Norm Haber

Şentop ve Erbaş, Bursa’da iftar programına katıldı

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Balkanlarla ilgili, "İnsanların kökenini, kimliğini kelime bazında da olsa yok etmek isteyen anlayışlar var Avrupa'da. Bu sebeple Balkanlardan bahsederken Güneydoğu Avrupa tabirini kullanmaya dikkat ediyorlar." dedi.

Şentop, Türkiye Diyanet Vakfınca (TDV), Bursa’da Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde (AKKM) düzenlenen TDV Bağışçıları ve Balkan STK’ları İftar Programı’nda yaptığı konuşmada, ramazan ayının faziletinden söz etti.

Türkiye Diyanet Vakfının Türkiye’de birçok faaliyeti olduğunu belirten Şentop, Türkiye sınırları dışında ihtiyaç olan her coğrafyada, özellikle Müslümanların yaşadığı coğrafyalarda da vakfın çalışmaları olduğunu aktardı.

Şentop, yapılan çalışmalardan en önemlilerinin Balkanlarda, Rumeli’de yapılan çalışmalar olduğuna dikkati çekerek, “Balkanlar, Rumeli Osmanlı Devleti’nin bir üretim merkeziydi. Tabii bu anavatan toprakları çok büyük bir coğrafyadan göç alan topraklar. Ben şu andaki vatan topraklarımızın çok büyük bir kumaşın biraz toparlanarak, büzüşerek daralması suretiyle elimizde kalan bir kısım olduğunu düşünüyorum.” diye konuştu.

Şentop, Kafkasya’dan, Kırım’dan, Suriye’den, Irak’tan ve Kuzey Afrika’dan her yerden göçler olduğuna değinerek, şunları söyledi:

“Aynı şekilde Rumeli’den de göçler olmuş. O da 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ama daha sonra 1990’lara kadar Bulgaristan’dan devam eden göçlerle yaklaşık 100 yıldan fazla bir zaman göç alan bir merkeziz. Balkanlar’dan göçü ben diğerlerinden daha farklı görüyorum. Sebebi de şu, sadece insan göçü, sadece nüfus göçü olmamıştır Balkanlar’dan. Balkanlar’dan buraya aynı zamanda devlet göç etmiştir. Devletin merkezi göç etmiştir. Sultan Abdülhamit döneminin sonlarından itibaren başlayan imparatorluğu doğuya taşıma düşüncesi, fikri aslında Balkanlar’dan başlamış ve bir anlamda yönetim kültürümüzü ve devleti de doğuya taşımıştır. Dolayısıyla Balkanlar’dan göçün acı hatıraları var. Çok büyük bir nüfustan bahsediyoruz. Nüfusun 5 milyona yakın kısmı zaman içerisinde buraya göçmüş, göç yollarında, savaşlarda vefat etmiş kalmış insanlar. Bu acı hatıralarla buraya gelen insanlar yine milli mücadelede büyük gayretler göstermişler.”

Şentop, Milli Mücadele’nin komutanları, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere komuta kademesinin yüzde 70’den fazlasının doğum yerlerinin Rumeli olduğuna işaret ederek, “Ayrıca Milli Mücadele’den sonra harap hale gelmiş bu vatan topraklarının inşasında yine Balkanlar’dan gelen insanlarımızın katkılarının çok büyük olduğunu ifade etmek isterim. Tabii göç yapılmış, tamamlanmış ama oralarla olan bağımız, köklerimizle, tarihimizle olan topraklarımızda olan bağımız kesilmedi, kopmadı. Bu yüzyıl içerisinde zaman zaman inkıtaya uğramış gözükse de o yapay sınırlar ortadan kalktıktan sonra gönül coğrafyası dediğimiz o topraklarla bağlarımız kültürel anlamda yeniden canlandı.” dedi.

