına alınmasına yönelik protestolar sürüyor. Protestoların merkezi konumundaki Saraçhane‘de bugün yine binlerce kişi buluştu.
Saraçhane Demokrasi Buluşması https://t.co/wEY385iPqv
— İstanbul Büyükşehir Belediyesi (@istanbulbld) March 21, 2025
Saraçhane ile eşzamanlı olarak CHP’li belediyelerin olduğu 13 büyükşehir ve 21 şehir ile diğer kentlerde de mitingler düzenleniyor.
Saraçhane’de konuşan Özgür Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“İstanbul’un cesur evlatları, Ekrem İmamoğlu’nun can yoldaşları, bu ceberrut iktidarın korkulu rüyaları. Hepiniz hoş geldiniz. Saraçhane’ye miting yapmaya değil, eylem yapmaya, sonuç almaya geliyoruz. Bu CHP’nin mitingi değildir. Gençlerimizin aralarında olduğu tüm kurumları yürekten selamlıyorum. Bundan yıllar önce hep birlikte Gezi Parkı’nda ağaçları kesip Topçu Kışlası yapacağım deyip, AKM’yi yıkıp yerine AVM yaptırmak istediğinde o gün Gezi’de Taksim’de olmamız gerekiyordu, oradaydık. O gün bugün Taksim’i işçilere gençlere yasaklıyor. And olsun ki Taksim’i geri alacağız. Bugün Saraçhane boşuna seçilmiş bir eylem alanı değildir.
Ekrem başkan 2019’da emaneti aldı, 19 gün mazbatasını vermediler, hep beraber direndik, aldık. Sonra Erdoğan’ın direktifiyle YSK verilmiş mazbatayı iptal etti, seçimleri yeniledi. AK Parti, MHP o gün ‘İmamoğlu’na Osmanlı tokadı atacağız’ dediler. Onlarca bakanlarıyla, bürokratlarıyla İstanbul’a geldiler. O gün hep birlikte 806 bin oy farkla İmamoğlu’na İstanbul’un sembolü Saraçhane İBB binası emanet edildi. 5 yıl sonra karşısına yeni bir bakan çıkardılar, İstanbullular o bakana git işine bak dedi. Bu kez 1 milyon oy farkla İmamoğlu belediye başkanı seçildi. Ben futbolcuyum diyen Tayyip Bey’e şunu söyleyelim. İmamoğlu Tayyip Bey’i dört maçta da yendi, kümeye gönderdi. Tayyip Bey ilk golü Beylikdüzü’nde yemişti, İmamoğlu burada üzerine hat-trick yaptı.
Bu kez bu binayı oyla alamayacağını, Ekrem başkanın bileğini mertçe bükemeyeceğini bildiği için yargı sopasıyla bu binaya girmeye çalışmaktadır. Bu binaya kayyum atamak, bu binada işe girmiş 40 bine yakın liyakatlı, her siyasi görüşten, pırıl pırıl, her mezhepten ama hak eden, başarılı gençleri burada işe aldı. Şimdi bu binaya kayyum atayıp, gençleri atıp yandaşlarını yerleştirmek istiyor. Bunun için 19 Mart darbe girişiminden itibaren buradayız, Saraçhane’deyiz, nöbetteyiz, eylemdeyiz, direnişteyiz, burayı Erdoğan’ın kayyumuna vermeyeceğiz. Yarın gelişmelere göre Çağlayan’sa Çağlayan, Saraçhane’yse Saraçhane, Vatan’sa Vatan, Taksim’se Taksim’de olacağız. Tayyip Erdoğan’ın baskı, istibdat rejimi sallanmaktadır, çökmek üzeredir.
Tayyip Bey dün televizyonu izlerken kumandayı kırmışsın. Yarın bir kalabalık toplanır, bir eylem olursa o valiyi, emniyet müdürünü görevden alırım demişsin. Bugün hiçbir ilde olmayacak dedin. Tayyip Bey, bak bugün burada 210 bin kişiyiz. İstanbul valisini emniyet müdürünü görevden almazsan hatırım kalır. Kendin gelsen vali olsan yine toplanacağız, yine toplanacağız. Ekrem başkana el uzatmaya kalkarsan, İstanbul’un iradesine uzanan eli bizzat İstanbul’un iradesi kıracaktır. Buradan İstanbul emniyet müdürüne bir kez daha sesleniyorum; biber gazıyla, emniyet araçlarıyla tahrik edersen, burada olacak her şeyden sen sorumlu olursun. Kalabalık Aksaray’a dayandı, arkadaşlar beni düzeltiyor. 300 bin kişi buradayız. 81 ilde eylem yapanları selamlıyorum. Türkiye yıkılıyor bu akşam, biz kazanıyoruz, cesaret kazanıyor.
