Türkiye’de 660 bin civarında Alzheimer hastası bireyin bulunduğunun tahmin ediliyor. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşlı nüfus orada giderek artmaktadır.
Buna bağlı olarak da sıklığı yaşla beraber artan hastalıkların görülme oranı yükselmektedir. Alzheimer hastalığı 65 yaş üzerinde yüzde 3 ile 11., 85 yaş üzerinde ise 20 ile 47 oranında görülmektedir. 65-85 yaş arası her 5 yılda bir görülme sıklığı 2 kat artmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre tüm dünyada yaklaşık 55 milyon demans hastası bulunmaktadır. 2030 yılında 78 milyon, 2050 yılında da 139 milyon demans hastası görüleceği ön görülmektedir. Ülkemizde de 660 bin civarında Alzheimer hastası olduğu tahmin edilmektedir. Bu nedenle Alzheimer hastalığı ve diğer demans nedenleri küresel bir halk sağlığı problemi haline gelmiştir. Ülkemizde Eylül ayı Alzheimer Farkındalık Ayı olarak belirlenmiş ve tüm dünyada da 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü olarak kabul edilmiştir. Alzheimer hastalığı yaşlanmanın doğal bir sonucu değildir. Ancak hastalık gelişimi için en önemli risk faktörü yaştır. Diğer nedenler kadın cinsiyet, geçirilmiş depresyon hikayesi, genetik, geçirilmiş kafa travması hikayesi, tansiyon hastalığı, şeker hastalığı, kalp hastalığı sayılmaktadır. Aynı zamanda düşük eğitim düzeyi ve mesleki, çevre ile alakalı faktörler de risk faktörleri sayılabilir. Alzheimer hastalığında hücre içerisinde ve beyinde hücre içi ve hücre dışında belirli toksit maddeler birikmektedir. Aynı zamanda sinir hücrelerinde dejenerasyon görülmektedir. Hastalığın karakteristik bulgusu hafıza kaybıdır. Genelde bu hafıza kaybı da ciddi ve ilerleyici boyuttadır” şeklinde konuştu.
“ALZHEIMER’İN 3 EVRESİ VAR”
Alzheimer hastalığını hafif evre, orta evre ve ağır evre olmak üzere 3 aşamada incelediklerini dile getiren Yılmaz, “Hafif evrede olan bireyler daha çok eşyaları koydukları yerleri unuturlar. Aynı soruları tekrar tekrar sorarlar. İsimleri unuturlar. Kelime bulmakta ve cümle kurmakta zorluk yaşarlar ve duraksayarak konuşurlar. Günlük işleri kendileri yapabilirler ve çalışabilirler. Hafıza bozukluğu da dalgalı seyirlidir. Genelde eski olayları çok güzel bir şekilde hatırlarlar. Hastalığımız orta aşamaya geldiğinde hafıza kaybı biraz daha belli hale gelir. Öğrenilen bilgi dakikalar içerisinde unutulmaya başlanır ve eski olaylarda da net hatırlanmamaya başlanır. Ayrıca hastalar günlük işler dediğimiz giyinme, yıkanma, tuvalet alışkanlıkları içinde birinin yardımına ihtiyaç duymaya başlarlar. Ağır evreye geldiğimizde ise artık kişi aile bireylerini tanıyamaz. Tanıdık mekanlarda kaybolmaya başlar. Tuvalet, giyinme ve yıkanma gibi ihtiyaçları içinde sürekli olarak bir kişinin desteğine ihtiyaç duyarlar” diye konuştu.
“HASTA YAKINLARI DA ENDİŞELİ”
Hasta yakınlarının gelecekte Alzheimer olup olmayacakları konusunda endişeli olduklarını belirten Dr. Nurhan Yılmaz, “Alzheimer hastalığı olan ailelerde hastalarını biz muayene ettiğimizde hasta yakınlarının bize en sık sorduğu sorular, “Acaba bende ilerde Alzheimer olur muyum? Alzheimer olmamak için ne yapmalıyım?” oluyor. Bizim hasta yakınlarına önerdiğimiz bazı öneriler bulunmakta. Bunlar özellikle beslenme ki beslenmede Akdeniz diyeti dediğimiz trans yağların ve donmuş yağların daha az tüketildiği, meyve sebze ağırlıklı, protein ağırlıklı yağdan kısıtlı diyetleri öneririz. Doğal yollarla alınan vitaminleri öneririz. Kuruyemiş ve bakliyat tüketimi çok önemlidir” şeklinde konuştu.
“ALZHEIMER HASTALARI SOSYAL ORTAMDA BULUNMALI”
Hastanın sosyal ortamdan izolasyonunun Alzheimer hastalığı için bir risk faktörü olduğunu ifade ederek sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Biz hastalarımıza fiziksel ve zihinsel egzersizler öneriyoruz. Bizim için spor yapmaları çok önemlidir. Sigara ve alkol kullanıyorlarsa bunları bırakmaları gerekiyor. Sosyalleşmek çok önemli. Çünkü sosyal izolasyon da Alzheimer hastalığı için bir risk faktörüdür. Stresten uzak bir yaşam öneriyoruz. Bol yürüyüş yapmalarını ve bol sıvı tüketmelerini öneriyoruz. Alzheimer hastalığının şuan için net bir tedavisi yok. Mevcut tedavilerimi ile hastalığın ilerleme hızını yavaşlatıp, bazı fonksiyonel kayıpların iyileşmesini hedefliyoruz. Alzheimer için çalışma aşamasında olan ilaçlarımız var. Bu ilaçlar daha çok erken aşamada olan hastalara uygulanacak. Alzheimer hastalığında erken tanı ve tedavi çok önem arz edecek. O yüzden bu farkındalık bizim için çok önemlidir.”