“5 BİNİN ÜZERİNDE ORTAK KELİME KULLANIYORUZ” 

Oralarda yaşayan insanlarla farklı dinden de olsa, ortak kültürün yüzyıllar boyunca paylaşıldığını dile getiren Şentop, şöyle devam etti:

“Bir Arnavut akademisyen, profesör, dil çalışmalarında 8 binin üzerinde ortak kelime bulduğunu söylemişti. Daha sonra bu çalışmaları tahlil edince 12 binin üzerine çıktığını söylemişti, bu sayıları arttıranlar da azaltanlar da var ama asgari 5 binin üzerinde kelimemiz Arnavutlarla, Sırplarla, Boşnaklarla, Balkan coğrafyasında yaşayan bütün halklarla ortak. 5 binin üzerinde ortak kelimeyi kullanıyoruz. Tabii bu bağlar çok güçlü bağlar. Hatta bu Balkan ismi, yani bu coğrafyaya verilen isim köken olarak Türkçe kökenlidir. Balkan, sıradağlar, karmaşık bir coğrafyayı ifade eden bir kelime. Siyaset biliminde de uluslararası ilişkilerde de kullanılan Balkanizasyon diye kullanılan bir kavram, Balkanlaştırma olarak kullanılan, köken olarak Türkçe. İnsanların kökenini, kimliğini kelime bazında da olsa yok etmek isteyen anlayışlar var Avrupa’da. Bu sebeple Balkanlar’dan bahsederken Güneydoğu Avrupa tabirini kullanmaya dikkat ediyorlar. Fakat bu mümkün değil tabii. Bir Bulgar tarihçi akademisyen Maria Todorova’nın bir sözü var, ‘Balkanlar’da Osmanlı’nın izlerini aramak beyhude bir gayrettir. Balkanların bizatihi kendisi Osmanlı’nın mirasıdır.’ diyor.”

Şentop, yüzyıllar içerisinde oluşmuş gönüllü birlikteliğin izlerini kimsenin ortadan kaldırabilmesinin mümkün olmadığını vurguladı.

Balkanların ekonomik durumunu da değinen Şentop, “Tabii bu coğrafyada uzun yıllar devam eden, bilhassa sosyalist rejimlerden sonra ortaya çıkan manevi ve ekonomik anlamda bir açlık var. Bu sebeple ben o coğrafyaya her gittiğimde kökeni Rumeli olan, Balkanlar olan insanlarımızın buraya mutlaka yatırım yapması gerektiğine dair bir kanaatle dönüyorum. Yakınlarımıza ve arkadaşlarımıza da söylüyoruz. Ekonomik açıdan baktığınız zaman şüphesiz bir kıymeti var oralara yapılan yatırımların. Ekonomik olarak getirisi çok güçlü ama sadece bu gözle o coğrafyaya bakmıyoruz biz. O coğrafyaya yatırım yapmak, oralara istihdam sağlamak, oralarda yaşayan insanların refahını arttırmak, aynı zamanda bizim için bir vefa borcu.” dedi.

Yatırımların sadece maddi anlamda değil manevi anlamda da olması gerektiğinin altını çizen Şentop, şunları kaydetti:

“Bunu birçok kardeşimizin yaptığını Balkanlar’da bilhassa Bursalı kardeşlerimizin, başta Büyükşehir Belediyemiz olmak üzere çok eskilerden bu yana Bursalı kardeşlerimizin büyük hizmetleri olduğunu biliyoruz. Ancak Diyanet İşleri Başkanlığımızın ve Diyanet Vakfının öncülüğünde temsil kabiliyeti yüksek çok önemli sembolik eserler şu anda yapılıyor. Üsküp’te, Piriştine’de, Tiran’da yapılıyor. Yine Karadağ’da Akova şehrinde bir cami inşaatı olacak inşallah. Ama bilhassa Tiran, Priştine ve Üsküp’deki camiler çok önemli. Bu bakımdan Diyanet Vakfımızın öncülüğünde bu sembolik eserlere, bu eserlerin inşasına destek vermek çok önemli. Bu sebeple ben, burada bulunanlara hitaben söylüyorum ama burada bulunmayanlara da inşallah Diyanet Vakfımızın Bursa’daki temsilcileri aracılığıyla ulaşarak bunların önemini, kıymetini geleceğe yönelik olarak anlatmak gerekiyor.”

DİYANET İŞLERİ BAŞKANI ALİ ERBAŞ

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da konuşmasında, Türkiye Diyanet Vakfının faaliyetlerini aktardı.