Öğlen saatlerinde telefon geldi, dediler ki Ekrem başkanın ifadesi başlayacak. Emniyette ifade başladı. Tam 6 saat boyunca onlar sordu, Ekrem başkan cevapladı. Soranlar yoruldu, o yorulmadı. Soranlar utandı, o utanacak hiçbir cevap vermedi. Ne bir haram lokma yedi, ne birisi gibi cana kıydı. Elinde ne kan ne paranın kiri var. Yiğidim aslanım, orada Vatan’da yatıyor bu akşam. Yiğidimizi almaya yarın Çağlayan’a gidiyor muyuz? O size güvendi, sizden aldığı güçle saray rejimiyle savaştı.
Bir kez daha uyarıyorum. Bu meydana gelen gençleri kadınları lekelemeye çalışanlara, marjinal diyenlere sesleniyorum. Bu meydanda birbirini sevmeyen, ülkesini sevmeyen yok. Bu meydanda kadın düşmanı yok. Bu meydanda farklı düşünene, giyinene karışan yok. Bu meydan bir bütün olarak insanı, doğayı, hayvanı, hayatı, birbirini seviyor. Marjinal olan sensin. Bu meydandaki gençlerin karşısına polisi dikiyor. Polisin bu vatanın, bir emeklinin, öğretmenin, çiftçinin evladı. Polis atanamayan bir öğretmen, kadro vermediğin biri. Polis holding sahibinin evladı değil, polis para babalarının çocuğu değil. Sen bu vatan evlatlarını birbirine kırdıramazsın. Protesto anayasal bir haktır. Protestoyu, eylemi kriminalize edenler diktatörlerdir. Demokratlar bundan korkmaz. Erdoğan sen bu meydandan korkuyorsan sen de bir diktatörsün.
Erdoğan hala yeniden aday olmak, yeniden seçilmek, seçilebilmek için rakiplerini hukuksuz yollarla saf dışı bırakmak istiyor. Bunca yılın ardından soruyorum; millet daha mı zengin, daha mı huzurlu, gençler gelecekten daha mı umutlu? O zaman bu iktidarı başımızda niye tutalım. Biz bu iktidarı yeneceğiz, devireceğiz, göndereceğiz. Başka çaresi yok.
Bugün hep birlikte İstanbul’u kimlerle kazandıysak burada. İstanbul ittifakı burada. Bugün Kürtlerin Nevruz’unu kutluyorum, Türklerin Nevruz’unu kutluyorum. Bugün utanmadan İstanbul Barosu’na kayyum atadılar. İstanbul Barosu’nu yeniden alacağız.
Bugün bir darbe girişimi daha oldu. CHP’ye kayyum atamak için türlü kumpaslar kurarlarken, Atatürk’ün partisini bu rejimin kirli ellerine teslim etmemek için, pazar günü ön seçimi iptal etmesin diye tüzüğün verdiği yetkiyi kullanarak 15 gün sonrasına kurultay kararı aldım. Bu aldığımız kararla bu akşam kayyum atayıp ön seçimi iptal etmek isteyen sarayın aparatları avuçlarını yaladı.
Demokrasiye sahip çıkmak için İzmir’de muazzam bir kalabalık toplandı. İzmir’i de hazmedememişler, polis müdahalesi var. Buradan İzmir’i selamlıyoruz. Erdoğan’a sesleniyoruz; İzmir’den ellerini çek. Yarın icap ederse Çağlayan’da, icap ederse Vatan’da, icap ederse Saraçhane’de, kafamızı bozarlarsa Taksim’de olacağız. İmamoğlu bugün avukatı aracılığıyla bana bir not göndermiş. Burada Saraçhane”ye, tüm Türkiye iletmemi istemiş. Demiş ki, ‘Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım. Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.’ Bu Erdoğan, Bertolt Brecht’in şiirini terör örgütünün şarkısı sandı, bu şiire saldırdı. Ne diyordu Brecht; kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz.”