Norm Haber

Şehitoğlu: Köy okulları yeniden açılması

Nilüfer Belediyesi CHP Meclis Üyesi Mesut Şehitoğlu,  Bursa’da göçün önüne geçecek adımların derhal atılması gerektiğine vurgu yaparak, “Büyükorhan, Harmancık, Keles ve Orhaneli başta olmak üzere kırsal ilçelerimizde köy okulları kademeli olarak yeniden açılmalı. En temel hizmet olan sağlık hizmetinden vatandaşlarımızın faydalanabilmesi için sağlık ocakları kurulmalıdır. İlçelerimiz bölgesel yatırım teşvik sistemi kapsamına alınmalı. Üretimi ve kalkınmayı artırmak adına kırsalda yaşayan vatandaşlarımızın sosyal güvenceleri devletimiz tarafından karşılanmalıdır." dedi.

Nilüfer Belediyesi CHP Meclis Üyesi Mesut Şehitoğlu, Bursa’nın en büyük sivil toplum kuruluşlarından Dağ-Der’e ziyaret gerçekleştirdi. Yıllardır gerçekleştirdiği çalışmalarla Bursa’nın tüm mahallelerinin demografik ve coğrafi yapısını çok iyi bildiğini ifade eden Şehitoğlu; kırsalda ekonomiyi canlandıracak ve kırsaldan kentlere göçü durduracak önerilerde bulundu.

ŞEHİTOĞLU: KÖY OKULLARI VE SAĞLIK OCAKLARI YENİDEN AÇILMALI

Nilüfer Belediyesi CHP Meclis Üyesi Mesut Şehitoğlu; Büyükorhan, Harmancık, Keles ve Orhaneli ilçelerinin bölgesel yatırım teşvik sistemi kapsamına alınması gerektiğinin altını çizdiği konuşmasında, “Kırsaldan kentlere göç sorunumuz devam ediyor. Göçün önüne geçecek bir takım düzenlemeleri hayata geçirmemiz gerekiyor. En temel konular; eğitim, sağlık ve istihdam. Sağlık alanında köy sağlık ocaklarının açılması şart. Kırsalda yaşayan vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine erişimini kolaylaştırmalıyız. Eğitim alanında köy okullarının yeniden açılmasından daha doğal bir şey olamaz. Tabi şuan köylerde yaşayan genç nüfus neredeyse kalmadığı için bunun kademeli olarak planlanması gerekiyor. Kırsalda sonradan istihdam çok sınırlı oluyor. Köyün havasını soluyan, o topraklarda eğitimini tamamlayan biri, genç yaşlara geldiğinde ancak kırsal kalkınmaya destek verecek, üretime katkı sağlayacak bir pozisyonda olabilir. Ancak göçün ana sebeplerinden biri olan eğitim konusunda bir velinin okul çağına gelen bir çocuğu için şehir merkezine eğitim sebebiyle göç etmesinin ardından, o gencimizi yeniden kırsala getirme şansımız kalmıyor. Bu anlamda ilk önce göç ve eğitim meselesini çözmemiz gerekiyor. Kırsal nüfusumuz yaşlanıyor, asgari düzeyde en az Türkiye’nin gelecek 20 yılını planlayarak  yeni kırsal kalkınma planlarını devreye almalıyız. Üretimi ve kalkınmayı artırmak adına kırsalda yaşayan vatandaşlarımızın sosyal güvenceleri devletimiz tarafından karşılanmalıdır.” ifadelerini kullandı.

“KIRSALDA VE ŞEHİR MERKEZİNDE YAŞAYAN VATANDAŞLARIMIZ AYNI VERGİYİ ÖDEMEMELİ”

Kırsalda yaşamayı şehir merkezinden yaşamaktan daha cazip hale getirecek yasal teşvik ve düzenlemelerin kırsal kalkınmada büyük rol oynayacağının altını çizen Şehitoğlu, “Büyükorhan, Harmancık, Keles ve Orhaneli ilçelerimiz başta olmak üzere bu ilçelerimiz özellikle tarım ve hayvancılık kentiydi. Bu ilçelerimizi bitirdiler. Burada yerel yönetimlerden çok devletimizin kapsamlı önlemler almaları gerekiyor. Hayvancılık yapan kardeşimiz neredeyse dağ yöresinde kalmadı. Yem maliyetleri ve maliyet artışları vesaire… Bir ülkede hayvancılık nasıl biter? Tarım konusunda ise durum ortada. Kırsalda tarım ve hayvancılık olmayınca bu vatandaşlarımız nasıl hayatlarını devam ettirebilir? Kırsal kalkınma böyle olmaz. Kırsalda yaşayan vatandaşlarımız şehir merkezlerinde yaşayan vatandaşlarımızla aynı vergiyi öderken, eşit imkânlarla hayatta kalma mücadelesi verirken göçü durdurmak maalesef imkânsız. Sulama göletlerini kırsalda yeniden hayata geçirecek, hayvancılıkta yeni teşvikleri uygulayacak, dağ yöresine özgü aromatik bitkilerin satış pazarını oluşturacak düzenlemeler şart. Yapılacak çok şey var…” ifadelerini kullandı.

“BURSA’NIN RUHU OLMASI GEREKİYOR”

Bursa’nın göç alan bir şehir olduğunu ifade eden Dağder Genel Başkanı Yaşar Türk, “Bizim bölgemiz ciddi anlamda ihmal ediliyor. Bursa göç alan bir şehir. Bursa’nın demografik ve sosyal yapısı farklı. Her ne kadar tarihi ve kültürel bir misyonu olsa da Bursa bize göre bir Avrupa şehri değil Osmanlı şehri. Çünkü bir kuruluş gayesi var. Bursalı olmanın bir ruhu olması lazım. Yaşanacak süreçte kendi değerlerine sahip çıkamayan şehirlerin, milletlerin büyük atılımlar yapması ve dünya kamuoyuna kendini ifade etme şansının olmadığını düşünüyorum. Bizlerde bu anlamda Dağ- Der olarak Bursa’nın yerel ve kültürel değerlerini koruyacak, Bursalı olmanın ruhunu yaşatacak ve bölgemize değer katacak çalışmalarla Bursa ve Türkiye’nin geleceği için elimizden gelen gayreti göstermeye çalışıyoruz.” dedi.