Vakıf tarafından yardım çalışmalarının gayretle sürdürüldüğünü anlatan Erbaş, “Ramazan yardımlarımız devam etmekte, şu an için 83 ülkede 273 bölgede, toplamda 100 milyona yakın bir yardımı Türkiye Diyanet Vakfı bu ramazan itibarıyla hayır hasenata ihtiyacı olan fakir fukara, garip gureba insanlara ulaştırmanın gayreti içindedir. 153 bin gıda paketi, 114 bin iftarlık kumanya ve başta yetimlerimiz olmak üzere 13 bin bayramlık kıyafet dağıtmaktadır bu ramazan ayında. Yurt içinde ise 72 bin 150 alışveriş yardım kartı ve 8 bin 800 yavrumuza bayramlık kıyafet hediye ederek bayramı huzurlu bir şekilde geçirmelerini hedefliyoruz bu ramazan ayında.” diye konuştu.

Erbaş, ilk etapta yurt dışında 894 bin, yurt içinde 332 bine yakın kişi olmak üzere devam eden yardım ve bağışlarla birlikte ramazan ayı sonunda 10 milyon civarında ihtiyaç sahibine, yine Türkiye Diyanet Vakfı aracılığıyla ulaşmaya gayret edeceklerini bildirdi. Ali Erbaş, şunları söyledi:

“2021 kurban çalışmalarında yurt içinde ve yurt dışında 585 bin hisse kurbanı ihtiyaç sahiplerine ulaştırmış olmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. Biz hem ülkemiz içinde hem ülkemiz dışında vakfımız aracılığıyla yapmış olduğumuz faaliyetlerde sadece bir kurban eti değil, sadece bir ramazan paketi değil, öğrenci bursu değil, milletimizin cömertliğini götürüyoruz, bayrağımızı tanıtıyoruz. 779 su kuyusunu yine bir damla suya muhtaç olan insanlara ulaştırmaya çalışıyoruz pek çok ülkede. İnşaat ve teknik hizmetlerimiz dünyanın dört bir yanında. Ayrıca İslam medeniyetinin kalbi, minberleri ile ilim hikmet ve marifetin mekanı, kültürleri ile hak ve hakikatin sesi olan camiler inşa ediyoruz.”

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, yurt dışında yapımı devam eden camilerle ilgili şu bilgileri paylaştı:

“Milletimiz için gurur tablosu olan camilerin bir kısmı yapılmış, bir kısmının inşaatı devam ediyor. Bu camilerimizden bir kısmının inşaatı devam etmektedir. İnşaatı devam eden camilerimizden en önemlileri Balkanlar’da Arnavutluk Tiran’daki camimiz, yüzde 85-90 nispetinde bitti. Ramazan sonuna kadar bitirmenin gayreti içindeyiz. Sizlerin destekleriyle oluyor tabii ki bu. Üsküp Camimizin yüzde 20’si bitmiş. Henüz daha yüzde 80’lik bir kısmı var. Kosova Camimizin temelini kazdık, fore kazıklarını çaktık, belki de Balkanların en büyük camisi olacak Priştine’de. Priştine’de 7 bin kişiyi içerisine alacak, avlusuyla birlikte 10 bin kişi namaz kılacak. Diyeceksiniz ki bu kadar büyük camiye ihtiyaç var mı, elhamdülillah iftiharla söylüyorum ki Kosova Diyanet İşleri Başkanımızın ifadesiyle ’60 bin kişi cuma günleri dışarda namaz kılıyor.’ dediler. Yani bu cami yapıldığı zaman bile 50 bin kişi hala dışarlarda namaz kılacak diyorlar. O kadar çok ihtiyaç var ki.”

Erbaş, yapımı süren camiler için hayırseverlerden de destek istedi.

İftar programına Bursa Valisi Yakup Canbolat, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, bazı milletvekilleri, ilçe belediye başkanları ve bazı iş insanları da katıldı.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, iftar programının ardından Bursa’daki tarihi Ulu Cami’de vatandaşlara teravih namazını kıldırdı. Teravihe TBMM Başkanı Mustafa Şentop da katıldı.